Şükrü Sina Gürel yazdı: ‘Türk-Amerikan ilişkilerini yeni krizler bekliyor’

Şükrü Sina Gürel yazdı: ‘Türk-Amerikan ilişkilerini yeni krizler bekliyor’

YURT yazarı ve Dışişleri eski Bakanlarından Gürel, iki ülke arasında sorunların çeşitlenip, derinleşmesinin sürpriz olmayacağını belirterek, “Çünkü iki tarafın da önemli konularda uzlaştırılması zor, hatta olanaksız farklı bakış ve değerlendirmeleri var” dedi.

YURT yazarı ve Dışişleri eski Bakanlarından Şükrü Sina Gürel, “Yakın gelecekte Türk-Amerikan ilişkilerini yeni krizler bekliyor. Sorunların çeşitlenip, derinleşmesi sürpriz olmayacak. Çünkü iki tarafın da önemli konularda uzlaştırılması zor, hatta olanaksız farklı bakış ve değerlendirmeleri var” dedi.

Gürel, ‘Türk-Amerikan ilişkilerinin yakın geleceği’ başlıklı yazısında, Başkan Erdoğan’ın deyimiyle “ver papazı, al papazı” konusunun, bunlardan biri olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

‘PAPAZLAR SORUNU’

“ABD’nin (CIA’in demek istiyorum) şimdiye kadar bedavaya kullandığı FETÖ kadrolarını Türkiye’ye teslim etmesi düşünülemeyeceğine göre, bu “papazlar” sorunu devam edecek gibi görünüyor…

Tabii ABD açısından bakıldığında, en önemli konu İsrail’in güvenliğinin sağlanması için Suriye’nin “yeniden biçimlenmesi” ve İran’ın tecrit edilmesi olduğuna göre, Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu konuyla ilgili sorunlar, başta geliyor.

‘İRAN’A UYGULANACAK AMBARGO’

Öncelik, İran’a uygulanacak ambargoyla bu devletin kolunu, kanadını kırmakta… Geçen hafta Ankara’ya gelen Amerikan heyetinin “Türkiye’nin ABD’nin İran’a uygulayacağı ambargoya Türkiye uymazsa, uluslararası piyasalardan o da tecrit edilecektir” tehdidine, Çavuşoğlu’nun verdiği kesin olumsuz yanıt, şimdi Vaşington’da değerlendiriliyordur. Çavuşoğlu, ABD heyetine, yalnız ambargoya katılmayacağımızı söylemekle yetinmeyip, ayrıca, bu ABD uygulamasını doğru bulmadığımızı da karşı tarafa ilettiğini belirtiyor.

ABD’nin Çin ve Hindistan’a da uygulatamayacağı ambargo kararının, Türkiye de katılmazsa, etkili olamayacağı belli. Zaten İran da Hürmüz Boğazını kapatarak, Suudi Arabistan dâhil, Körfez ülkelerinin ihracatını engelleyeceğini belirtiyor. Ancak, İsrail’in güvenliği için “İran’ın tecridi” konusu, başka yaşamsal konularla iç içe geçmiş olduğu için Türk-Amerikan ilişkilerini ambargo konusu dışında da ilgilendirmeye devam edecek…

‘BİZ MENBİÇ’TEN PYD/PKK’NIN ÇIKARILMASINI BEKLERKEN…’

İran’ı ve Hizbullah’ı İsrail sınırından uzak tutma işinde Rus-Amerikan işbirliği başarılı olacağa benziyor. Ancak, daha stratejik olan hedef, İsrail ile İran arasına “Kürt tamponu” yerleştirmek. Bunun için önce Menbiç’te, ardından da Fırat’ın Doğusunda Esad Yönetimiyle uzlaşıp, PYD/PKK üstünlüğüne dayalı bir düzen oluşturmak gerekiyor.

Biz devriye gezip, PYD/PKK’nın Menbiç’ten ABD tarafından çıkarılacağını beklerken, PYD/PKK Esad’la görüşmeleri başlatmış bile! Suriye’de çözüm –hele Fırat’ın Doğusunda- herhalde bu görüşmelerden çıkacak uzlaşmayla sağlanacak. İdlib, Afrin ve Cerablus için de bizim Esad’la görüşmemiz kaçınılmaz olacak. Bakalım Putin, Erdoğan’ı bu konuda ikna edebilecek mi? Bu bilinmez ama bizim yaşamsal tehdit olarak gördüğümüz PYD/PKK’nın ABD tarafından desteklenmeye devam edileceği açıkça görülüyor.

Bütün bunlara önümüzdeki günlerde “Müslüman Kardeşler” konusunun eklenmesini de bekleyebiliriz. Gazze’deki Hamas “sorununu” çözmek için ABD- İsrail-MısırSuudi Arabistan, süreci başlattılar: Hep birlikte Hamas’a baskı uyguluyorlar. Hamas’ın “İhvan-ı Müslimin” ile yani Müslüman Kardeşler Örgütü ile ilişkisi bir sır değil. Tayyip Erdoğan’ın da Mısır’daki İhvan karşıtı Sisi yönetimiyle nasıl ters düştüğünü ve “Rabia”dan hiç vazgeçmediği de biliniyor. Şimdi ABD’de Kongre, İhvan’ı terörist örgütler listesine alırsa, bu TürkAmerikan ilişkilerine nasıl yansıyacak?

Önümüzdeki günlerde göreceğiz…”