Tacizle suçlanan eski milletvekili için flaş gelişme...

Tacizle suçlanan eski milletvekili için flaş gelişme...

Eski bir milletvekilinin cinsel saldırısına uğradığını iddia eden mankenin şikâyetine ilişkin verilen takipsizlik kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından bozuldu.

Dava dosyasına göre, olay 28 Nisan 2014'te yaşandı. Ankara'da önceden tanıdığı eski milletvekili ve avukat olan S.Ç., ile akşam yemeğine giden manken G.K., yemek sonrası S.Ç.'nin ısrarıyla yeğenine ait ofise gitti. G.K.'nın dosyaya yansıyan ifadesinde, S.Ç.'nin bir anda üzerine atladığını, bir yandan üzerini çıkarırken bir yandan da öpmeye çalıştığını söyledi. İfadesinde, S.Ç.'yi üzerinden atmayı başaran G.K., pantolonunu giyip koşarak bürodan çıktığını, koşarken de düşerek burnunu kırdığını, yoldan geçen tanımadığı bir kişinin yardımıyla da taksiye binerek evine gittiğini söylediği kaydedildi. Daha sonra annesiyle birlikte önce hastaneye giderek rapor alan G.K., polis merkezine de giderek S.Ç., hakkında cinsel saldırı ve kasten yaralama suçlarından şikâyetçi oldu. 

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ: ELİMİ DAHİ SÜRMEDİM

Başlatılan soruşturma kapsamında S.Ç., ifadesinde G.K. ile olay günü yeğenine ait büroya gittiğini, konuştukları sırada yeğeninin gelmesi üzerine G.K.,'nın bürodan ayrıldığını, iddia edilen olayların hiçbirinin yaşanmadığını, bu olayın kendisinden para almak için tasarlandığını ileri sürdü.

HASTANENİN VERDİĞİ RAPORA BİLİRKİŞİ ONAY VERMEDİ

Olaydan yaklaşık üç ay sonra 17 Temmuz'da hastaneye giden G.K.'ya psikiyatri kliniği tarafından anksiyete (kaygı ve endişe) bozukluğu teşhisi konuldu. Savcılığın talebi üzerine bu rapordan 17 gün sonra 4 Ağustos'ta, G.K.'nın uğradığını iddia ettiği cinsel saldırı sonrası ruhsal bütünlüğünün bozulduğu yönünde bir rapor daha verildi. Ancak her iki raporun değerlendirilmesi için dosyaya atanan Adli Tıp uzmanı bilirkişi, 7 Eylül tarihinde hazırladığı raporda, şikâyetçi kadının vücudunda oluşan yaralanmanın herhangi bir travmaya bağlı da oluşabileceğini, anksiyete bozukluğu raporunun da olaydan iki ay sonra alındığı için cinsel saldırı olayıyla illiyet bağının kurulamayacağı belirtildi.

CİNSEL SALDIRI SORUŞTURMASI BEKLETİLDİ İDDİASI

Soruşturma henüz açılmamışken eski milletvekili S.Ç., manken G.K., annesi ve avukatı hakkında 'iftira ve şantaj' suçlamasıyla şikâyette bulundu. S.Ç.'nin bu şikâyeti, cinsel saldırı şikâyetinden önce işleme konuldu. İddianame düzenlenerek kamu davası açıldı. Açılan bu davada ifade veren G.K.'nin annesi, S.Ç.'nin yeğenlerinin kendisine, İstanbul'da bir otelde kızına ait gizli çekilmiş görüntülerin S.Ç'nin elinde bulunduğunu, şikâyetten vazgeçmemeleri halinde kızının zarar görebileceğini söylediklerini ileri sürdü. G.K.'nın bir tanıkla yaptığı mesajlaşma da söz konusu iddianın dile getirildiği soruşturma dosyasına girdi.

SAVCILIK CİNSEL SALDIRI SORUŞTURMASINA TAKİPSİZLİK VERDİ

Bu durum üzerine G.K., kendi şikâyetinin savcılığa gönderilmeyerek bekletildiğini, S.Ç.'nin 'iftira ve şantaj' şikâyetinin ise hemen işleme konularak delil karartmaya çalıştıkları iddiasıyla karakol polisleri hakkında da şikâyetçi oldu. Bu şikâyet hakkında ise savcılık, şikâyeti sürüncemede bıraktığı iddiasına dair yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 11 Eylül 2014 tarihinde de G.K.'nın cinsel saldırı şikâyetine ilişkin 'toplanan delillerle dava açmak için yeterli şüphe oluşmadığı' gerekçesiyle takipsizlik kararı verildi

SAVCILIK: MAĞDURENİN BEYANI SAMİMİ VE TUTARLI DEĞİL

Savcılığın kararında şu ifadelere yer verildi; Müştekinin aşamalardaki ifadeleri arasında bariz çelişkiler olduğu, kendi tanığı ve diğer tanık beyanları ile ifadeleri arasında büyük çelişkiler olduğu tespit edildiğinden mağdurenin ifadesi, samimi, tutarlı ve inandırıcı bulunmamıştır. Şüphelinin ise karakolda alınan ifadesi ile daha sonra savcılıkta verdiği ifadeleri arasında çelişki olmadığı gibi tanıklarca da doğrulanmıştır" G.K.'nın takipsizliğe karşı itirazı da sulh ceza hakimliği tarafından reddedildi.

GENÇ KADIN AYM'YE BAŞVURDU

G.K., verilen takipsizlik kararından sonra haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. G.K., şikâyetçi olduğu kişinin nüfuzlu bir şahıs olması nedeniyle soruşturma evrakının aylarca bekletildiğini, şikâyeti alan savcının ertesi gün şüpheli şekilde değiştirildiğini, olayla ilgili yeterli araştırma yapılmadığını ve tek tanık T.G.'nin savcılıkça dinlenmediği ve şikâyetten vazgeçmesi için tehditlere maruz kaldığını ancak bu hususların araştırılmadığını belirterek, etkili bir soruşturma yapılmadığı için kendisine yönelik gerçekleştiğini iddia ettiği cinsel saldırı olayının cezasız bırakıldığını dile getirdi.

AYM: KADININ İDDİASINI DESTEKLEYEN DELİLLER VAR

Anayasa Mahkemesi, G.K.'nın başvurusunu bu yıl ocak ayında kabul etti. Yüksek mahkeme, G.K.'nın olaydan sonra aldığı rapor ile olaydan sonra G.K.'nın taksiye binmesinde yardımcı olan ve tarafların tanımadığı tanığın beyanları ve G.K.'ya ait gizli çekilmiş görüntülerin S.Ç.'de bulunduğuna ilişkin iddianın, S.Ç.'nin olduğu kadar G.K.'nin de iddiasını destekleyen deliller olduğunu belirtti.

ESKİ MİLLETVEKİLİ HAKKINDA YENİDEN SORUŞTURMA AÇILACAK

Yüksek mahkeme, "Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada, yaşandığı iddia edilen çok yönlü bu olayda bir ceza mahkemesinin kapsamlı bir inceleme ve değerlendirme yapma imkânını ortadan kaldıracak şekilde bir kararın verilmesi nedeniyle Anayasa'nın 17. maddesinde belirtilen kötü muamele yasağının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna varılmıştır" denildi. Anayasa Mahkemesi, bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine hükmetti.