Yargı reformu düş kırıklığı yarattı!

Yargı reformu düş kırıklığı yarattı!

CHP Genel Başkanı Başkordinatörü ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunda, ''Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan birinci yargı reformu paketinde yer alan düzenlemeler, kamuoyunda ve dış dünyada oluşturulan atmosferin aksine düş kırıklığı yarattı'' dedi.

Toprak, ”Günümüzde sosyal medya paylaşımlarının bile terör propagandası, teröre destek, terör örgütü sempatizanlığı vb. suç kapsamına sokulabildiği dikkate alındığında, bir yanda düşünce açıklamayı suç saymama düzenlemesi yer alırken diğer yanda düşünce açıklamayı terör suçu kapsamına sokup, iki yıla varacak tutukluluk sürelerine yer verilmesi, bu düzenlemeyi reform olmaktan çıkartan, içeriğini boşaltan maddelerdir” dedi.

BEKLENTİLERİ KARŞILAMAKTAN UZAK KALDI
38 maddelik Yargı Reformu Stratejisi 1. paketi kamuoyunda oluşturulan beklentileri karşılamaktan uzak kalırken ciddi anlamda düş kırıklığı şeklinde nitelendirildiğini belirten Toprak, ”En başta bir yargı reformu iddiasında olan düzenlemelerin TBMM’deki üçüncü büyük gruba sahip partiyi dışlayarak gündeme getirilmesi, demokratikleşme iddiasını zayıflattı. Dört ayrı paket halinde TBMM gündemine getirileceği kaydedilen Yargı Reformu’nun bu ilk paketinde en çok dikkat çeken düzenleme Türkiye Barolar Birliği’nin talebi doğrultusunda meslekte 15 yılını dolduran avukatlara yeşil pasaport imkanı getirilmesi. Son dönemde yeşil pasaport olanağının ihracatçılara, iş insanlarına ve daha başka kesimlere de yaygınlaştırılması, AB’nin vize politikasında bazı önlemler almaya hazırlanmasına neden olmuş bulunuyor. KHK ile ihraç edilen, haklarında herhangi bir soruşturma ve kovuşturma olmamasına rağmen pasaportları iptal edilenlere yönelik getirilen pasaport alma olanağının yine İçişleri Bakanlığı’nın izin ve onayına bırakılmas kısıtlayıcı bir düzenleme. Hakkında işlem bulunmayan ya da yargıda beraat etmiş KHK’lılara pasaport verilmesinin yine idari bir izne (İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü) bağlanması yargı kararının yok sayılmasıdır. Gazeteciler, düşünce ve ifade özgürlüğü, sosyal medya paylaşımları açısından getirilen “haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” düzenlemesi de yetersiz ve düşünce ve ifade açıklamayı özgürlükler kapsamında güvenceye almaktan uzak bir maddedir. Burada yargıyı, savcıları bağlayıcı, farklı yorum ve yaklaşımla dava açılmasını önleyici daha somut ifadelere maddede yer verilmelidir” dedi.

TUTUKLULUK SÜRESİ
Tutukluluk süreleriyle ve temyiz imkânıyla cezaevlerindeki pek çok tutuklu için sağlanacak “tahliye olanağı” olumlu bir adım ancak kapsamının genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Toprak, ” Tutukluluk süreleri bakımından getirilen düzenlemeler de halen olduğu gibi istismara ve farklı yorumlanmaya açık, gerektiğinde tutukluluk süresini 1-5 yıla kadar uzatma yetkisini savcılara ve yargıya veren içeriktedir. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve toplu işlenen suçlar bakımından ise tutukluluk süresi otomatik olarak 1,5 yıl ve 6 ay uzatma imkânı ile birlikte 2 yıla kadar uzamaktadır. Tutukluluk süreleriyle ve temyiz imkânıyla cezaevlerindeki pek çok tutuklu için sağlanacak tahliye olanağı olumlu bir adım ancak kapsamının daha da genişletilmesi gereklidir. Bu sayede 2 yıla varan hatta aşan tutukluluk sürelerine rağmen halen haklarında iddianame dahi hazırlanmamış binlerce tutuklu için serbest kalma olanağı yaratılmış olacaktır” dedi.

Toprak, ”Günümüzde sosyal medya paylaşımlarının bile terör propagandası, teröre destek, terör örgütü sempatizanlığı vb. suç kapsamına sokulabildiği dikkate alındığında, bir yanda düşünce açıklamayı suç saymama düzenlemesi yer alırken diğer yanda düşünce açıklamayı terör suçu kapsamına sokup, iki yıla varacak tutukluluk sürelerine yer verilmesi, bu düzenlemeyi reform olmaktan çıkartan, içeriğini boşaltan maddelerdir” dedi.