Kim kime dum duma kanlı referanduma!

Türkiye’nin güneydoğusundaki gündem Suriye’den Irak’a kaydı. Irak’ın kuzeyinde Barzani yönetiminin 25 Eylül’de yapma kararı aldığı referandum Irak’ın ve bölgenin geleceğini çok yakından ilgilendiriyor.

Referandum kapıya dayandı; Türkiye çıkış arıyor!

Barzani’ye çıkışmakla bir çıkış yolu bulamayınca TBMM’nin toplanmasına karar verildi. AKP Genel Başkanı Erdoğan her fırsatta küçümsediği parlamentodan geçecek tezkerenin önümüzdeki dönem atılacak adımların başı olacağını söyledi.

Önce konunun bir bütün olarak Irak’la ilgili yanına bakalım...

Irak 19 vilayetten oluşuyor. Ülkenin kuzeyindeki Süleymaniye, Erbil, Dohuk, Halepçe Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi olarak devam ediyor. Ancak referandum bu vilayetlerin dışında Kerkük, Sincar ve Hanekin’i de kapsıyor. Son üç il Kürt ağırlıklı olarak kabul edilmiyor.

Kerkük, tarihi, kültürel, etnik hangi pencereden bakılırsa bakılsın bir Türkmen şehri. Kentte Araplar ve Kürtler de oturuyor. Ancak kentin kimliği Türkmen.

Barzani’nin Kerkük’ü de içine katan bir referandum kararı alması doğal olarak etkiyi daha da büyütüyor.

Kuzey Irak’ta 1 Kasım’da başkanlık seçimi var. Barzani seçimi de garanti altına almak için 25 Eylül’de referandum kararı aldı. Seçmene şu sorulacak:

Bağımsız bir devlet kurulmasını destekliyor musun?

Kuzey Irak’ta referanduma karşı çıkan Türkmenler ve Araplar sandığa gitmeme kararı aldı. Bu durumda sandıktan ne çıkacağı açık.

***

Barzani hangi güvence ile referandumda ısrar ediyor?

Barzani kim ne derse desin, ne pahasına olursa olsun referandumun yapılacağını en net ve en sert ifadeyle 15 Eylül cuma günü açıkladı.

O gün ne oldu?

Barzani İngiltere ve ABD temsilcileriyle görüştü.

Açık mikrofonlar önünde kim ne derse desin ABD ve İngiltere’nin o görüşmede Barzani’nin sırtını sıvazladığı anlaşılıyor.

Barzani’ye açık destek veren ülke ise İsrail. Kuruluşundan beri çevresinde güvenli bir halka hedefleyen İsrail, Irak’ın parçalanmasını bir fırsat olarak gördü. Her şey bir yana İsrail’in açık desteğiyle atılacak bir adımın çevre ülkelerin ve Arap dünyasının tepkisini çekeceğini görmemek için ya kör olmak gerekir ya da küresel aktörlerin piyonu...

İsrail dışında bölge ile ilgili uzak ülkelerin tümü gizli destek verse bile bunu açıkça söylemiyor. Bunun pek çok nedeni sıralanabilir; bunlardan biri, söz konusu ülkelerin tüm yumurtaları aynı sepete koymama politikası.

Yarın rüzgar başka taraftan eserse Barzani, “beni kim kandırdı” sorusuna yanıt aramak zorunda kalabilir.

***

Irak’ta Saddam döneminde Kürtler’in Bağdat’la ilişlileri hep inişli çıkışlı oldu. Bir dönem özerkliğe kadar uzandı. Irak’ın 2003’te ABD ve bu ülkenin oluşturduğu koalisyon güçleri tarafından işgal edilmesi üzerine her şey çöktü.

Yeniden oluşum başladı.

Aslında buna oluşum değil, noktaları koymak ve ölüşüm demek daha uygun düşer. 15 yılda ölü sayısı 1.5 milyonu geçti.

Irak işgal edilirken ordusu da bilinçli çökertildi. Ülkenin toplam direncinin çökmesinin unsurlarından biri buydu. Her bölge kendi içinde güç olmaya çalıştı. Bundan Kuzey Irak da payını aldı.

Türkiye, Irak’taki gelişmelere öncelikle AKP hükümetinin selameti açısından baktı.

Bugün çıkış üretmekte zorlanmamızın nedeni bu. Barzani’nin son Türkiye ziyaretlerinde ne tür pazarlıklara giriştiğini hangi destek karşılığı hangi sözleri aldığını bilmiyoruz.

Bugün Meclis toplanacak...

Gelişmelerin perde kaldıracak yanı yok. AKP’nin en azından bu aşamadan sonra Türkiye’ye karşı tam sorumlu olmasını Güneydoğu sandıkları hesabı yapmamasını istiyoruz.

Barzani’ye gelince...

Son anda “güçlü sözler” karşılığını kararını erteleme olasılığı olsa bile izlemekte olduğu politikaların onu çocukluk hayallerine götürmeyeceğini görmesi gerekir.

İzlediği politika Kuzey Irak’taki genel güvenliği de tehlikeye sokacak, pek çok kenti iç çatışmaya götürecek sonuçlara gebe...

Sözü bir fıkra ile bağlayalım...

Fıkra bu ya; kartalla tilki uçağa binmiş. Havalandıktan az sonra kartal hostes düğmesine basmış. Hostes gelince, “Yok bir şey. Canım istedi bastım” demiş. Bundan tilki de hoşlanmış. O da aynı cevabı vermiş. Birkaç sefer aynı oyunu oynamışlar. Sonunda pilot, “ikisini de uçaktan atın” demiş. Kartal oralı olmamış. “Açar kanatlarımı uçarım” demiş. Bir an tilkiye dönüp sormuş, “sen uçmasını biliyor musun?”

“Hayır” karşılığını alınca çıkışmış:

“Madem uçmasını bilmiyordun, bu oyunu niye oynadın?”

Önceki ve Sonraki Yazılar