15 Haziran günü Ankara Güven Park’ta başlayan adalet yolcuğumuzun 21. Günü’nde ,hepimizin yüzünde aynı mutluluk ve gurur var.
Yürüyüşün ruhuna entegre olmuş neredeyse tüm bedenleri gerek yakından gerek uzaktan gözlemliyorum.İnsanların birbiriyle olan konuşmalarını duyuyorum kimi zaman, kimi zaman ise beden dilini işitiyor gözlerim…Organik dostluklar, hormonsuz aşklar,orjinal kahkahalar..

Bu yürüyüş bittikten sonra ‘ne olacak’ sorununa dair merakla bakan bir göze rastlamıyorum artık .Güvenpark’ta “acaba sonunu getirebilir miyiz” diye endişeyle bakan gözlerde bile şimdi inanç ve kararlılık var.Bu eylemin bir son değil, bir başlangıç olduğuna odaklanmış tüm zihinler…
Sabah 09:00 itibariyle kamp alanından ayrılarak,D-100 karayolu üzerinde yürümeye başlıyoruz.Her gün daha da sıkılaştırılan güvenlik önlemlerine bir yenisi daha ekleniyor.Yürüyeceğimiz otoyol trafiğe kapatılmış.…Tepemizde helikopter,önümüzde çevik polisler ,zırhlı araçlar..Ve onların hızlı temposuna ayak uydurmaya çalışırken, bir yandan fotoğraf çekip bir yandan canlı yayın yapmaya çalışan bendeniz..

Başından beri  çeşitli provokasyonlara tanık olmuşluğumuz çok.Rabia işaretiyle küfredenler, düşen şortuna aldırmadan tehdit edenler, yollarımıza gübre döküp, konteynırımıza kurşun atanlar…Saymakla bitmez..

Hiç arbede yaşanmadan devam eden bu 20 günlük yolculukta, her hafta yeni bir kolluk kuvveti katılıyor aramıza,olası tehlikeye karşı.. Polis eşliğinde başlayan korteje, jandarma, komandolar derken özel harekatçılar da  katıldı bugün itibariyle…Aynı masada yemek yiyip, sohbet etmişliğimiz çok olmuştur. Hatta bazılarıyla anlarımızı fotoğraflarla ölümsüzleştirdiğimiz de..Anormal sıcakta ayağında postalı,elinde silahı bizleri korumak için gelen yaşları kardeşlerimizden küçük Mehmetçikler.Hayırlı teskereler diliyorum.

,

Bolu Dağı ve Hendek arasında şeritlerin dar olduğu yerlerde bile trafik kapatılmazken, bugün İç İşleri Bakanlığı “özel bir güvenlik gerekçesiyle” sanayi tesislerinin çok yoğun olduğu ve yüzey olarak gayet geniş olan karayolunu “trafiğe kapatma kararı” almış.Şaşkınlıkla karşıladığımız bu kararın, bize ait olmadığını bir yandan yol üstünde tepki veren kamyonculara anlatmaya çalışır iken, bir yandan da “yolları kapatıp, trafiğin kitlenmesinin sebebinin CHP değil,İç İşleri Bakanlığı’nın kararı olduğunu yazıyoruz sosyal medya hesaplarımızda.Öyle ki bir ara ,Grup Başkan vekili Özgür ÖZEL anons aracının üstüne çıkıp, şikayet için yanaşan araçlara “valla kardeşim bizim yüzümüzden değil” cümlesiyle başlayan bir açıklama yapmak durumunda kaldı.
Saat 15 :00’te başlayan yürüyüşümüzün ikinci etabından sonra havanın aşırı  sıcaklığı sebebiyle E5 üstünde tekrar kısa bir mola veriyoruz.Yaklaşık 10-15 dk kadar soluklanmak için verdiğimiz bu molada ,dağıtılan su şişelerinin kartonları ,gün itibariyle açık arttırmada pırlanta ile yarışır. Her gün sırt çantamda el yelpazesi olarak kullandığımız bu karton parçalarından stoklu olarak taşıyorum.Hafif bir serinlik yaratmak adına birbirinin yüzüne üfleyen, el ele tutuşmuş tonton nine ve dedeler var yürüyüş katılımcıları arasında. Hormonsuz aşkların son kuşağı..Geninizi klonlasak ta gelecek kuşaklar faydalansa diye ibretle izlediğimiz çiftler hani..Çantamda bulunan karton stoklarını ,yaşına aldırmaksızın ülkesi için yollara düşmüş bu büyüklerimizle paylaşıyorum denk geldikçe..

Saat 17:00 itibariyle Hereke’ye vardığımızda Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş boyunca tanık olduğu özel anlardan biri gerçekleşiyor.21 gündür kamp alanında ona eşlik eden kortejle birlikte, gayet mütevazi bir karavanda konaklayan Kemal Bey, güncemde yazmam adına bu özel anısını benimle paylaştı.Hereke’ye vardığımızda bir yaşlı teyzem gelir Kemal Bey’in yanına koşa koşa, heyecanla..Akşam evinde ağırlamak istediğini söyler.Yürüyüş boyunca yer sofrasında yemek yemişliği çoktur halk adamı Kemal Bey’in. Düzce’de yolumuza gübre döküldüğü gün, kentin en önde gelen ailelerinden biri ağırlamıştı Kemal Bey’i.Ancak ,bu yürüyüşü başarılı kılan şey ,ödün vermeden devam eden disiplini…Kendi içinde bir zamanlama planı olduğundan ,üzülerek gelemeyeceğini belirtir Kemal Bey…
Akşam,Dilovası ilçesine bağlı  Tavşancıl sahilde son etabımızı noktalıyoruz.Kortejde bulunan herkes kamp alanında yemek, su ve dinlenme ihtiyaçlarını giderirken, ben sahil şeridi üzerinde bir ara sokakta rastladığım ,derme çatma bir evin bahçesinde tavuklarla, horozlarla oynayan bir dizi çocuğun yanında buldum kendimi.Anlatımını yarına bıraktığım bu özel ve güzel anlarda çayımı yudumlar iken, Genel Başkanımız ise “Mavili “ile karşılaşıyor.Bir önceki molada Kemal Bey’i ve ekibini ,akşam evinde yemeğe davet eden Hereke’li teyzem, kortejin konaklayacağı yeri öğrenip, buraya gelmiş  “mavili” ile.

“ Mavili” ,bisküvi ile yapılmış olan,ismini renginden alan o bölgeye özgü bir tatlı..Biz yürüyüşün son etabına devam ederken,akşam ikram etmek için evinde onunla uğraşmış Hereke’li teyzem.‘Hayatımda yediğim en  lezzetli bir tatlılardandı ’ dedi Kemal Bey.
Lezzeti içine katılmış emeğinde…Halkın umuduna , Kemal Bey’e duyduğu organik sevgide..
Turuncu’nun Seyir Defteri
05.07.2017