Osman Kavala: Fantastik bir iddianame ile karşı karşıyayız

Osman Kavala: Fantastik bir iddianame ile karşı karşıyayız

Gezi Direnişi’nden 6 yıl sonra açılan dava bugün başladı. 16 kişinin yargılandığı davada Taksim Dayanışma’sının üyeleri “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla yargılanıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 657 sayfalık iddianame ile, Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Ayşe Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekci, Memet Ali Alabora, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ali Ekmekçi yargılanıyor.

Osman Kavala savunmasında şunları söyledi:

Fantastik bir iddianame ile karşı karşıyayız. Hayatımın hiçbir safhasında özgür seçimler dışında bir yöntemle hükümet değişikliğini savunmadım, yer almadım.

Çeşitli STK’lerin kuruluşunda ve faaliyetlerinde yer aldım. Ülkemizin Avrupa demokrasisinin parçası olması, yargıdan kaynaklı sorunların ortadan kalkması için mücadele ettim. Bunun için Ergenekon ve Balyoz süreçlerini eleştiren yazılar kaleme aldım ve hiçbir cemaate dahil olmadım.

Tüm faaliyetlerim şeffaftır. Bilgisayarlarımda ve telefonumda silinenler de dahil olmak üzere illegal hiçbir bulgu yoktur. Savcı sorgumdan önce zaten benim suçlu olduğuma karar vermişti.

Bir kalkışma planı hazırladığıma ya da böyle bir organizasyona dahil olduğuma dair tek bir delil yok. Kalkışma planı ve eylemini hangi örgüt adına yürüttüğüme dair iddianamede bir saptama dahi yok.

İddianamede suçlananların benden talimat aldıklarına, bu talimatlar uyarınca eylem yaptığı söylenmesine rağmen bu suçlamalara dair tek bir delil yok. Sanıkların bazıları ile yürüttüğümüz STK faaliyetleri nedeniyle tanışıklığımız var. Hiçbiri, benden bir talimat alarak eylem yapacak kişiler değiller.

İddianameye kaynaklık eden soruşturma ve dinlemeler yoluyla elde edilen konuşmaları delil diye değerlendirenler ve bunu yönde rapor hazırlayanlar FETÖ suçlamasıyla tutuklanan ya da ihraç edilen yargı mensupları ve polislerdir.

Somut delil olmadan kişileri suçlamak ve tutuklamak cemaat yöntemleridir ve şimdikiler de aynısının yapmışlardır. Gezi’yi benim aracılığımla Soros’un finanse ettiği iddia edilmekte ama MASAK taporlarının da ortaya koyduğu üzere bu yönde bir delil ortaya konulamamıştır.

Anadolu Kültür’ün tüm hesapları şeffaftır ve hepsi kültür faaliyetlerinin fonlanmasına dairdir. Dava dosyasında haklarında herhangi bir suçlama yöneltilen kişilere dair bir para aktarımı olmadığına yönelik raporlar mevcuttur.

Gezi’yi finanse ettğim yönünde tek bir delil yokken, MASAK raporları bunları tespit etmişken tutukluluğumuz devam etti. Hangi delile dayanarak bu oldu?