İHA’CI DAMAT DA MAHKEMEYE VERDİ

Gazetecilik böyledir. Egemenlerle mücadele içinde geçer ömrünüz. Benim yazarlık hayatım da öyle oldu. Mahkemelerden kesilmedi ağımız. Son olarak beklemediğim bir yerden geldi dava: AKP Lideri Erdoğan’ın İHA üreticisi damadı Selçuk Bayraktar ile babası Baykar Makine Sanayi ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar bizi mahkemeye verdi. Babası da Selçuk da 40’ar binden toplam 80 bin TL para almak peşindeler benden. Bunlar; köşe yazarı olduğum Yurt Gazetesi’nden de davacılar ve oradan da 40’ar bin lira istiyorlar.

19 Aralık 2019 tarihli “Uçağı Bırakın da Önce Çim Biçme Makinesi Yapın” başlıklı yazıma çok kızmışlar; mahkemeye koşmuşlar.

ÖZGÜR ÖZEL YÜZÜNDEN KOPTU KIYAMET

Niçin kızdılar peki?

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, Meclis’teki bir konuşmasında Bir damat ekonomiyi yönetecek, bir damat SİHA üretecek, kızınız KADEM’in başında olacak, oğlan TÜRGEV’in başında olacak. Hanımefendi Çevre Bakanı’ndan çok çevre projelerinde yetkilendirilecek...” deyince  bu tartışmaya Bayraktar ailesi hemen dahil oldu. Selçuk Bayraktar, kendi sosyal medya hesabından Özgür Özel’i, “Biz terörle mücadelede kullanılan S/İHA üretiyoruz, bundan neden rahatsız oluyorsunuz?” biçiminde eleştirdi. Yetmedi kardeşi Haluk Bayraktar da siyasi saldırılara katıldı ve CHP’yi mandacı zihniyet diye kötüledi.

Böylece Bayraktar kardeşler siyasi arenanın figürleri haline geldiler. Bunun üzerine biz, dava konusu olan yazıyı yazdık. Ama yazımızda Baykar Makine Sanayi ve Ticaret AŞ’yi de buranın Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Bayraktar adını da anmadık.

ÖNCE AVUKATLIĞI ÖĞRENMELİ

Bayraktar ailesinin avukatları, buna karşın bizi ağır biçimde suçlayarak Özdemir Bayraktar’a tazminat ödememiz için mahkum ettirmeye çalışıyor. Bu avukatların daha köşe yazısı ile haberin aynı şeyler olmadığını bile bilmedikleri anlaşılıyor. Buna karşın şikayet dilekçelerinde bize  ve mahkemeye gazetecilik dersi vermeye bile kalkışıyorlar. Erdoğan ailesinden birilerinin avukatı olmaktan mıdır nedir bilemiyorum  ama öyle bir şımarmışlar ki yazımızdan dolayı şikayet dilekçesine şunları yazabilmişler:

“…tamamen bilgisizce yalan ve karalama üzerine kurgulanmış beyanlarda bulunarak halkın gurur ve iftihar kaynağı olan müvekkilin kişilik haklarına saldırıda bulunmuş, tamamen milli ve yerli sistemler üzerinde kurulmuş olan İHA, SİHA sistemlerini müvekkil BAYKAR’ın üretmediği ithamında bulunmuştur. (…)  “Davalılar, basın özgürlüğüne dayalı  gazetecilik mesleğini icra etmek bir tarafa, siyasi emellerine müvekkil Selçuk Bayraktar’ı da çekerek buradan bir kazanç sağlamaya çalışmaktadırlar.”

Bizim o yazımızla nereden, nasıl bir kazanç sağlamaya çalıştığımızı Bayraktar avukatları ispat etmeli; yoksa müfteri olurlar.

Bu saygısız dava vekilleri yazılanları anlamaktan uzak bir zihni kapasitede olmalılar ki söz konusu İHA-SİHA sistemlerini Baykar’ın üretmediğini yazdığımı da iddia etmişlerdir. Bu bir iftiradır. Yazımda asla böyle bir ibare yoktur.

Yazının temel konusu, Bayraktar İHA’larının motorunun yerli ve milli olmadığı yönündeki bir iddiadır. Bu da doğrudur. Davacıların dilekçelerinde de zaten bu motorların dünya piyasalarından temin edildiği yönünde bir bilgi vardır. Basında da bu İHA-SİHA motorlarının Ukrayna’dan alındığı yolunda bilgiler dolaşmaktadır. Biz yazımızı, bu bilgilere dayayarak yazdık.

Dava dilekçesinin satır aralarında beni PKK’ya arka çıkanlar arasına sokmaya kalkışan iftiracı davacı vekillerine yaşamöyküme, televizyonlardaki PKK karşıtı konuşmalarıma, gazetelerdeki köşe yazılarıma  bakmalarını öneririm. Biz hiçbir zaman PKK açılımı yapmadık, bunu yapanları desteklemedik. Yerimiz hep Türkiye Cumhuriyeti’nin yanı oldu.

BAYRAKTAR’LARI SAVUNMUŞTUM

Beni, Bayraktar’ların düşmanı gibi gösteren o dava dilekçesini hazırlayanların ne kadar önyargılı olduklarını gösteren bir belgemiz daha var:

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 10 Ağustos 2019’da Selçuk Bayraktar’ı iş yerinde ziyaret etmesinden sonra, Sayın İmamoğlu’nun eleştirildiğini tespit ettim. Bu eleştirileri yanlış buldum. Bu yüzden de 14 Ağustos 2019 tarihinde yine Yurt Gazetesi’ndeki köşemde “Başkan İmamoğlu Bu Kitabı Niçin Okumalıdır?” başlıklı yazı yazdım. Bu yazıda AKP iktidarına sırtını dayayıp özellikle belediye kaynaklarını sömüren vakıf ve dernek görüntülü tarikat zihniyetli yapıları eleştirdim. Buralara İBB’den yapılan yardımların kesilmesi gerektiğini vurguladım.

Konu Bayraktar ailesine gelince şunları yazdım: “Sayın Başkan, bilmelidir ki biz kendisinin ziyaret ettiği ve Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın başında bulunduğu Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı'nı bu sınıfa sokmuyoruz. Evet Selçuk Bey’in zihniyet dünyası o tarafta olabilir ama yaptığı İHA ve SİHA üretimi teknolojiye dayalı olduğu için olumludur, desteklenmelidir.”

Görüldüğü üzere biz Kemalist aydınlar ülkemizin yararına olduğunu düşündüğümüz bir işi Damad-ı Şehriyari de yapmış olsa çekinmeden desteklemişiz. Bundan sonra da destekleriz. Hele hele Baykar Makine, gerçekten motoru yerli ve milli bir İHA yaparsa söz veriyorum ilk alkışlayan da ben olacağım.

BİZİ YANDAŞLARLA KARIŞTIRDILAR

Üzüntüyle belirtmeliyim ki Bayraktar ailesi beni, iktidar partisinin devlet bankası reklamları ile desteklenen gazetelerindeki her ay binlerce dolar maaş alan köşe yazarları ile karıştırmış… Biz, sadece 3 bin liralık emekli maaşıyla geçinmeye çalışan bir insanız. Yine biz, parti müteahhitlerinin yaptığı lüks binalardan sembolik paralarla ev kapan gazetecilerden de değiliz. FETÖ bankasından kredi alanlar sınıfına hiç girmedik. İstanbul’un varoşlarında oturan birisiyiz.

Tanrı’ya şükürler olsun ki paramız yok ama yazdığımız kitaplar çok. Benim servetim de o kitaplardır…

Bu davayı ciddiye almadığım için, Bayraktar’ların daha doğru dürüst dava dilekçesi yazmasını bile beceremeyen avukatlarına basın özgürlüğüne ilişkin AİHM kararlarını ve Yargıtay kararlarını hatırlatmayı bile gereksiz buluyorum.

***

Son sözüm ailenin reisi Sayın Özdemir Bayraktar’a…

Siz ki bildiğim kadarıyla ahirete inanan birisisiniz… Asla mahkum edileceğime inanmıyorum ama hadi diyelim ki oldu… Benden alacağınız 1 lira bile olsa, o parayı nasıl yiyeceksiniz? Ben Ahiret Günü’nde yakanıza yapışırsam hesabı nasıl ödersiniz?

Size önerim şudur: Hem sizin, hem şirketinizin değerinizi kamuoyu gözünde düşürecek olan bu davayı açan o avukatları hemen vekillikten atın.

Sonra da beni davet ederek yaptığınız S/İHA’ları bir gösterin…

Gerisine sonra bakarız.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar