O güvercinler adil yarınlara kanat çırpacak!

O güvercinler adil yarınlara kanat çırpacak!

Banu Özdemir Adalet Yürüyüşü'nün 22. gününü yazdı...

15 Haziran Perşembe günü Ankara Güvenpark'tan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde yürüyen adalet kortejimiz, 22. gününde İstanbul'a doğru yürüyüşüne devam ediyor.

Sabah 09:00 itibariyle kamp alanımızdan ayrılıyoruz.Yüzümde tatlı bir tebessüm bıraka, organik sevginin ham halini yaşadığım bir anı ile ayrılıyorum Tavşancıl sahilinden.

Yürüyüşümüzün 21. günü akşamı son etabımızın ardından sahil şeridinde dolaşmaya başladım.Çocukluğumdan bu yana yapmaktan çok zevk aldığım şeylerden ..Hiç tanımadığım bilmediğim bir şehrin sokaklarını dolaşmak…Yaşanmışlıkları hissetmeye çalışmak..

Toplum olarak ‘yalnız olmak ‘kavramından her daim çekinmişizdir. Sinemaya giderken mutlaka birini arar telefonlarımız.Düğünlerde, cenazelerde...Her hangi bir kafede, kendine yorgunluk kahvesi ısmarlayarak kendiyle oturan insana pek az rastlarız.Bu güdülenmiş davranışsallık seyahate çıkınca da yönelimlerimizi belirleyebiliyor. Halbuki ne güzel şeydir insanın kendiyle baş başa kalması..Çoğunluğun aksine, ruhumuza ekilen korku tohumlarına inat, benim bilmediğim şehirlerin bilmediğim sokaklarını sırt çantamda gezmişliğim çoktur.Bambaşka hayatların hikayelerini de bu vesileyle dinlemişliğim…Var olan insan sermayemin zenginliği bundan…

Kortejin bir bölümü kamp alanında yemek ve dinlenme ihtiyacını giderirken, bir bölümü çalınan türkülere eşlik ederek yorgunluğunu atıyor..Günlerden sonra ilk defa şehir merkezinde varmanın verdiği fırsatı ,sahil şeridi boyunca uzanan kafelerde kahve içerek değerlendirenlerde var..İzmir, İstanbul ve Ankara’dan gelen birlikte yürüdüğümüz dostlarım ise sahil sonunda bulunan bir yerde yemek yiyorlar…Masalarına dahil olmaya giderken, herkesin tercih ettiği yolun aksine gözüme ilişen dar bir ara sokağa girdim ben.

İyi ki girmişim…

Küçük, tek katlı evlerin dizili olduğu bu sokakta, sokak kapısı olmayan derme çatma bir evin bahçesinin girişinde kalakaldı bedenim..Beş tane birbirinden güzel çocuk..Elbiseleri toz toprak içinde.Kimisi horozla konuşuyor, kimisi tavukları yemliyor, kimisi güvercinleri kovalıyor…

‘Gel abla içeri bir çayımızı iç, bizde adaletçiyiz ‘diye seslendi biri..Denize nazır yıllanmış bir masada ‘oğlum koş git ablaya çay getir ‘dedi en büyük ağabeyleri..

Kentin yaldızlı ışıkları onların yüzlerindeki ışıltının yanında sönüktü o an..Bir arka sokakta şık kafeler ve restaurantlar var,hazzı yediği cağda bulanlar.. Bir de bu sokak var. Yaşam mücadelesi veren ama yüzlerinden gülüşü eksik olmayanlar..

Samimiyetsiz samimiyetlerden uzak, mutluluğu sabah aldıkları nefeste bulan insanlar.Uzunca sohbet ettim hepsiyle…Tavşancıl sahilinden midye toplayıp, İzmir’de ticaretini yapıyorlarmış.”İşler çok kesat başkan” dedi. “Eskiden sattığımızdan kıyıya köşeye para kalırdı, şimdi günü zor geçiriyoruz.”diye devam etti.” Biz gazete alamıyoruz ama akıllı telefonumuz var, internetimde var başkan ,buradan açıp bakıyoruz,bir türkünüz var ya söylüyonuz vallahi tüyler oluyor diken diken.”dedi kendi aksanıyla.

Genel Başkanımız Kemal Bey dün gece Hereke’li teyze tarafından ikram edilen ‘mavili’tatlı için “yediğim en lezzetli tatlılardan “ demişti ya, benimde Tavşancıl’da içtiğim bu çay, bu güne dek içtiğim lezzetli çaylardan biri oldu bu vesileyle.

Hep birlikte fotoğraf çekildik . İlk gün ile son gün fotoğraflarım arasında fark çok bedensel deformasyonlarım sebebiyle. Lakin hiç önemi yok.Doğayla baş başa geçirdiğimiz günler ,kendi doğamızı daha çok sevmemiz gerektiğini de öğretti bize.Birlikte güvercinler uçurduk, telefonlarımızı aldık, Albert Camus’un dediği gibi “Adalet olmadan düzen olmaz “dedim onlara..Evvela adaleti yeniden getireceğiz bu ülkeye,ardından düzelecek her şey.Birlikte olduğumuzda güçlüyüz, ve birlikte başaracağız “dedim ayrılırken. İzmir’e geldiklerinde bekliyorum …

Saat 10:30 civarında yürüdüğümüz 7 Km ‘nin ardından işte bu şirin yerin bağlı olduğu Diloovası’ndan çıkış yapıyoruz bugün. Gözümün önünde onların güzel gülüşleri,Mert’in sevgi dolu sarılışı var.Söz güzellikler : “O güvercinleri adil yarınlara kanat çırpacak..”

Bugün kullandığımız 30 faktörden 50 faktörlük güneş koruyucusuna geçiş yaptığımız gün İstanbul’a 50 km kala. Olabildiğince güneşten uzak durmaya çalışıyorum. Dün gece kendime yorgunluk kahvesi ısmarlamak için oturduğum kafede, Tendürek Dağı’na dönüşmüş kollarım için bir poşet buz getiren garsona da unutmadan teşekkür edeyim.

Dilovası’nda verdiğimiz uzun molayı mola olarak değerlendiren sadece kortej.Ben genel başkan yardımcımız ve milletvekillerimizin bulunduğu karavanda az serinlemeye çalışıyor iken, genel başkanımız ise molasını kendisiyle röportaj yapmak için gelen sayısız yerli ve yabancı basın mensubunu ağırlayarak geçiriyor.

İlaç gibi gelen bu dinlenmede,referandum sürecine dair anılarımızı da anıyoruz.Karavanda bulunan Antalya Milletvekilimiz Niyazi Nefi KARA, anayasa değişikliği paketine neden “hayır” denmesi gerektiğini anlatmak için Van- Bitlis illerinde çalışmış vekillerimizden.Bende o heyetin içinde yer alıp, Van ve Bitlis bölgesinde bulunan dostluklarımı çoğalttım referandum sürecinde.Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Harf Devrimi’ne büyük katkılar koyan o dönemin muallimlerinde Yusuf Ziya Özdemir, 1946-1956 yılları arasında Ahlat’ın Belediye Başkanlığı’nı yapar.Atadan deden CHP’lilik diye bir kavram var ya, büyük dedemi saygı ve minnetle anarak ,partime olan sevdamı da bu şekilde dile getirmiş olayım.

Mola çıkışı İzmir Milletvekilimiz ve aynı zamanda adalet yürüyüşünü yakinen takip ederek Yurt Gazetesi yazarlarından Mustafa BALBAY ile kısa bir süre sohbet ettik. Sohbet bitiminin ardından Gebze’de bulunan Topçu Kışlası istikametine doğru yürüyüşümüz başlıyor.

Dünya barışı için Milano’dan başladığı yolculuğu Balkan ülkelerini tamamlayarak ,Türkiye’ye gelen İtalyan aktivist Pippa Bacca ,11 yıl önce bugün ayrıldığımız Tavşancıl’da katledilerek öldürülmüştü.Bugün 80 kadın örgütünün çağrıyla tam 400 kadın bizimle birlikte Pippa Bacca’yı anarak yürüyor..

Kimler yok ki yine bugün,

Doğa katillerine Cerrattepe için ‘adalet ‘ çağrısında bulunan Yeşil Artvin Derneği yürüyor.

15 Temmuz'da Boğaziçi Köprüsü'nde linç edilerek öldürülen ve halen şehitlik mertebesi verilmeyen Hava Harp Okulu öğrencisi rahmetli Murat Tekin'in ailesi Sedat –Şevkiye Tekin yürüyor.

İzahı olmayan şeyleri mizahla topluma anlatan,OHAL sürecinde kapısına iktidar tarafından kilit vurulmuş Leman Dergisi’nin çalışanları yürüyor…

İstanbul’a son 50 !

Geliyoruz Zincirleri Kıra Kıra Hey, Adaleti Adım Adım Kura Kura, Hey!

Turuncu’nun Seyir Defteri

06.07.2017