Karamollaoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar

Karamollaoğlu'ndan çarpıcı açıklamalar

Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu, 2010'daki referandumunda "Yetmez ama evet" dediklerini belirterek, "Ama biz bunun bu hale geleceğini düşünmedik. İş ters döndü, Cumhurbaşkanlığı daha yetkili bir konuma geldi" dedi. Karamollaoğlu, bugünkü haliyle başkanlık sisteminin fayda sağlamadığını söyledi.

Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu, 2010'daki referandumunda "Yetmez ama evet" dediklerini belirterek, "Ama biz bunun bu hale geleceğini düşünmedik. İş ters döndü, Cumhurbaşkanlığı daha yetkili bir konuma geldi" dedi. 

BBC Türkçe'ye konuşan Temel Karamollaoğlu, ittifak için öne sürdükleri şartları ve mevcut duruma yönelik görüşlerini aktardı.

Karamollaoğlu, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylarını seçim tarihi belli olduğunda açıklayacaklarını ve birkaç isim üzerinde kamuoyu yoklaması yapacaklarını belirtti.

"Cumhurbaşkanı adayınızı ne zaman açıklayacaksınız" sorusunu yanıtlayan Karamollaoğlu şunları söyledi: 

"Seçim tarihi belli olduğu zaman, kendi adayımızı açıklayacağız. Önce kendi içimizde mutlaka bir yoklama yapacağız. 3-5 aday adayı üzerinden, kaç kişi olur bilemiyorum, yine bir kamuoyu yoklaması yapacağız. Çünkü biz seçime yalnızca girmiş olmak için değil, seçimi almak için gireceğiz. Bu yüzden tabanda destek bulan bir adayın üzerinde duracağız. Elbette bu aday bizim ilkelerimizi benimseyen bir aday olacak. Onun için şu an erken."

"REFERANDUMDA EVET DEDİK AMA BU HALE GELECEĞİNİ DÜŞÜNMEDİK"

Karamollaoğlu, 12 Eylül 2010 referandumunda "evet" oyu verdiklerinin hatırlatılması üzerine şu açıklamayı yaptı: 

"Evet ama biz 'Yetmez ama evet' demiştik, koşulsuz bir destek vermemiştik. Orada destek vermemizin nedeni, maalesef birtakım organların Meclis'i tahakküm altına almak istemelerinden kaynaklıydı. Meclis bir karar verecek, Cumhurbaşkanlığını seçecek, yargı organları başlangıçtan itibaren toplantı yeter sayısının üçte iki olmasını istiyor, ancak Anayasa'da böyle bir hüküm yok. Yargı üzerinde bir baskı olmasın derken, yüksek yargı organlarının Meclis'in çalışmasını engelleyecek bir tavır takınmasını da kabul edemeyiz. Ama biz bunun bu hale geleceğini de düşünmedik. Bu sefer iş ters döndü, Cumhurbaşkanlığı daha yetkili bir konuma geldi. 15 Temmuz kalkışması ve arkasından ilan edilen OHAL da tabii yürütmeye çok geniş yetkiler verdi.