Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, CHP’nin İstanbul yürüyüşünde yola gübre dökülmesi olayı hakkında ilginç bir yorum yaparak, “Bunun arkasında da CHP’liler olabilir” dedi. CHP'lilerin konakladığı kampa bir kamyon tezeği döken şahısların bulunmasına ve döken kişinin suçunu kabul etmesine rağmen Özlü'nün yaptığı açıklama tepki çekti. TGRT Haber'in 'Neler Oluyor?' programında 'Adalet Yürüyüşü'nün gündeme alınmasına karşı Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili tek bir cümlenin dahi kurulmaması tartışma yarattı. Programda yer alan gazetecilerin Berberoğlu'nun paylaştığı belgelerin basın özgürlüğü kapsamı dışında konuyu tartıştırması da dikkat çeken bir diğer konuydu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a gerçekleştirdiği yürüyüşte kamp alanının önüne gübre dökülmesi hakkında konuşan Özlü, gübre dökülmesi olayının arkasında CHP'lilerin olabileceğini savundu.
Yaşan olayın hiç hoş olmadığını kaydeden Özlü, şu açıklamalarda bulundu:  “Dün akşamki gübre olayı hoş bir olay değil. Bunu tasvip etmiyoruz, keşke hiç olmasaydı. Bu gübre olayı hoş değil ama bunu yapanların, yaptıranların siyasal kimliği konusunda biraz daha temkinli olmakta fayda var. Bunun arkasında da CHP'liler olabilir”.

ŞOFÖR İKRAM ETTİM DEMİŞTİ

Bakan Özlü'lü 'CHP'liler yapmıştır' diyerek olayı farklı yönlere çekmeye çalışsa da Kamyonla tezeği döken şahıs suçunu kabul etmiş yapılan çirkin saldırılarısına sosyal medyada da aynı tavrını sürdürerek, gübreyi dökerken çekilen görüntüyü hesabından, "Bizde misafire ikramda bulunmamak ayıptır" notuyla paylaşmıştı.

HADİSE ARAŞTIRILSIN

Pek çok etnik kökene sahip vatandaşın burada yaşadığına değinen Özlü Düzcelilelerin bir genel başkana kötü davranmayacağını iddia ederek şöyle devam etti, “Düzce Cumhuriyet döneminde gelişen bir şehir. Düzce'de Cumhuriyet döneminden önce gelişen süreçte Balkanlardan,  Kafkaslardan gelen farklı topluluklar yaşar. Çerkes, Abhaz, Gürcü ve bu insanlar 1864'ten sonra Düzce'ye yerleşmiştir. Bunlar farklı yerlerden gelmiş omlarına rağmen barış içinde yaşarlar.  Bugüne kadar da Düzce farklılıkları birlikte yaşatan örnek bir şehirdir. Onun için de Düzce'den geçmekte olan bir siyasi partinin genel başkanına Düzceliler olarak kötü davranmamız beklenmemeli. Bir hadise var, ben bunun araştırılmasından yanayım” ifadelerini kullandı.

'OHAL'E RAĞMEN YÜRÜYORLAR'

CHP yönetimin Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili hukuki süreç tamamlanmadan erken bir karar alarak yürüyüşe geçmelerinin yanlış olduğunu savunan Özlü, “Bu yürüyüşle ilgili iki şey söylemem gerekiyor. Biri hukuki süreç tamamlanmadan CHP yönetimi erken bir karar aldı ve yürüyüş başlattı.  Oysa bir hukuki sürecin yürümesi lazım. Bu süreç tamamlanmadan yürüyüş kararının alınmasını acelecilik olarak görüyorum. İkincisi CHP söyleminden hareketle konuya bakarsak, CHP'liler Türkiye'de demokrasinin olmadığını, totaliter bir rejim olduğunu ifade ediyorlar. OHAL devam ediyor, böyle bir ortamda Sayın Kılıçdaroğlu partilileriyle beraber Ankara'dan kalkıyor,  İstanbul'a kadar yürüyor. Diktatöryal bir rejim olsa yürüyebilir mi? CHP'nin yürüyor olması aslında Türkiye'de demokrasinin olduğunu, OHAL'e rağmen serbest bir hayat olduğunu açıkça gösterir” diye konuştu.

'TOPLUM ENDİŞELİ'

Özlü, CHP'nin yürüyüşünün ‘kargaşaya yol açacağı' yönünde toplumda endişe yarattığını belirterek şunları söyledi:  “Yürüyüş toplumda bir stres meydana getiriyor. ‘Bir karışıklık olabilir mi' diye. Keşke CHP'liler başka bir yol seçseydi”

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ AŞIYOR'
Programda yer alan gazetecilerin Berberoğlu'nun paylaştığı belgelerin basın özgürlüğü kapsamı dışında konuyu tartıştırması da dikkat çeken bir diğer konuydu. Özlü, Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili davaya ilişkin ise “Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasıyla ilgili, Wikileaks Belgeleri'ni sızdıran kişi nerede şu anda?  Londra'da Ekvator Büyükelçiliği'nde üç yıldır hapis. Bu sadece basın özgürlüğüyle açıklanabilecek bir hadise değil. Keşke olmasaydı ama bugün CHP'nin tutumu hem yöntemi bakımından çok faydalı değil, hem de gazeteci olarak yayınlanan belgeler gazetecilik mesleğiyle çok bağdaşır işler değil. Aydınlanması lazım, hukuki süreç devam edecek. Yargıtay, Anayasa Mahkemesi süreci var. Bunun devam edip sonucun netleşmesi lazım. Muhalefet etme yöntemi olarak  CHP'nin hem Meclis'te, hem dışarıda seçtiği yöntemler bakımından da konuyu değerlendirmek lazım. Belki Hindistan'daki Tuz Yürüyüşü'ne benzer bir çağrışım yaptırmak isteyenler var ama hiç alakası yok. Ben hep muhalefetin tembel olduğunu söylüyorum. Bunu referandumda da söyledim. Çok basit, sokak yöntemleriyle dikkat çekmeye çalışıyor, bu da çok üzücü” değerlendirmesinde bulundu.