‘Nagehan Alçı ve Fatih Altaylı sırf reyting için…’

‘Nagehan Alçı ve Fatih Altaylı sırf reyting için…’

Habertürk yazarları Alçı ve Altaylı arasında bir süredir kadın hakları polemiği yaşanırken, tartışmaya Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök de katıldı ve Alçı'nın yanında saf tuttu. Türkiye yazarı Cem Küçük ise artık hiçbir köşe yazarının yankı oluşturmadığını belirtirken, “Gerçi şimdi sırf reytingi pompalamak için Altaylı-Alçı arasında kadın hakları polemiği çıkardılar ama başarılı oldu” dedi.

Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük, “Acaba 2018 biterken biz de Türkiye’de köşe yazarlığının ve hatta yorumculuğun sonuna mı geldik? Açık konuşalım. Artık hemen hemen hiçbir köşe yazarı ya da diyelim köşe yazanların yüzde 99’u yankı oluşturmuyor. Ne söylediklerini halktan hiç kimsenin taktığı yok. Sözlerinin bir değeri kalmadı” sözleriyle yeni bir tartışma başlattı.

Küçük, bu kapsamda, Habertürk yazarları Nagehan Alçı ve Fatih Altaylı arasında kadın hakları polemiğinin, sırf reytingi pompalamak için çıkarıldığını, ancak başarılı olduğunu belirtti.

Cem Küçük, “Köşe yazarlığının ve yorumculuğun sonu” başlıklı yazısının ilgili bölümünde, “Fakat Fatih Altaylı kadın haklarıyla ilgili kalem oynatırken söylenecek öldürücü argümanı bakıyorum hiçbir köşe yazarı akıl edip yazmıyor. Oysa bilinen bir olgu bu. İşte bunun için zaten köşe yazarlığının ve yorumculuğun sonu geldi diyorum” dedi. Küçük, şöyle devam etti:

‘YAŞAYAN ÖLÜ OLMAYI TERCİH EDİYOR’

“Diyeceksiniz ki sen niye yazmıyorsun o öldürücü argümanı? Ben zamanında yazdım, çok da okundu ama bizim tarafta okunmanın ve ilgi görmenin hiç önemi yok.

Bizim tarafın sorunu da doğru pozisyonu alıp doğru ilişkileri kurduktan sonra 1 kişinin bile okumayacağı yazılar yazsanız çok okunan bir yazarla aynı kefeye konmanızdır. Sıfıra yakın reyting de alsanız programınızın aynen devam etmesidir. Yani yeteneksizliğin ve korkaklığın ödüllendirilmesidir. Okunmak ve izlenmek değil ilişki ve yalakalık ağları kriter olmuşsa orada iş biter. Hatta çok okunan ve çok izlenen yani toplumun merak ettiği biriyseniz başınıza bela gelme olasılığı daha fazla. Nitekim medya tarihinde böyle olaylar da yaşadık. O yüzden bizim kanatta da çoğu köşe yazarları “Yaşayan ölü” olmayı tercih ediyor. Birey olarak yok hükmündeler.”

POLEMİĞE DEVAM

Öte yandan Alçı ve Altaylı arasındaki kadın meselesi etrafındaki polemik devam ediyor. Nagehan Alçı, bugünkü yazısının ‘Bu tuzağa düşmeyelim’ ara başlıklı ilgili bölümünde, köşe komşusu Altaylı ile verimli bir polemik yaşadıklarını ifade ederken, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’ün de kendi tarafında olduğuna ilişkin açıklamasını gündeme getirdi.

Alçı, bunun üzerine Altaylı’nın yazdığı, “Ertuğrul Özkök abimiz, nedense kendini Nagehan Alçı ile benim aramda kalmış gibi hissetmiş. Ve sonunda safını seçmiş: ‘Ben Nagehan Alçı’nın tarafındayım’. Açıkçası zerre şaşırmadım. Her ne kadar Özkök ile benzer şeyleri söylemiş ve savunmuş olsak da, Özkök’ün eğer bir tercih yapması gerekirse nihai noktada Nagehan Alçı’nın bulunduğu tarafı tercih edeceğinden zerre kuşkum yoktu. İnsanlar bazen doğruyu değil akıllıca olanı seçerler” sözlerini köşesine taşıdı. Alçı, şunları kaydetti:

‘ZEKİCE BİR İMA AMA…’

Bu paragrafla Altaylı neyi ima ediyor? Bunu, onu da iyi tanıyan bir arkadaşıma sordum. Bana şöyle dedi:

“Nagehan sen iktidara yakın bir köşe yazarısın. Böyle bir polemikte Ertuğrul Özkök’ün senin tarafını seçmesini buna bağlıyor Fatih. Özkök’ün aslında aynen kendi gibi düşündüğünü ama senin bugünkü konumun sebebiyle bu tutumu aldığını söylüyor. Bence çok zekice bir ima ile Özkök’e güzel dokundurmuş”

Eğer durum buysa bence Altaylı, Ertuğrul Özkök’e haksızlık yapıyor. Çünkü Özkök, Hürriyet’in satılmasından sonra da “İktidara yanaşayım ve öveyim de kalıcı olayım” gibi bir çabaya girmedi. Bilakis zaman zaman dayanamayıp yazdıkları ile belli yerleri kızdırmaya devam ettiğini biliyorum. Adaletli olmak lazım. Sanırım Özkök’ü, Hürriyet’i Demirörenler aldıktan sonra menfaati için iktidar yönüne tam dönüş yapmaya çalışan başka bir Hürriyet yazarı ile karıştırıyor.

Öte yandan kadın meselesi gibi hepimizin buluşması gereken bir konunun, mevcut siyasi kutuplaşmaya çekilmek istenmesinin kadınlara yönelik bir tuzak olduğunu yine hatırlatayım. Kadın meselesinin AK Parti’si CHP’si MHP’si HDP’si yoktur, olamaz.”