Seçmen 'AKP ülkeyi yönetsin ama cumhurbaşkanı değişsin' derse...

Seçmen 'AKP ülkeyi yönetsin ama cumhurbaşkanı değişsin' derse...

İttifakların, beklenmedik sonuçlara gebe olduğu belirtilirken, seçim senaryoları da gündemdeki yerini koruyor. AKP’nin ittifaklardan zararlı çıkabileceği öne sürülürken, seçmenin iktidarlara sürpriz yapmayı sevdiği kaydediliyor. İşte senaryolar...

Gazeteci Fehmi Koru, ‘Cumhur ittifakı Meclis’te çoğunluğa sahip hale gelir, buna karşılık cumhurbaşkanlığı için çıkardığı ortak adayın, ilk ve ikinci turda oyların yüzde 50’sini alamaması ve bu durumda İnce, Akşener veya Karamollaoğlu’ndan birinin cumhurbaşkanı seçilmesi ihtimalini gündeme getirerek, ‘AKP’nin ittifaklardan zararlı çıkabileceğini’ öne sürdü.

Koru, kişisel blokunda, ‘İttifaklar beklenmedik sonuçlara gebe; bir-iki senaryoyu sizler için irdeledim’ başlığıyla yayınlanan yazısında, “AK Parti yönetiminin ve AK Parti çevresinin itibar ettiği köşelerin son zamanlarda artan dozda dile getirdikleri bir endişeleri var; daha kampanya yeni başlamışken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da aynı endişeyi kitlelerle paylaşma ihtiyacı duydu. Seçmenin cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde farklı tercihlerde bulunması endişesi bu” dedi.

‘KAĞIT ÜZERİNDE HER ŞEY MÜMKÜNDÜR’

Koru, şu görüşleri savundu:

“Ya Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir, fakat… Cumhurbaşkanı olarak ‘cumhur ittifakı’ adayına oy veren bazılarının, genel seçimde ‘millet ittifakı’ listesindeki partilerden birini tercih edebilmesi ihtimali, belli ki, zihinleri işgal ediyor. Olabilir mi bu?

Seçimlerde kağıt üzerinde her şey mümkündür. ‘Cumhur ittifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan’ın popülerliği partisinin hep önünde gittiği için bu ihtimali ciddiye almak gerekir.

Kaldı ki, AK Parti tabanında önceden beri yer alan veya her seçimde biraz daha artan oranlarda AK Parti seçmeni haline dönüşen kitleler arasında, çeşitli sebeplerle, ‘cumhur ittifakı’ kompozisyonunu benimsemeyen, beğenmeyen bir bölüm insan olması doğaldır.

MHP ile AK Parti’nin liderler düzeyinde birbirleri hakkında sarf ettikleri aşırı takılmalar hafızalarda henüz taze.

‘HDP’YE KAÇABİLECEK SEÇMENİN VARLIĞI’

HDP’ye de gidebilecekken AK Parti tabanında kalmayı yeğlemiş, ittifak içerisinde MHP’nin varlığı yüzünden HDP’ye kaçabilecek seçmenlerin varlığı da unutulmamalı.

“Tayyip Bey iyi, ama çevresi kötü” diyebilecek, ya da ‘cumhur ittifakı’ tarafından seçim kampanyasının cumhurbaşkanlığı ağırlıklı yürütülmesi yüzünden ‘millet ittifakı’ içerisinde yer alan partilerin tam tersi bir yol izlemesinden etkilenebilecekler de çıkacaktır.

‘Millet ittifakı’ içerisinde yer alan partiler için kendi cumhurbaşkanı adaylarından çok milletvekili listelerinde yer alanları kazandırmak daha anlamlıdır da ondan…

‘SAADET’E OY KAYMASI YAŞANABİLİR’

AK Parti’den Saadet Partisi’ne ciddi bir oy kayması da yaşanabilir.

Kısacası, duyulan endişe yerindedir; AK Parti ittifaklardan zararlı çıkabilir…

Oysa sistem güce dayanıyor

Sandığa yansıyan iradenin endişeye uygun gerçekleşmesinin seçim sonrası dönemi ilginç hale getireceği muhakkak.

‘Cumhur-başkanlık sistemi’ güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü hükümet dengesine dayalı bir sistem. Güçlü cumhurbaşkanı ardında kendisine sürekli destek verecek bir Meclis çoğunluğuna sahip olamadığında, sistemde zayıflaması öngörülmüş Meclis her türlü dengeyi kendisi kurabilecektir.

Tabii, güçlü cumhurbaşkanının gücünü zayıflatmak amacıyla…

‘AKP-MHP BİRLİKTEKİLİĞİ…’

Dün açıklanan ‘manifestosu’ ile Cumhurbaşkanı Erdoğan en geniş kitlelere ulaşmayı amaçladı; kampanyanın da bu endişeyi ortadan kaldıracak biçimde sürdürüleceğini düşünebiliriz.

Ancak yine de AK Parti-MHP birlikteliğinin fazla ön planda görüneceği bir kampanyanın bazı seçmen kümelerini oyunu kime vereceği konusunda yeniden düşünmeye sevk edebileceği de bir gerçek.

Hatta, AK Parti-MHP arasında geçişliliğin arttığı son seçimde (1 Kasım 2015) çoğunlukla birlikte hareket etmeyi seçmiş ve oyunu AK Parti’ye yöneltmiş ‘milliyetçi’ seçmen, önüne gelen ‘cumhur ittifakı’nın milletvekili seçim pusulasında, mührü, gönlünün esas sahibi olan MHP’ye basabilir.

Kendilerinin Meclis’teki sayı itibariyle zayıfladığı, MHP’nin ise güçlendiği bir seçim sonrasında çıkabilecek sorunları da şimdiden düşünse iyi olur AK Parti yönetimi…

Elbette bu yazıda ele aldığım senaryoların hepsi ve her biri ayrı ayrı birer ihtimalle ilgilidir ve iktidar partisinin öndegelenleri tarafından bu konuda dile getirilen bir endişe olmasaydı üzerinde düşünmeye bile değmeyebilirdi.

Seçimde ortaya çıkacak tablo endişenin yersiz olduğunu da gösterebilir.

‘BİR İHTİMAL DAHA VAR’

Madem ihtimaller üzerinde imal-i fikr ediyoruz, hiç düşünülmeyen bir başka ihtimali de ben gündeme taşıyayım: Ya tam tersi olur ve ‘cumhur ittifakı’ Meclis’te milletvekili çoğunluğuna sahip hale gelir, buna karşılık cumhurbaşkanlığı için çıkardığı ortak aday ilk veya ikinci turda oyların yüzde 50’sini alamazsa?

Hiç beklenmeyen olur ve ‘millet ittifakı’nı oluşturan partilerden birinin adayı cumhurbaşkanı seçilirse?

İnce, Akşener veya Karamollaoğlu’ndan biri?

Seçmen “AK Parti ülkeyi yönetmeye devam etsin, ancak cumhurbaşkanı değişsin” yönünde bir iradeyle oyunu kullanırsa? Olamaz mı?

Ben de normal şartlarda bunun olmayacağını biliyorum, ama seçmenin bazen iktidarlara sürpriz yapmayı sevdiğinin de farkındayım. Zaten şunun şurasında seçime 50 günden daha az süre kaldı; o zamana kadar hiçbir ihtimali yabana atmayın derim.”