Her şeye 'HAYIR' derken

Bundan birkaç yıl önce Amerika'da bir olay oldu. Bir üniversitede okuyan bir genç kız, bir Arap öğrencinin kendisini taciz ettiğinden ötürü şikâyetçi oldu. Şikâyetinde genç kız, yabancı öğrencinin arkadaşlık teklifine defalarca ''hayır'' demesine rağmen Arap delikanlının teklifini ısrarla sürdürdüğünü, bunun da kendisini çok rahatsız ettiğini söyledi.

Duruşmada Arap öğrencinin avukatı ilginç bir savunma yaptı: ''Arapça'da, bizim dilimizdeki ''hayır'' anlamına gelen bir sözcük yoktur.'' dedi. Bu anlamda kullanılan ''la'' sözcüğü ''şu andaki bir yokluğu, şu andaki bir olumsuzluğu ifade eder.'' ''Bu nedenle müvekkilim tacizden ötürü suçlu bulunamaz.'' dedi. ‘Zira bu durum her an olumluya doğru değişebilir.'' dedi.

Mahkemenin kararını bilmiyorum. Karardan çok, savunma ilginç geldi bana.
Bu olayı şundan hatırladım: 7 Haziran seçimlerinden bu yana, demokratik siyasi hayatımızın üçüncü büyüklükteki partisi MHP, Genel Başkanı Devlet Bey'in ağzından her şeye ''hayır'' diyor.

Devlet Bey ilginç bir politikacı. Önce öyle bir kesinlikle 'hayır'' diyor ki, bu konu MHP'nin gündemine bir daha asla gelemezmiş sanıyorsunuz; Ama birkaç gün sonra bir şey söylüyor,  bu kez sanki ''evet'' diyecekmiş gibi oluyor.

Bazen sadece söylemde değil eylemde de farklı şeyler  gelişiyor. ''AKP'li bir Meclis Başkanı asla olamaz'' diyor. Sonra yatıyor kalkıyor, oylamada partisinin milletvekillerine boş  oy kullandırıyor; AKP'li bir Başkanı seçtiriveriyor. MHP ''havet'' demiş oluyor. ''Ülkenin Hükümetsiz kalmaması için gerekirse değil elimizi, bütün gövdemizi taşın altına sokarız'' diyor. ''Tamam, o zaman gel koalisyon kuralım. Hatta istersen Başbakan da sen ol.'' diyen CHP'ye köpürüyor. Ağzına geleni veriyor.

Hükümeti kurmakla görevli Ahmet Bey'e, daha ''koalis..'' demesine fırsat vermeden, ''hayır'' diyor. (Meclis Başkanı İsmet Bey'e de öyle yapıp, daha kahvesini bitirmeden kapıyı göstermişti)

Yani Devlet Bey taşın altına değil elini, gövdesini, gölgesini bile sokmuyor. Devlet Bey ''hayır'' demeyi seviyor.

Ama Meydan-ı Siyaset de O'nu açığa düşürmeyi seviyor. ''Bir Seçim Hükümetinde yer almayacaklarını'' açıkladıktan hemen sonra ''Bir partili Milletvekili arkadaşınız Bakanlık teklifini kabul ederse ne olur?'' diye soran gazeteciye, arş-ı âlânın 6. katından seslenir gibi, ''Bizim partilimiz yoktur; Dava arkadaşlarımız vardır. Bizde öyle şey olmaz.'' diye cevap verdi.

Hani-tövbe haşa- ''Allahın parmağı yok ki gözüne soksun'' derler ya, Partideki Başyardımcısı, partisinin yapısının ve ideolojisinin ''banisi'' Alpaslan Bey'in oğlu Tuğrul Bey, Bakanlık koltuğunu dava arkadaşlığına tercih ediverdi. Düştü mü karpuz yüksekten!
Allah kimseyi Devlet Bey'in durumuna düşürmesin. Sen her şeye ''la'' derken, en yakınındaki ''eyva'' deyiverir, şaşırır kalırsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar