Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

KİŞİSEL KAYGILAR

Sıradan insanların kişisel kaygıları kaçınılmazdır. Yetersiz eğitim, toplumsal karşılık, barınma alanı, mali sorunlar, yetersiz nitelik-akademik perspektif vb ve genel olarak bir alana saplanmış bireylerin kaygı bozukluğu tüm dünyada aynı düzlemde devam ediyor. 

Liberal piyasa ekonomisi “paran kadarsın diyor.” İdeolojik –dinsel bir bağlayıcılığı kalmayan milyarlar her türden sapkınlığa, ahlaki çöküşe doğru yuvarlanıyor. 

Dünyanın her yerinde kişisel kaygı bozukluğuna rastlanma oranları yükselişte. Devlet aygıtı sürüler halinde yaşayan toplumları daha rahat idare eder ediyor..

Türkiye’de bireycilik yazılı ve görsel medya aracılığıyla tavan yapmış durumda. Bir çöküş süreci tanıklığı yapıyoruz. Devlet aklı şüphesiz “hangi denge – içinde ki aklı göz ardı edemez-etmemelidir.”

Ekonomik çöküş

İşsizlik 

Aile kurumunun çürütülmesi

Bireycilik

Ekonomik metalara tapma düzeyi

Salt bir meta-mal ile bireyin değerini belirleme 

Tüm bu gerçekler çürüyen insanlığın başat sorunlarıdır. Liberal piyasacılık ahlaksız olmayı dayatırken aslında başka çözüm yolu kalmayan zayıf bireylerin çöküşünü anlatıyor bize. 

Diziler ve yarışma programları felaketin düzeyini anlamak için yeterli bilgi aktarmakta…

Kürsel mutluluk endeksi içindeki ülkelere bakarsanız dayatılan yaşamlar ile somut gerçekler arasındaki fark felekti göstermekte. Bir yalana, rüya inandırılan üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler çürütülmektedir…

Kültürel 

Ahlaki Çöküş 

Toplumun geleceğine dair söz söyleme ideası olanher politik yapı ve devletin yüzyıllık aklı güncel gerçekleri siyasal “yönetimden” bağımsız bir biçimde toplumun her türden güvenliğine kafa yormalıdır mutlaka. 

Kürsel derin devlet, ulus devletleri kültürel olarak çöküşe ve aynı bireyler üretmekte elindeki medya, ekonomi, kürsel baskıyla. Artık küresel bireyin doğuşuna - aynılaşan milyarlarca insan türü üretiliyor medya-moda- yeme kültürü ile. 

Küreselleşme bize benliğimizden kopma, yeni bir küresel devletin aklı, kültür biçimiyle yaşamamızı dayatıyor. Bu dayatma İNTERNET –SOSYAL MEDYA- TV-GAZETE-RADYO aracılığıyla her dakika, her saat, her gün daha da şiddetli biçimde dayatılıyor.

Tek tip insan portatifi kaçınılmaz olarak bize “ robotları “ anımsatıyor. İnsan bölgesel değerlerle daha zengin, kültür ve dil ile renkli olduğu ölçüde anlam ifade ediyor. 

Küresel derin devlet, insan türünü yeni bir çağa, kaosa doğru sürükleme gayretinde her türden çürüme, yozlaşma ile. İnsanlık bu yeni putları yıkmak zorundadır her türden araçlarıyla. 

İnsanlık bu vahşi dayatmayı yenmek zorunda…

Geleceği ve türünün sağlıklı gelişimi için. 

Önceki ve Sonraki Yazılar