Komünist Kadınlar'dan 'Şule Çet' açıklaması: Kadının üzerinde yaratılan baskı kadın ölse bile devam ediyor

Komünist Kadınlar'dan 'Şule Çet' açıklaması: Kadının üzerinde yaratılan baskı kadın ölse bile devam ediyor

29 Mayıs 2018’de Ankara’da bir plazanın 20. katından patronu ve patronunun arkadaşı tarafından aşağı atılarak öldürülen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet'e ilişkin dava öncesinde, Komünist Kadınlar'dan bir açıklama geldi.

29 Mayıs 2018’de Ankara’da bir plazanın 20. katından patronu ve patronunun arkadaşı tarafından aşağı atılarak öldürülen 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Şule Çet'e ilişkin dava öncesinde, Komünist Kadınlar'dan bir açıklama geldi.

Yapılan açıklamada “Şule Çet okurken çalışmak zorunda kalan binlerce emekçiden biriydi. Emeğinin karşılığı ödenmeyen on binlerce emekçiden biri. Bu dava çalışan kadınların maruz kaldığı şiddet ve zorbalığın, bu sömürü düzeninde nasıl ölüme kadar varabildiğini ve zanlılar patron olduğunda asıl yargılananın nasıl hep emekçiler olduğunu gösteriyor. Şule Çet için adalet arayışımız onun katilleri cezalandırılana kadar, eşitlik ve özgürlük mücadelemiz bu düzen değişene kadar sürecek” ifadeleri kullanıldı.

Komünist Kadınlar tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:

ŞULE ÇET İÇİN ADALET!

Artık sadece Ankara’lıların değil tüm Türkiye’nin aşina olduğu bir isim Şule Çet. Oysa okurken çalışmak zorunda kalan binlerce üniversiteli kadından biriydi o. Emeğinin karşılığı ödenmeyen on binlerce emekçiden biri. Geleceksiz bırakılan ama umut etmekten vazgeçmeyen milyonlarca gençten biri…

29 Mayıs 2018’de bir plazanın 20. katından atılarak öldürülen Şule Çet’in ölümü önce intihar olarak adlandırıldı, nihayet cinayet dosyası açıldığında ise katil zanlısı patronları uzunca süre tutuklanmadı. 23 yaşında kaybettiğimiz bu genç kadının resimlerini mezuniyet törenlerinde hiç tanımadığı üniversiteli gençler taşıyor artık, davasını binlerce kişi takip ediyor. 

Çünkü bu dava, çalışan kadınların maruz kaldığı şiddet ve zorbalığın bu sömürü düzeninde nasıl ölüme kadar varabildiğini ve zanlılar patron olduğunda asıl yargılananın nasıl hep emekçiler olduğunu gösteriyor. Kadının üzerinde yaratılan baskının kadın öldürülse bile nasıl devam ettiğini gösteriyor.  

Kapitalizmin hukuku Şule Çet’in okurken çalışmasını “şüphe” ile karşılıyor, siyasi temsilcileri ise kadınlar okusun diye Kadın Üniversiteleri öneriyor. Gericilik, kadın düşmanı bu düzenin elbette hukukuna da, eğitim sistemine de iyice siniyor. Anayasal bir eşitliği bile sağlayamayanlar, yüzyıllar öncesinin gerici uygulamalarını kalkınma planı ve ilerleme diye önümüze sürüyor. Ancak insanlığın gerçek ilerlemesi Şule Çet’in ve daha yüzlerce kadının öldürülmesinin kaynağındaki şiddet ve sömürü bittiğinde, bu gerici düzenden hep birlikte kurtulduğumuzda mümkün olacak. 

Şule Çet için adalet haykırışımız onun katilleri cezalandırılana kadar, eşitlik ve özgürlük mücadelemiz bu düzen değişinceye kadar sürecek.