İpekçi suikastine karışan isim ‘Yeni Türkiye’de medya patronu oldu

Önceki gün medya dünyasının yeni patronu (yeni sayılır zira 4 yıl oldu) Ethem Sancak’ın Akşam, Star ve Güneş gazetesinin yanı sıra TV 24 ve 360 TV kanalları ve bazı dergilerden oluşan Es Medya adlı yayın grubunu bir zamanların ülkücü tetikçisi Hasan Yeşildağ’a sattığı haberini duyduk.
Bırakın basın dünyasını iş dünyasının bile adını duymadığı Hasan Yeşildağ kim ve bir medya grubunu satın alacak parayı nasıl kazanmış? Ayrıntıları çok ilginç. Kendisi 12 Eylül öncesinde “Ümraniye bombacısı” olarak tanınıyordu. Susurluk olayının baş aktörü Abdullah Çatlı’nın ekibindeydi, Milliyet gazetesinin yayın yönetmeni Abdi İpekçi cinayetine karıştığı, tutuklandığı daha sonra da bazı arkadaşlarını ele verdiği biliniyor. İsviçre’de cezaevinde yattı Yeşildağ, gerekçesi uyuşturucu... Sonra Türkiye’ye geldi, bugün AKP’nin yöneticisi olan isimlerle “takılmaya” başladı. Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’ndeki 4 aylık tutukluluk sürecinde Yeşildağ da çek suçu nedeniyle aynı cezaevine girdi. Cezaevinde Erdoğan’ın korumalığını yaptığı, görüşmelerini düzenlediği sonrasında da yanından ayrılmadığı söyleniyor.
Adı bir ülkenin en ünlü gazetecilerinden birinin suikastine karışmış ve kendisi bugün “medya patronu” oluyor! Evet, ‘Yeni Türkiye’ye yakışır bir durum...
Medya patronluğunda nöbet mi var?
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da basın kuruluşları sık el değiştirmez. Bir gazete ya da TV’nin satışı haberi sık duyulmaz. Türkiye’de de 2000 öncesi birkaç el değiştirme yaşandı, Simavi Ailesi Hürriyet ve Milliyet’i Aydın Doğan’a sattı. Karamehmet de Akşam Grubu’nun sahibi oldu. 1990’larda özel TV kanallarının kurulması bu dengeyi biraz değiştirse de gazeteler için değişen bir şey olmadı.
Ancak bu gelenek 2002’den yani AKP iktidarlarından sonra değişmeye başladı, hem de hızla...
İlk örneğini o dönemler Türkiye’nin en büyük ikinci medya grubu olan Sabah’ta gördük. Etibank nedeniyle mal varlığına el konulan Dinç Bilgin’e ait olan Sabah Grubu, TMSF’ye geçmişti. TMSF, grubu Turgay Ciner’e sattı ancak kısa bir süre sonra bir operasyon çekilerek Ciner saf dışı bırakıldı. Sabah ve Takvim gazeteleri, ATV ve dergi grubu medya dünyasına yeni adım atan Çalık Holding’e geçti. Sabah’ın patronu birkaç yıl sonra Kalyon İnşaat oldu.
Star Grubu’nun da kaderi aynı oldu, Cem Uzan’a ait olan medya grubunun gazetesi olan Star, birkaç kez el değiştirdi. Rixos Otelleri’nin sahibi Fettah Tamince medya patronu oldu daha sonra adı pek duyulmamış bir işadamı, sonra Ethem Sancak.
Karamehmet’in medya grubu da aynı şeyi yaşadı... Önce TMSF el koydu, Mehmet Cengiz’in satın aldığı haberleri çıktı hatta Cengiz, bir hafta sonu gazeteleri ziyaret etti ancak ‘top’ Ethem Sancak’ın kucağında kaldı. Akşam, Güneş ve 360 Sancak’ın oldu, yanına da Star gazetesi ve TV24 eklendi.
Farklı bir satış hikayesi Milliyet’te yaşandı. Doğan Grubu’na ait olan Milliyet ve Vatan gazeteleri –kulislere yansıyan bilgilere göre- hükümetin baskısından kurtulmak isteyen Aydın Doğan tarafından Demirören Holding’e satıldı. Hani şu Erdoğan’la telefon konuşmasında ağlayan Erdoğan Demirören’e. Arada el değiştiren televizyon kanalları, yeni patron olan Acun’ları falan saymıyorum.
İşin ilginç yanı şu ki bu yeni medya patronlarının hiçbirinin medyada herhangi bir yatırımı hatta bu yönde bir talepleri yok, hepsi kendilerine ‘tevdi’ edilmiş görevlerini yerine getiriyor. Bir süre kamu bankaları ve hükümetin arpalığı haline gelmiş şirketlerden yüklüce ilan alıyorlar, sıkışınca kamu bankalarından kredi... Borç ödenemez hale gelince yeni bir ‘patron’ geliyor, kredi muslukları yeniden açılıyor. Çark şimdilik dönüyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar