Sedat Peker'in akademisyenleri tehdit davasında  gelişme

Sedat Peker'in akademisyenleri tehdit davasında gelişme

Sedat Peker'in "Akademisyenleri tehdit davası" karara kaldı

Kişisel internet sitesi üzerinde yazdığı yazıda, "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalayan akademisyenleri tehdit ettiği gerekçesiyle, "Tehdit" ve "Suç işlemeye tahrik" suçlarından 11 yıl hapis cezası istemi ile tutuksuz yargılanan Sedat Peker'in yargılandığı dava karara kaldı.

 İstanbul Anadolu 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya, tutuksuz yargılanan sanık Sedat Peker duruşmaya katılmadı. Peker'in üç avukat tarafından temsil edildiği duruşmaya Gencay Gürsoy, Kuvvet Lordoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir kısım müşteki akademisyen ile avukatları katıldı.

Müşteki akademisyenlerin avukatı Oya Meriç Eyüboğlu, sanığın beyanlarının celse arası alındığını hatırlatarak, "CMK 202. maddesi, yüzyüzelik ilkesini ve doğrudan soru sorma yetkisini içermektedir. Sanığın yokluğumuzda dinlenmiş olması, sanığın celse arası dinlenmiş olması bu hukuki hakkımızın kullanılmasını engellemiştir. Bu durum adil yargılama hakkının ihlali niteliğindedir" dedi.

'KANLARI İLE DUŞ ALACAĞIZ İFADESİNİN MAKUL GÖSTERİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR'

Sanık Sedat Peker'in avukatlarının beyan dilekçelerinde müvekkillerinin ifade özgürlüğü hakkını kullandıklarını hatırlatan Avukat Eyüboğlu, "Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarında gerekse Anayasa Mahkemesi'nin kararlarında ırkçılık ve şiddet içeren ifadelerin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyeceğine vurgu yapılıyor. Esasa yönelik beyan kapsamında 'kanları ile duş alacağız' ifadesinin makul gösterilmesi mümkün değildir" dedi.


'KANLARI İLE DUŞ ALACAĞIZ İFADESİNİ GERÇEK ANLAMDA KULLANMADIĞI...'


Sanık Sedat Peker'in avukatı Turgay Özdoğan da müştekiler tarafından imzalanan barış bildirgesinin içeriğinde bir kısım terör örgütleri lehine övücü ifadeler bulunduğunu belirterek, "Müvekkilim bu bildirgenin içeriğine tepki olarak söz konusu yazıyı ele almıştır. Bu örgütlere destek verilmemesi gerektiğini dile getirerek devletin ortadan kalkması halinde olası durumlara vurgu yapmıştır. Ve bu olası durumları uyarı mahiyetinde dile getirmiştir. Bu kapsamda müvekkilimin, 'kanlarında duş alacağız' ifadesini esasında gerçek anlamda kullanmadığı, müştekilerin kanlarıyla duş alıp fiilen böyle bir durumu gerçekleştirdiğini kast ettiği açıktır" dedi.