Derya Şenel Demir

Derya Şenel Demir

Karne günü sendromu

Son ders zilinin çalmasına çok kısa bir zaman kaldı. Çocuklardan çok ebeveynlerinin dorukta olan heyecanlarını gördükçe bu köşenin konusu bu hafta ‘karne günü sendromu’ olmalı diye düşündüm. Çünkü bu karne sonuçlarının aynı zamanda kendi sınav sonuçları olduğunun farkında olmayan birden çok ebeveyn var. Beklentileriniz büyük sevgili anne ve babalar. Yıl boyunca en az onlar kadar yoruldunuz ve emek verdiniz. Her gün yapılması gereken ödevler, okula hazırlanma süreçleri, arkadaşları arasında yaşadığı ilişki problemleri derken sizin için de zorlu bir yıl bitti. Bu emeğin hepsi onun yüksek okul başarısı içindi ancak ne oldu da bu karne notları beklentinizin altında geldi. Tam olarak değinmek istediğim yerde burası işte. Sonuçta bir başarı eksikliği varsa en az çocuğunuz kadar sizin de bu sonuçtan sorumlu olduğunuz. Ders başarısı etkileyen başlıkları; dersi verimli dinlemek, dinlediğini anlamak, ödevlerin ve konu tekrarlarının zamanında yapılması, düzenli olarak yapılması gereken okul ve öğretmen görüşmeleri olarak sıralayabilirim. Sizler ebeveyn olarak bunların kaçında tam olarak var olabildiğinizi, sorunu önceden tespit edip çözmeye yönelik gerekli çabayı sarf edip etmediğinizi bir düşünmenizi istiyorum.

Karne gününün çocuğunuzda yoğun bir kaygı oluşturmasına izin vermeyin. Karne günü gelmeden önce yapmış olduğunuz aile içi yorumlar, tehditler ya da abartılı karne hediyeleri çocuğunuzun doğru kişilik gelişimi için birer etmen. Kötü gelen bir karneyi düzeltmek mümkündür, ancak çocuğunuzun duygusal dünyasında açacağınız bir yarayı düzeltmek hiç de kolay olmayacaktır. Karnesini elinize aldığınızda yalnızca ders puanlarına odaklanmamalı, davranış notlarına, ilgi alanlarına, okul devamsızlığına da dikkat ederek karnesine daha büyük bir pencereden bakabilmelisiniz. Başarı çok göreceli bir kavram ve her çocuğu diğerinden ayıran bireysel farklılıklar var. Çocuğunuz farklı yetenekleriyle diğer arkadaşından farklı bir çocuk. Lütfen bunu düşünerek onu akranlarıyla kıyaslamaya kalkarak en büyük hatayı yapmayın. O sizin çocuğunuz ve onu koşulsuz seviyorsunuz. ‘Sevilen bir çocuk olabilmen için yüksek notlar getirmelisin’ mesajı bir ömür onun peşinden gelecektir. Düşük notlar karşısında konuşma şeklinizin, mimiklerinizin ve kullandığınız ifadelerinizin öfke duygunuzu ele vereceğini unutmayın ve üslubunuza dikkat edin.

Öz saygısını ve güvenini zedelememek adına eleştiren ve ceza veren ebeveyn tutumundan uzak durun. Kötü olan notlara odaklanarak iyi olanları göz ardı etmeyin. Karneyi çocuğunuzun desteklenmesi gereken alanlarını size gösteren bir rehber olarak görün. ‘ Ne kadar tembel ve başarısız bir çocuksun’ demek yerine ‘ Bu dersine yeterince çalışamamış görünüyorsun, birlikte nedenlerini bulup daha fazla gayret göstermeliyiz’ demek sihirli bir cümle olacaktır. (Verilen mesaj: seni suçlamıyorum, evet bir başarısızlık söz konusu bunun nedeni okul dahil her şey olabilir, birlikte bulacağız ve ne olursa olsun ben senin yanında olacağım!) Yaz boyu çocuğunuza ders çalışması gerektiğini öğütlemeyin. Karnesiyle ilgili ne hissettiğini çocuğunuza da sorun ve onu anladığınıza dair duygu etiketlemeleri yapın. (Sende epeyce üzülmüş gibisin.) Beklentinizi karşılayan karne notlarıyla karşılaştığınızda ise abartılı ifadelerden ve maddi değeri yüksek ödüllerden kaçının. Kaliteli zaman geçirmek adına çocuğunuzla yapacağınız tatil planı en etkili ödül olacaktır.

Onları her koşulda, karşılıksız çok sevin…

Önceki ve Sonraki Yazılar