Uğur Can Biçer

Uğur Can Biçer

İmamoğlu istediğini aldı!

Bir futbol maçı düşünün, şampiyonlar ligi finali olsun bu. Önde olan takım ister istemez savunmaya geçer, temkinli oynar ve fırsatları değerlendirerek kontraatak yapmaya çalışır. Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile AKP'nin yenik adayı Binali Yıldırım'ın ortak canlı yayını da aynen bu şekilde gerçekleşti. 

İmamoğlu, zaten önde olduğu programda gayet stratejik davranarak savunmada bekledi. İmamoğlu'na kontraatak yapabileceği ve golle sonuçlayabileceği büyük fırsatlar sundu Yıldırım. Ancak İmamoğlu, programın yandaş medyada da yayınlandığını bildiğinden ve Yıldırım'a bir mağduriyet algısı yaratmamak adına biraz daha yüzeysel geçti konuların üzerinden. 

Yıldırım'ın; İmamoğlu'nun sözlerini sık sık kesmesi hususu onun yaşındaki ve tecrübesindeki bir isme yakışmadı. Ancak şunu belirtmek gerekir ki bu davranış, rakibinin ne kadar akıcı ve iyi konuştuğundan kaynaklanıyor. Bu cenah o kadar uzun senelerdir kendilerini eleştiren kişilerle tartışmıyor ki, tartışmayı da yanıt vermeyi de unutmuşlar. 

Bu yayını AKP güruhunun neden istediğini biliyoruz. Anketlerde o kadar kötü durumdalar ki bu yayına razı olmak zorunda kaldılar. Bunun elbette ki İmamoğlu da farkındaydı ancak İmamoğlu bunu lehine çevirebileceğinden o kadar emindi ki yayının olmasını ısrarla istedi ve amacına da ulaştı. Öte yandan yandaş kanallarda da kendisine ilk defa dolaylı yoldan söz tanınmış oldu. Belki de AKP seçmenin aklını ve kalbini çaldı, kim bilir. 

Programda Binali Yıldırım, hiç haddi olmayarak İmamoğlu'nun İBB Başkanlığı yaptığı 18 gün içinde verileri kopyaladığını ve bunun FETÖ taktiği olduğunu söyledi. Bu o kadar tehlikeli bir yaklaşımdı ki sanırım bundan en çok zararlı çıkacak kişinin kendisinin olacağını kestiremedi ya da danışmanları kendisine çok büyük bir oyun oynadı. FETÖ terör örgütü lideri Fetullah Gülen'e sarf ettiği övgü dolu sözler herkesin aklındayken bu topa girmesi Yıldırım aleyhine bir gelişme oldu. 

Programın moderatörü İsmail Küçükkaya'nın FETÖ ile herhangi bir ilişkisi ya da yurtlarında kalıp kalmadığına ilişkin Ekrem İmamoğlu'na sorduğu soruyu Binali Yıldırım'a sormaması sosyal medyada büyük tepki çekti. 

Eleştirilerin ardından Küçükkaya, aynı soruyu Yıldırım'a da sordu ancak Türkçe Olimpiyatları'nda Fethullah hocasına övgüler dizen Yıldırım, bu soruya sadece 'yok, yok, yok' demekle yetindi ve bu yanıtlar ekran karşısında beni gülme krizine soktu. Zannediyorum birçok kişi buna farklı reaksiyon vermiştir. Bu arada eleştirilerin aksine ben İsmail Küçükkaya'nın büyük bir sorumluluk üstlendiğini ve programdan da alnının akıyla çıktığını düşünenlerdenim. Yandaş medyanın algılarına yer vermemek için özellikle Yıldırım'a 'moderatörlüğümü nasıl beğendiniz' şeklindeki sorusu ve Yıldırım'dan olumlu yanıt alması da zekice bir hamleydi. Bu nedenle meslektaşımı tebrik ederim. 

İstanbul adayı Yıldırım'ın programa İzmir notlarıyla gelmesi, Sayıştay raporlarını bilmemesi ve okumadığını söylemesi, 700 küsür milyon olan İBB borcunu 100 bin diye telafuz etmesi, İmamoğlu'nun sözünü sürekli kesmesi, FETÖ ile daha önceki ilişkisi hakkında kaçamak yanıt vermesi, Yıldırım adına olumsuz yanlardı.

İmamoğlu'nun stratejik davrandığını ve istediğini de aldığını da söylemeliyim ancak İmamoğlu'nun programın bitimine yakın sarf ettiği sözleri de bir yurttaş olarak eleştirmeden geçemeyeceğim. İmamoğlu'nun açtığı belediye tesislerinde alkol olmadığını beyan etmesi ve 'alkolün ne işi var' demesi, bunun akabinde de kadın, erkek havuz saatlerinin ayrı olduğunu belirtmesi gerici bir bakış açısıdır. Bu açıklamaları da yersiz ve gereksiz bulduğumu belirtmek zorundayım.   

Önceki ve Sonraki Yazılar