ÖZEL | İşçilerin konakladığı alanda silahlar patladı, polis ve jandarma sessiz kaldı!

ÖZEL | İşçilerin konakladığı alanda silahlar patladı, polis ve jandarma sessiz kaldı!

Soma katliamının ardından işten çıkarılan 3 bine yakın işçinin, tazminatlarını almak üzere Soma'dan Ankara'ya başlattıkları yürüyüş jandarma ve polis tarafından engellendi.

Tolga Kaan Ateşli

Manisa Soma’da 301 maden işçisinin katledildiği faciadan sonra işlerinden çıkarılan, tazminat ve emeklilik haklarını alamayan Soma Holding ve Uyar Madencilik maden işçileri, dün Ankara’ya yürüyüş başlattı. 10 gün sürecek yürüyüş öncesi Soma Cengiz Topel Meydanı’nda bir araya gelen işçiler okudukları basın açıklamasında “Maden işçileri olarak tüm yasal, meşru yol ve yöntemlerle haklarımızı istemekteyiz. Haklarımızı almadan da mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Yolumuz açık olsun. Direne direne kazanacağız” dedi. Ancak 15 Ekim'de Ankara'da, Enerji Bakanlığı önünde olmayı planlayan işçilerin yolu Soma çıkışında jandarma ve polis tarafından kesildi. 

Şu an jandarmanın sınır çizdiği noktada işçilerle beraber başlatılan oturma eyleminde yer alan Bağımsız Maden İşçileri Sendikası üyesi Kamil Kartal süreci YURT'a değerlendirdi. 

MİTİNG ÖNCESİ SUS PAYI
İşçilerin tazminat alacaklarının taksitlendirildiğini ve yalnızca AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Manisa mitingleri öncesi ödeme yapıldığını, onun dışında alacaklı işçilere herhangi bir ödemede bulunulmadığını belirten Kartal, şunları söyledi:  

13 Mayıs 2014 Soma maden katliamından sonra 30 Kasım 2014 tarihinde Soma'da 2831 işten çıkarıldı. İşçilerin tazminatlarının bir seferde ödeneceğine ve mağdur edilmeyeceklerine dair gerek dönemin Başbakan'ı -şimdiki Cumhurbaşkanı- gerek Enerji Bakanlığı, gerekse TKİ sorumluları namus ve şeref sözü verdi. Daha sonra SOMA Holding'in mallarının bir kısmına TMSF el koymuştu. TMSF el koyduğu mal varlıklarını satacak ve işçilerin kıdem tazminatlarını ödeyecekti. TMSF satış için ilan verdiğinde burada örgütlü olan sarı sendika Türkiye Maden-İş devreye girerek; TMSF ile önce 24 ay taksit, sonrasında bu ödenmeyince ikinci kez 36 ay taksitle ödenmesi hususunda bir protokol imzaladı. Böylelikle satışı durdurmuş oldular. Doğal olarak tazminatlar da 36 taksite bölündü. Yine ödeneceğine dair söz verildi. Fakat seçim zamanları sadece, sayın Erdoğan'ın mitinglere geldiği günlerden bir gün ya da iki gün önce birer taksit ödediler. 36 taksit olduğunu düşünürsek bunlar çok cüzi miktarlar. Toplamda 3 taksit, Manisa'da yapılan 3 miting öncesinde ödenmiş oldu. Seçim fasılları bitince de hiçbir şekilde başka taksit ödemesi yapılmadı. 

ZAMAN AŞIMI OLURSA AÇ KALACAKLAR
"İşçiler taksitlerden yalnızca üçünün ödenmesi gerekçesiyle iş mahkemeleri üzerinden alacak davaları açtılar. Bu mahkemeler de kazanıldı. Burada yasanın 4850 sayılı kanunun 2'inci maddesi çerçevesinde mahkeme Türkiye Komür İşletmeleri'ni sorumlu tayin etti. Kararlar kesinleşti, icra işlemleri başlatıldı ama işlem gerçekleşemiyor. TKİ bunu ödemiyor ve gerekçe olarak da 'varlığın karşılığı işçi tazminatlarını ödemeye yeterli değil' diyen bir yaklaşım sergiliyor. Netice itibariyle bu tazminatlar 2831 alacaklıya ödenmedi. Hemen arkasından 2017 yılından itibaren Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye bağlı Işıklar Maden Ocağı'ndan emekli olan ya da çıkarılan yaklaşık 600'e yakın işçinin hiçbir tazminatı şu ana kadar ödenmedi. Yine 2014'ten önce Soma'da TKİ'nin ocağını işleten Uyar Madencilik'ten ayrılan 1200 arkadaşımızs senetler verildi" diyen Kartal yalnızca 115 işçinin bu senetlerle alacaklarını tahsil edebildiğini ifade etti. "Bu süreç de yargıyla falan değil, anlaşma yolu ile gerçekleşti. Onun dışındaki neredeyse bütün senetler icraya verildi ama şahsın üzerinde kayıtlı mal varlığı olmadığından dolayı; aslında ruhsat TKİ'ye ait olmasına rağmen, bu tazminatların da hiçbiri şu ana kadar ödenmedi. Bunları topladığımızda SOMA Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye bağlı neredeyse 3 bine yaklaşan işçi Uyar Madencilik'ten de alamayan 700 civarı işçinin tazminatları bugüne kadar ödenmedi. 2831 işçinin davası için ise zaman aşımı süreci 30 Kasım'da dolacak" diyen Kartal, 30 Kasım'a kadar alacaklı işçilere alacaklarının ödenmemesi durumunda zaman aşımı sonucu bir daha alacaklarını tahsil edemeyeceklerine dikkat çekti.

Soma'da  6 aydır eylemlerini sürdürdüklerini belirten Kamil Kartal, netice alamadıkları için bu yürüyüşü yapmaya karar verdiklerini belirterek, "Bununla ilgili Bağımsız Maden İşçileri Sendikası'nın öncülüğünde 6 aydır Soma'da eylemler gerçekleştiriliyor, yürüyüşler yapılıyor. TKİ'ye dilekçeler veriliyor, yetkililerle görüşmeler yapılıyor... Fakat hiçbir netice alınamadı. Son çare olarak da hem kamuoyu oluşturmak, sesimizi duyurmak ve yetkililerin sorunu çözmelerini sağlayabilmek açısından 10 gün sürecek ve her bir kilometresini katledilen bir madenciye adadığımız ve fiilen yürüdüğümüz bir Ankara yürüyüşü gerçekleştirmeye karar verdik. 15 Ekim'de de Ankara Enerji Bakanlığı'nın önünde olacaktık. Bu açıdan Enerji Bakanlığı'ndan bir randevu talebimiz oldu ancak dönüş alamadık. Bununla beraber Soma'dan çıktıktan sonra izleyeceğimiz güzergahlar ve hangi saatlerde hangi yerleşim yerlerinden geçeceğimizi Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ve İçişleri Bakanlığı'na bildirdik. Bunun yapılmasına rağmen Soma Kaymakamlığı'na verdiğimiz her iki dilekçede de bahsi geçen yer ve saatler belirtilmişken Kaymakamlık kendi yetkilerini aşarak bizim yürüyüşümüzü ve toplantımızı engellemek üzere bir girişimde bulundu ve talebimizi reddetti" dedi. 

JANDARMA VE POLİS 'KARAR' TANIMIYOR
"Biz bu yasaklama kararını bu ayın 1'inde Manisa İdare Mahkemesi'ne taşıdık. Geçtiğimiz cuma günü mahkeme Kaymakam'ın bu kararını 'telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açacağı' gerekçesiyle durdurdu ve kararı iptal etti. Şehirlerarası yollarda da trafiği tehlikeye atmayacak şekilde her yurttaşın yürüyebileceğini ve bunun Anayasal hak olduğunu belirten bir karar sundu. Buna rağmen Manisa Jandarma Alayı ve beraberlerinde gelen komando birlikleri, emniyet güçlerinin de desteğiyle Kırk Ağaç girişinde yolumuzu kesip bizleri çembere aldılar. Dün saat 15'ten itibaren ana kara yolu bir şeridi kesilmiş vaziyette caddede oturuyoruz" diyen Kartal, "Bekleyişimiz sürüyor. Jandarma'nın bize sunduğu gerekçe ise Soma sınırlarını aşmış olmamız. Mahkeme kararının yalnızca Soma sınırları içerisinde geçerli olabileceğini iddia ediyorlar. Bundan sonra gireceğimiz her ilçe için o ilçenin kaymakamından özel olarak  izin almamız gerektiğini söylüyorlar. Biz de diyoruz ki; 'İzin diye bir şey yok, bildirim diye bir şey var. Ve biz bu bildirimleri zaten yaptık'. Soma Kaymakamlığı'na verdiğimiz bildirim metninde de geçeceğimiz yer ve saatleri tek tek belirterek zaten ilgili yerlere iletilmesini talep ettik. Bize 'Binin otobüse gidin, sizi yürütmeyiz' diyorlar" ifadelerini kullandı.

'SONUNA KADAR DİRENECEĞİZ!'

Kamil Kartal sözlerini şöyle sonlandırdı:

İşçi arkadaşlarımızın moralleri gayet yerinde. Sonuna kadar direneceğiz diyorlar. Özellikle dün gece emniyet güçlerinin işçileri yıldırmaya yönelik bir takım provokatif hareketleri oldu ancak fiili bir müdahaleleri henüz söz konusu değil. Örneğin gece 24'ten sabaha karşı 03:30'a kadar işçilerin uyumasını engellemek için alkollü olduğu anlaşılan ve birileri tarafından kasıtlı olarak oraya yönlendirildiğini ve işçilere karşı provokasyon peşinde olduğunu düşündüğümüz kimliği belirsiz bir grup getirdikleri araçla bangır bangır müzik çaldılar. İşçileri kışkırtmak istiyorlar. Bunların tamamı emniyet mensuplarının ve jandarmaların gözü önünde oluyor. Hiçbiri seslerini dahi çıkarmadılar. Kimliği belirsiz bu grup bulunduğumuz alana çok yakın noktalardan silahla havaya ateş de açtı. Emniyet mensuplarına durumu ve bu insanların kim olduklarını sorduğumuzda ise 'O bizi ilgilendirir sizi değil' cevabıyla karşılaştık. 

Mahkeme kararları: