Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

KAYIP ANAHTAR

Az da olsa, çok az da olsa, eğer bir ihtimal varsa ümit de var demektir zafer için unutma…

Eşref

Sıradan insanlar için her vakit “ lafazanlık, saçmalama kaçınılmazdır.” Sıradan bir aklın yaşama bakışı gündelik veya kısa vadeli çıkarlardan daha ötesi değildir. Onlar geleceğe dair araçlar, çoklu dengeler, farklı işleyişler için kafa yormazlar bilirsiniz…

William Shakespeare’in tanımlamasıyla “ ahmaklar ve çokbilmişlerin yanında saf taklidi yapmak en iyi gözlem, bilgi edinme, veri toplama için stratejidir.” Bu ahmakların egosu, kendini güçlü görme ve tek farklı olgu içinde olduğu düşünmesi zayıf halkayı daha rahat anlaşılır hale getirir…

Onlar sadece “ gece esen rüzgârın içinden geçen sesleri ve o seslerin karanlık içindeki yansımasına bakarken nefesi his ederler enselerinde.” Oysa mesele uzun bir yolculuğun veya çoklu yolculuklardan geriye kalan şeylerden fazlasıdır…

Fazla olan kısmı gelişen dünyanın değişimi ve bu değişime göre konum, durum, strateji belirleme zorunluluğudur.

Yeni bir kapı aralanıyor…

Ufka doğru!

Devlet aklı “ güncel gerçekten kopuk olamaz.”

Dünya hızla değişiyor, sistemler, araçlar anlamını kaybediyor. Eski olan yıkılıyor, eskiye dair her şey tersyüz edilerek anlam kazanacak ilk 10 yıla çok sancılı şekilde giriyoruz.

Sosyal demokrasi kaçınılmaz bir hızla önümüzdeki süreçte kürsel bir bariyer olarak yükselen milliyetçiliğe karşı çekim merkezi olacak. İnsanlığın direnme merkezi artık sosyal demokrasinin evrensel gerçeğinde saklı.

Onun içindir ki CHP’de ciddi bir cephe örgütlenmesi mevcut. CHP ve dostları derken bu cephe gerçeğini kavramamız gerek. Yeni bir süreç var kapıda şüphesiz, yerelden genele doğru ilerleyen, adım adım örgütlenmiş bir süreç…

Elbette bu tezin lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Lider olarak üstüne düşen cephe örgütlenmesini yerine getirerek Kemal Kılıçdaroğlu, geleceğe dair tezini de dostlarımızla iktidara yürüyoruz diyerek taçlandırmakta.

Bu tez yerelde karışlık buldu…

Genel için farklı birkaç değişim, düzenleme ile karışlık bulacağı anlaşılıyor.

CHP kurultayında masada olan, listelere yansıyan ve anahtarlara girenler hakkında fısıltı gazetesine başvuranlar süreci baltalıyor. Çoğulcu demokrasi ile bağdaşmayan, farklılıklara tahammül edemeyenler nasıl tüm kesimleri kapsayacak bir cephe kuracak.

Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Ünal Çeviköz ve Cemal Canpolat gibi farklı kitle temsilcileri olmadan süreçler bir adım geride kalacaktır şüphesiz…

Mesele bu gerçekleri kavramaktan geçiyor unutmayalım...

Cephe örgütlenmesi demek sadece farklı partiler, dernekleri tanımlamak demek değildir. Partiler içinde toplumsal dengeler var, bu dengelerin karşılığı olmadığı takdir de bir adım geriye düşmeniz kaçınılmazdır.

Keskin, sancılı bir süreç kapıda…

Bu süreç erken seçimin kaçınılmazlığını ve değişimin ilk adımını temsil ediyor şüphesiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar