Kılıçdaroğlu : Koronaviris için tarımda alınan önlemler yetersiz

Kılıçdaroğlu : Koronaviris için tarımda alınan önlemler yetersiz

CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği Basın Toplantısı’nda Koranvirüs için hükümet tarafından tarımda alınan önlemlerin yetersizliğini belirterek, CHP’li Belediyelerin konu ile ilgili yaptığı çalışmaların bir kısmını kamuoyu ile paylaştı.

Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal’ın açıklamalarında öne çıkan bazı noktalar şöyle:

Koronavirüs (Covid – 19) Çin’in Vuhan kentinde ilk olarak 31 Aralık 2019 günü ortaya çıktı. Çin’in 11 milyon nüfusa sahip kenti Vuhan’da 41 kişide zatürre benzeri bir hastalık olduğu açıklandı. Sonradan bunun zatürre olmadığı ortaya çıktı.

Hastalık hızla dünyaya yayıldı. Türkiye’de ilk ise 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece saat 00.30’da Türkiye’deki ilk koronavirüs vakası resmen açıklandı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı basın toplantısında bir kişinin Kovid-19 testinin pozitif çıktığını, bu kişinin Avrupa’dan geldiğini ve kendisiyle birlikte yakınlarının da karantinaya alındığını duyurdu. Koronavirüs kaynaklı ilk ölüm ise ülkemizde 18 Mart 2020 tarihinde görüldü.

Koronavirüs salgını ile birlikte sağlık sektörü ve gıda, dolayısıyla tarımın önemi ortaya çıktı. Salgın ilk olarak bu iki sektörü etkiledi.

Ülkemiz Covid-19 pandemisine bu iki alanda AKP’nin yarattığı büyük tahribatta yakalandı. Hem sağlık alanında hem tarım alanında kamu etkisinin azaldığı bir dönemde Covid-19 salgını ile mücadele ediyoruz. Ekonomik kriz ve büyük işsizlik rakamlarını da eklediğimizde, maalesef ülkemizi zor bir sürecin beklediğini söylemek durumundayız.

Başta doktor ve hemşireler olmak üzere sağlık çalışanları, kelimenin tam anlamıyla, canla, başla büyük bir mücadele veriyorlar. Bütün sağlık çalışanlarına başarı dileyerek, diğer önemli konu olan gıda ve dolayısıyla tarım alanında görüşlerimizi sizinle paylaşmak isterim.

Koronavirüsün Tarım ve Gıdaya Etkisi

Koronavirüsün dünyaya yayılması ile birlikte ülkeler ekonomik tedbirler aldılar. Ülkelerin tedbir aldığı sektörlerin başında gıda ve buna bağlı olarak tarım öne çıktı.

Çok sayıda ülke gıda ve tarım ürünü ihracatını durdurdu. Hastalığın yaygın olduğu ülkelerden ürün ithalatına kısıtlama getirdi. Mevsimlik işçilerin ülkelere geçişlerine engeller konuldu.

Örneğin Avrasya Ekonomik Birliği ülkeleri (Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Rusya) 31 Mart tarihinde aldıkları karar ile soğan, sarımsak, şalgam, çavdar, pirinç, kara buğday, darı, soya ve ayçiçeği gibi ürünlerin ihracatını 30 Haziran 2020 tarihine kadar  yasakladı. Bu ülkelerin dışında Hindistan, Vietnam ve Kamboçya pirinç, Ukrayna kara buğday, Mısır baklagil ihracatını yasakladı.

Ülkelerin gıda ürünlerine yönelik kısıtlamaları, tedarik zincirine zarar vermeye başladı.

Uzun zamandır tarım sektöründe egemen güç olan ülkelerin gıda ve tarım ürünlerine kısıtlama getirmesi, bu ülkelerden ithalat yapan çok sayıda ülkede gıda kıtlığı riski doğurdu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 820 milyon insan açlık sınırında yaşarken, koronavirüs sonrası gıda ve tarım ürünlerinde egemen güç olan ülkelerin ihracatı durdurması, bu tabloyu daha da kötüleştirecektir.

Türkiye Nasıl Etkileniyor?

Devletlerin gıda ve tarım ürünlerine kısıtlama getirmesi ülkemizi de olumsuz etkileyecektir.

1980 sonrası yürürlüğe konulan politikalarla kamunun tarıma olan desteği kesildi. AKP döneminde ise neredeyse tamamen bitti. “Paramız var ki ithal ediyoruz” anlayışı ile üretimden çok ithalata önem verildi. Tarım ticarete konu edildi ve karlı bir alan olarak görülmediği için üretim desteklenmedi. Ülke çiftçisi ürettiğinden para kazanamaz ve borç batağında nefes alamaz duruma düşerken, birileri de ithalat yoluyla zengin edildi.

Bu politikaların sonucunda bugün ülkemiz birçok tarımsal üründe tam ithalatçı durumunda.

Türkiye bugün buğdayı Rusya, Ukrayna, Kanada’dan, ayçiçeğini Moldova, Romanya, Çin, Rusya’dan, mısırı Ukrayna, Romanya, Rusya’dan, soyayı Brezilya, Ukrayna’dan, pamuğu ABD, Yunanistan, Brezilya’dan arpayı Ukrayna, Rusya ve Fransa’dan ithal ediyor.

Şimdi ise paran olsa bile ithalat yapmak mümkün olmayacak.

Bu ticaret kısıtlamaları ithal ettiğimiz birçok ürünün fiyatında artışa neden oldu. İthal ettiğimiz ürünlerdeki fiyat artışına ülke içinde ekonomik krize bağlı kur artışı da eklenince, gıda ürünlerinde fiyat artışı kaçınılmaz olacaktır.

Hububat, yağlı tohumlar ve baklagillerde ülkemiz dışa bağımlıdır.

İhracat yasakları devam ederse ülkemizi çok zor bir süreç bekliyor olacak.

Girdiler de Artacak

Tarım ürünlerindeki fiyat artışı bununla sınırlı değil. Girdi maliyetleri de artacak. Çünkü gübre, ilaç, tohum ve mazot gibi temel girdilerde dışa bağımlıyız ve bunlar da kur artışı ile birlikte artacaktır. Sadece dünyada fiyatı hızla düşen mazot şimdilik zam görmüyor. Ama üreticimiz için hala mazot fiyatı çok yüksektir.

İddia edildiği gibi tarım girdileri içinde önemli bir yer tutan tohumda da dışarıya bağımlıyız.

Koronavirüs etkisi ile girdilerin tedarikinde sıkıntı yaşanırsa üretim düşer.

Tarıma Destek Yok

Koronavirüs (Covid-19) bütün sektörleri olumsuz etkilediği gibi tarım sektörünü de olumsuz etkiliyor dedik. Ancak tarım sektörünün bir farkı var. Tıpkı sağlık sektörü gibi, salgın döneminde de üretici tarlasına gitmeye, üretmeye devam etmek zorunda. Çünkü çiftçi üretmeye devam ettiği sürece gıda güvencesi sağlanmış olacak. Bunun gerçekleşmesi için de başta çiftçilere sağlıklı bir ortamda çalışma imkânının tanınması gerekir. Çiftçilerin güvenceye kavuşturulması gerekiyor. Ama şu ana kadar bununla ilgili tatmin edici önlemler alındığını söylemek zor.

En önemli sorunlardan biri mevsimlik tarım işçileri konusunda yaşanıyor. Bilindiği gibi mevsimlik tarım işçileri, tarımsal üretimin en önemli unsurlarıdır. Tarım sezonunun yoğunlaştığı bir dönemdeyiz. Ekim, dikim, budama, gübreleme, çapa, ilaçlama, sulama ve hasat gibi işlemleri yapacak olan tarım işçileri tarlada olmaz ise tarımsal üretimin devamlılığı büyük sekteye uğrar.

Sokağa çıkma yasakları çerçevesinde 20 yaş altı ve 65 yaş üstü, sigortasız çalışan vatandaşların sokağa çıkması yasaklandı. Daha sonra bu karar biraz esnetilerek 18 yaşına kadar olanların da işe gitmelerine olanak sağlandı. Ancak özellikle bölgeler arası çalışmaya giden mevsimlik tarım işçileri bütün bir aile olarak gidiyorlar. Dolayısıyla 18 yaşından küçük ve 65 yaş ve üzeri aile bireylerini geride bırakmaları mümkün değil. Bu konuda mevsimlik tarım işçilerine özel, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç var. Çünkü bu yasaklar nedeniyle  çok sayıda mevsimlik tarım işçisi üretim alanlarına ulaşamamaktadırlar.

AKP’nin Tarıma Bakışı

Koronavirüsün ülkemizde görülmesinin üzerinden 1 hafta geçtikten sonra 18 Mart 2020 tarihinde AKP Genel Başkanı başkanlığında yapılan Koronavirüs ile Mücadele Eş Güdüm Toplantısı yapıldı. Bu toplantıya sağlıktan sonra en önemli konu olan tarım sektöründen hiçbir temsilci  bu  toplantıya çağrılmadı. Toplantı sonrasında açıklanan ve 100 milyarlık bütçe ayrılan ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’nda çiftçilere 1 kuruş destek ayrılmadı.

Bu durum kamuoyunda büyük tepki çekince, Tarım Bakanlığı şu önlemleri  aldı:

-         2019 yılından kalan çiftçi desteklerinden bir kısmı ödendi. Üreticinin halen 2019 yılından kalan destek ödemeleri bulunuyor.

-         7 ilde (Bingöl, Erzurum, Erzincan, Kars, Kayseri, Muş ve Sivas) 9 bin 700 dekar hazine arazisi üretime açıldı.

-         21 ilde %75’i hibe olarak verilen 6 bin 700 ton (4 bin tonu buğday) tohum üreticilere dağıtıldı.

Tarım alanında tedbir olarak açıklanan bu girişimlerin ülke üretimine önemli bir katkısı olmayacaktır.

CHP Ne Önerdi?

Koronavirüs salgını ülkemizde gördüğümüz anda, gıda ve tarım alanında  acilen alınması gereken önlemleri açıkladı. Bunlardan bazıları şöyle;

-          Üreticinin 2019 yılından kalan bütün desteklerinin hemen ödenmesini

-         2020 yılı desteklerinin 49 milyara çıkarılarak yarısının  hemen  kalanın da Haziran sonunda ödenmesini,

-         Ürünlerin alım fiyatlarının hemen açıklanmasını,

-         Ürünlere alım garantisi verilmesini,

-         Üretici borçlarının 1 yıl faizsiz ertelenmesini,

-         Üreticinin elektrik ve su borçlarının silinmesi ve kapatılan elektrik ve suyun üreticiye yeniden verilmesini istedik.

 Yerel Yönetimler

Merkezi hükümet tarım sektörü için gerekli adımları atmaz iken muhalefet partilerinden seçilenler başta olmak üzere yerel yönetimler, üreticilere destek anlamında çok ciddi adımlar attı, atıyor.

Özellikle CHP’li belediyeler bu anlamda gurur verici çalışmalar yürütüyorlar. Merkezi hükümetin bütün engellemelerine rağmen, ihtiyaç sahibi vatandaşlara sosyal yardımlar yapmaya devam eden belediyelerimiz, tarım sektörüne de önemli katkılar sunuyorlar.

Koronavirüs öncesi ve koronavirüs sonrası belediyelerimizin yaptığı bazı çalışmalardan örnekler vermek isterim.

Adana Büyükşehir Belediyesi:

Koronavirüs öncesi; 1 milyon adet fide dağıtımı yaptı.

Koronavirüs sonrası; 770 bin adet fide  dağıtımı, yüzde 95  hibeli bağ kurmak desteği verildi. 50 dekar altı küçük aile çiftçilerine nakit yardım yapılacak.

Ankara Büyükşehir Belediyesi:

Koronavirüs  öncesi; üreticilere tohum desteği. Kooperatifler ve üreticilerin elinde kalan ürünlerin alınarak ihtiyaç sahiplerine dağıtılması.

Koronavirüs sonrası; sokağa çıkma yasağı sırasında pazarcıların elinde kalan ürünlerin alınarak ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılması.

Antalya Büyükşehir Belediyesi:

Koronavirüs öncesi; yaklaşık 10 bin çiftçiye güneş enerjisinden elde edilen elektrik enerjisi desteği. Sulama ekipmanı desteği.

Koronavirüs sonrası; elektrik enerji desteği devam edecek. Süt üreticilerine süt soğutma tankı desteği.

Artvin Belediyesi:

Yerel tohumlardan elde edilen 30 adet fide üreticilere ücretsiz dağıtılacak.

Aydın Büyükşehir Belediyesi:

Karonavirüs  öncesi; 3 milyon  fide dağıtımı. Ayrıca zeytin fidanı dağıtım.

Koronavirüs sonrası; 3 milyon fide dağıtılacak. Daha önce yapılan Sakız Koyunu dağıtım bu yıl da sürecek. Ayrıca Honamlı keçisi  üreticilere dağıtılacak. Ayrıca üreticilerden besi hayvanı alınarak 14 adet Ege  Et Satış Mağazalarında tüketiciye, kaliteli ve ucuz et temini sağlanacak.

Bolu Belediyesi:

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) ile birlikte 2007 yılından beri Iza Buğdayının üretiminin yapılması ve yaygınlaştırılması için yapılan çalışmalar devam ediyor. 2020 yılı sonunda 200 ton buğday elde edilmesi bekleniyor.

Bolu Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne ait 3 bin 500 m2 kapalı sera alanında çilek, pembe sırık domates, oturak domates, biber, balkabağı, salatalık, altın çilek, karpuz, kavun, kabak, fasulye tohumları ekilerek fideleri vatandaşa sunulacak.

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi:

Koronavirüs öncesi; 550 bin adet fide dağıtımı yapıldı. Meyve fidanları dağıtımı yapıldı.

Koronavirüs sonrası; Besicilere destek amacıyla yem üretimi yapıldı. Yonca tohumu dağıtımı yapıldı. Büyükbaş hayvan dağıtımı (manda) yapıldı.

Hatay Büyükşehir Belediyesi

Koronavirüs öncesi; 3 milyon adet fide ve 450 bin adet meyve fidanı üreticilere dağıtıldı.

Koronavirüs sonrası; mera alanlarının gübrelemesi yapıldı. Sulama kanallarının bakımı yapıldı.

Ali Bayır, Karakılçık ve Kılçıksız buğday ekimi yapıldı. Elde edilen ve edilecek ürünler çiftçilerimize ücretsiz olarak dağıtılacak.

Mersin Büyükşehir Belediyesi:

Koronavirüs öncesi; limon fidanı dağıtımı yapıldı.

Koronavirüs sonrası: 100 bin adet fide dağıtımı yapıldı. 10 bin adet incir fidanı, 150 bin adet nergiz soğanı üreticiye dağıtılacak. Ayrıca mevsimlik tarım işçilerinin sağlık taraması yapıldı. Ailelere gıda ve sağlık paketleri, çocuklara süt dağıtımı yapıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

Koronavirüs öncesi; Mahmutşevketpaşa, Paşamandıra ve Cumhuriyet sulama göletleri yapıldı. Üreticilerden süt alınıp öğrencilere dağıtımı yapıldı.

Koronavirüs sonrası; süt dağıtımı devam ediyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi:

İzmir Büyükşehir Belediyesi uzun yıllardır tarımsal üretime yaptığı katkılarıyla adından söz ettiren belediyemiz oldu.

Koronavirüs öncesi; Süt projesi, büyükbaş ve küçükbaş hayvan dağıtımı, arıcılara kovan desteği. Sulama göletleri. Fide ve fidan dağıtımı. Zirai ilaç dağıtımı. Coğrafi işaret çalışmaları yapıyor. 2020 yılında bu çalışmalar devam edecek.

Koronavirüs  sonrası; daha önce yapılan çalışmalar zamanında da kesintisiz devam etti.

Korona Virüsü tedbirlerinin başladığı günden bu güne 80 bin ihtiyaçlı aileye gıda yardımı sağladı.

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi:

62 ton yem bitkisi dağıtıldı. 445 üreticiye zeytin, kiraz ve asma fidanı dağıtıldı.

Örnek Olsun

Yukarıda kısaca bahsettiklerimiz belediyelerimiz tarafından verilen desteklerin çok küçük bir bölümü. Bütün belediyelerimiz üreticilerimize ekipman, tohum, fide, fidan, yem desteği yapmakta. İmkanı olan belediyeler üreticilerin ürünlerini alıp ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaştırmaktadır.

Bu güzel çalışmaların merkezi hükümete örnek olmasını diliyorum.

Biz üreticimizin her zaman yanında olacağız. Bu zorlu süreci de dayanışmayla hep birlikte aşacağız.”