Kılıçdaroğlu: 'Asgari ücretten yüzde 1 vergi alınsın'

Kılıçdaroğlu: 'Asgari ücretten yüzde 1 vergi alınsın'

Kemal Kılıçdaroğlu Malepe Belediyesi tarafından düzenlenen Maltepe Ekonomi Formu'nda gündeme dair değerlendirme yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Maltepe'de düzenlenen Maltepe Ekonomi Forumu'nda konuştu. Kılıçdaroğlu "Her şeyi ben bilirim mantığından çıkarak sorunları hep beraber çözebiliriz mantığını ortaya çıkarmamız lazım. Eğer bir ekonomi kurumsallaşmışsa sıfırdan başlangıca ihtiyacımız yok" dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasına şu sözler ile devam etti:

"Her şeyi ben bilirim mantığından çıkarak sorunları hep beraber çözebiliriz mantığını ortaya çıkarmamız lazım. Eğer bir ekonomi kurumsallaşmışsa sıfırdan başlangıca ihtiyacımız yok.

'CHP DIŞINDA İKTİDAR OLDUKTAN SONRA VARLIĞINI SÜRDÜREN PARTİ YOK'

Tek başına iktidar olanların bir süre sonra siyasetten çekildiklerini görüyoruz. CHP dışında iktidar olup sonra varlığını sürdüren parti hemen hemen hiç yok. Bunun da sorgulanması lazım. Biz bu siyasal yapıyı böyle sürdürecek miyiz? Siyasette liyakatin olmaması başka bir soruyu gündeme getiriyor. Devlette de liyakatin bozulduğunu görüyoruz.

Siyasi partiler yasası kimden miras kaldı bize? Bir darbe yasasından. Biz buna darbe hukuku diyoruz. Darbe hukukunu içinde barındıran yasaların bundan arındırılmasını istiyoruz. Biz CHP olarak öteden beri, gerçekten de çağdaş anlamda demokrasi savunuyoruz, savunmak zorundayız. 

'AB'ye ÜYE OLMAK İSTİYORUZ'

Batı standartlarında, AB’ye üye olmak istiyoruz. Neden bizim insanımız üçüncü sınıf demokrasiye mahkûm ediliyoruz. Hakkımız birinci sınıf demokrasi. Demokrasiden yana olan güçlerin bir araya gelip demokrasiyi inşa etmeliyiz.

Türk ekonomisi değer yaratma konusunda içe döndü. Neden siyasal iktidar inşaatı kutsadı? Bu sorunun yanıtı siyasetin finansmanından bulmalıyız. 

'TANK PALET FABRİKASI PARASIZ VERİLDİ'

İktidarın çıkmaz sürecin içine girdiği noktadır. Yolsuzlukların da içselleştirildiğini bu süreçte görüyoruz. Toplum neden yolsuzluklar konusunda duyarsız hale getirildi. Devlet başkanının yolsuzluktan pay alması makul karşılanmaya başladı.

Yasaya bile gerek istemiyorlar. ‘Ben yaparım’ diyorlar. Örnek mi istiyorsunuz? Tank Palet Fabrikası. 20 milyar dolarlık fabrika 25 yıllığına parasız verildi. Müslümanız diyenler var. Yolsuzluk ne, kul hakkı ne? Siyasetçi hesap vermeye gerek bile duymuyor. Siyasetin yozlaşmasının tepesinde bu var. 

İnşatta rantı yaratan büyük oranda kayıt dışılıktır. Tapu kayıtlarının yüzde 90’ı doğruyu yansıtmıyor. En büyük rant ve gelir buradan. Siyasal iktidardan buradan besleniyor. Kayıt dışılık üzerinden durulması gereken en önemli konulardan biridir. İstihdamda kayıt dışılık vardır.

'SENDİKALAŞMA FELSEFESİ YİTİRİLDİ'

Vergi kaçırmanın toplumsal maliyeti var. Kişinin ve ailesinin geleceğini elinden alıyorsunuz. Bu konu üzerinden de ayrıntılı durmak gerekir. Sendikalaşma felsefesi de yitirildi. Sendikalaşma önemli. AR-GE’den söz edildi. Bazı akademisyen arkadaşlarımız Türkiye’den üretilen malların çoğunun Orta Doğu’ya hitap edildiğini belirtti. AR-GE’ye daha fazla kaynak aktarılması gerektiği söylendi. Kaynak ayırmayan kim, siyasal iktidar. İnşaat varken neden AR-GE’ye kaynak ayırsın.      

'ÜNİVERSİTELERİN BİLGİ ÜRETMESİ YASAKLANIYOR'

Türkiye’de var olan 100’ün üzerindeki üniversite gerçekten üniversite mi? Üniversite bilgi üretmezse katma değeri yüksek ürünü nasıl üreteceksin? Üniversitelerin neredeyse bilgi üretmesi yasaklanıyor. Sizden farklı düşünün akademisyenleri KHK ile atarsanız nasıl bilgi üretilecek. Akademik dünya özgürce düşünmek ve araştırmak için yabancı bir ülkeyi düşünüyorsa oturup birlikte düşünmemiz lazım. Bunu hep birlikte düşünmesi gerekecek. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesinden uzak durmamız gerekir. 

'BU ÜLKEDE CAN VE MAL GÜVENLİĞİ YOK'

Bu ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok. Ben bunu söyleyince kızıyorlar. Her an herkes gözaltına alınabilir mi alınabilir, avukatınız bile neden gözaltına alındığınızı bilemez.

‘Onlar cezalandırılacak’ diyor sen hâkim misin? Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde yeni arayışların rotasını belirlemeye çalışıyoruz. Yarın sabah Türkiye’de ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz. Eskiden planlama teşkilatı vardı. Bir gelecek hedefi konurdu toplumun önüne.

'ANNE VE BABALAR EĞİTİMDEN MEMNUN DEĞİL'

Vergilemek için siyasi iradeye ihtiyaç var. Siyasi iktidar ranttan besleniyorsa o alan vergilenmez. Kapsayıcı ekonomiden bahsettik. Eğitim kişiye sınıf atlatır. 4+4+4 sistemi geldi parlamentoya, bu kanun teklifini veren 5 milletvekilinin hiçbiri eğitimci değil. Kalkınma planında, hükûmet programında yok, bir kişinin arzusu nedeniyle parlamentoya geldi. İsterdik ki akademik kadro daha fazla sesini çıkarsaydı. Kendi çocuklarımızı denek olarak kullandık. Bir ülkeyi geri bırakmak istiyorsanız o ülkenin eğitim sistemini bozmak yeterli. 4+4+4 çıkmasın diye çok çabaladım. Çocuğunu okula gönderen hiçbir anne ve baba eğitimden memnun değil. Asıl kaynak ayırmamız gereken yere kaynak ayrılmıyor. 

'AİLE SİGORTASI NEDEN UYGULANMIYOR?'

Devlet sosyal güvenlik haklarını sağlayan koşulları karşılar. Bugün yapılan sosyal yardımlar hak temelli değil lütuf temelli. Böylece sosyal yardımlar iktidarda kalmanın bir aracı olarak kullanılıyor. Hak temelli anlayışı sendikalar, STK'lar ile oluşturacağız. Sendikalar bile bunun farkında değil. Sendikalar 102 sayılı sözleşmeyi bile yeterince bilmiyor. Parlamento 1974 yılında bunu kabul etti. Kişinin doğumundan ölümüne kadar herkesin sosyal güvenliğini karşılıyor yasa. Aile sigortası neden uygulanmıyor? Bunun üzerinde de akademik dünyanın durması lazım.

'EYT'lilerin SORUNU AİLE SİGORTASI İLE ÇÖZÜLÜR'

Emeklilik yaşı 65'e çıktı. 60 yaşında bir kişinin işsiz kaldığını düşünelim. 65 yaşına kadar nasıl geçinecek? O zaman devreye aile sigortası girmeli. EYT'lilerle kıyamet kopuyor. EYT'lilerin sorunu aile sigortası ile çözülür. Hak temelli sosyal yardıma karşı çıkıyorsunuz demek ki. Daron Acemoğlu, 'Sosyal yardım yapmak için önce kaynak yaratılması gerekiyor' dedi. İşsizlik sigortasını nasıl siyasal iktidar kullanıyorsa aile sigortası için e kaynak yaratıp bu sorunu çözebiliriz. Sosyal yardımları yaparken dikkat etmemiz gerekiyor.

Aylık geliri 673 lira altında olan kişi sayısı 8 milyon 647 bin 283 kişi. Ben sizlere 1940'lı yıllardan bahsetmiyorum. Nereden buldunuz bu rakamı diye sorabilirsiniz. Devletten öğrendim. 1000 liranın altında aylık geliri olan sayısı 847 bin kişi. Konteynerlerde çöp toplayan on binlerce fakir fukara görüyoruz? 

Önümüzdeki günlerde asgari ücret belirlenecek. Asgari ücret açlık sınırının altında. Sendikaların bir araya gelmesi bizim için çok önemli.

'ASGARİ ÜCRETTEN YÜZDE 1 VERGİ ALINSIN'

Açlık sınırının altında kimsenin kalmaması gerekir. Sendikalar iktidarın yanında mı işçinin yanında mı kalacaklar göreceğiz. Devlet bunları açlık sınırının altında asgari ücrete tabii bıraktı. Asgari ücretten sembolik olarak yüzde 1 vergi alınsın.

4 ayaklı bir stratejiye ihtiyacımız var. Demokrasi, Türkiye’nin üretmesi, sosyal devlet, sürdürebilirlik

Darbe hukukundan ayrılmış bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu işin sağı solu yoktur. Bu iş insan ve hak temelli bir iş. Bu ülkede yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Belki de tarihimizde ilk kez bütün tarafların katılımıyla yeni bir anayasa hazırlanması için çalışma başlatacağız. Eğer siyaset kurumu benim sorduğum sorunun yanıtını sade bir vatandaş olarak bana vermiyorsa oradan bir şeyler vardır. Demokrasi, hak, hukuk derken devletin saydamlaşması ve siyasetçilerin hesap verebilmesi gerekir.

'TÜKETEN BİR TOPLUMA DÖNÜŞTÜK'

Hayatın her alanında üretim yapmalıyız. Sadece ürettiğimiz mallarla değil, kültürle de dünyada söz sahibi olmalıyız. O açıdan üretmek çok değerli. Tüketen bir topluma dönüştük. Tarımda yardımla başladık. Toprağını ekmeyene para verdik.

Güçlü bir sosyal devlet inşa etmeliyiz. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı herkesin geleceğinin garantisi olmalı. Yoksa toplumda huzur olmaz. Hiç kimse eğitime para ayırmayın demiyor. Sınıf atlatmak istiyorsak eğitime iyi para ayırmak zorundayız.

Kişinin geleceğini düşünecek, neyi nasıl yapacağını bilecek. Siyaset sürdürülebilir kavramını kullanmıyor. Bunun ölçüsü nedir? Bunun birincisi yolsuzluklar mücadeledir. Yolsuzluklar konusunda toplumu uyarmamız gerekiyor. Yolsuzluk aynı zamanda açılan beyaz sayfanın aşama aşama kirlenmesi demek. Sİyasal etik yasasının çıkması gerek."