Osman Koray Kapan

Osman Koray Kapan

Kontesi kim n'aptı?

Mâlum fıkradan hareketle Türkiye’de “kontes” futboldur. Hep hakemler denir ama futbolun ırzına geçen yerli ve milli (!) olan teknik direktörlerdir pek çok durumda. Bizde hemen her futbolcu emeklisinin çalıştığı hocalardan tuttuğu notlarla teknik direktör olabileceği düşünülür. Aklıma hep 2010 yılında Arda Turan’ın söylediği cümle gelir: “Ben 4-4-2 oynamayı A milli takımda öğrendim.” Bunu söylediği tarihte, milli takımda Guus Hiddink vardı ve Arda o vakte kadar bildiğimiz büyük (!) yerli hocalarla çalışmış idi.
          Ülkece 2018 Dünya Kupası elemelerinde oynadığımız üç maçta ofsayta bile düşememiş olmanın şokunu yaşıyoruz. Evet; Hırvatistan, Ukrayna ve İzlanda maçlarında ofsayta düşemedik, ciddiyim. İzlanda maçının ilk yarısında 1,68’lik forvetimiz (?) Emre Mor, kalecimiz Volkan Babacan’dan daha az topa temas edebildi. Önümüzdeki üç kolay maçtan alacağımız 9 puanla yeniden iddialı olacağımızı düşünmek aptallığı çok yaygın. O güçsüz takımları, bizi madara eden takımlar da yenemeyecek mi sanki?
          Bu noktada bir de Fatih Terim’in bizden çok koştuğu için “ne de olsa Avrupa takımı” dediği Ukrayna ve “havadan durdurulamaz” dediği İzlanda’nın takım değerleri toplamının bize ancak denk olduğunu söylemek isterim. Ve bizim kadro değerimizi hesaplarken Terim’in kadrosunu kaale aldım yani Barcelonalı Arda falan katılmadan durum budur. Arda tek başına İzlanda’ya denk milyon euro olarak...
         Yerli hocalarımız şüphesiz gelişiyor ama ulaşabildiğimiz nokta, koşu mesafeleri ve takım boyu. Bu iki konuda başarılı olup ünlenen iki hocamız Abdullah Avcı ve Aykut Kocaman’ın Shakhtar Donetsk’le berabere bile kalamayışlarına üzülmüştüm ama asıl hüznü Gent – Konyaspor maçında yaşadım. Yenilgi normal olabilir ama daha birçok sorun vardı o 2-0’lık maçta. Ya da Şenol Güneş Beşiktaş’ının Dynamo Kiev maçındaki ortalama pozisyon dağılımı o kadar çok şey anlatıyordu ki…
         Diyeceğim odur ki iletişim çağında Dortmund’u, premier ligi izleyebilen bizler bazı şeyleri apaçık görebiliyorken 60’lık yöneticiler de görsün, duygusal davranmasın. Fatih gidince Aykut, o gidince Şenol, Şenol gidince yine Fatih gelmesin. Federasyon yine en fazla ücreti versin milli hocaya ama futbolculara dehşet primler vermeyip, onları biriktirip; Tuchel, Klopp ya da Guardiola’nın boşa çıkmasını beklesin. Ana planda ofsayta düşmeyelim, maçta düşebiliriz…
         Kulüp takımlarımız için de aynı mantık geçerli. Çalışılmış taktik oyun, ortak akılla hücum göremiyoruz süper(!) ligde. Rastgele ortalar, duran toplar... Topun oyunda kaldığı sürenin 49 dakika olduğu maç var yahu! 90 dakkanın yarısında top dışarıda. (Osmanlı-FB maçı) Seyirci niye gelsin ki?

***
Bugün normalde YURT İDDAA günü ama sizlere kupon paylaşımını artık cumartesi günleri yapacağım. Zira perşembe bilgileri ile değil hiç olmazsa cuma bilgileri ile kupon hazırlamak istiyorum. Yarın YURT almayı ve aldırmayı unutmayın; almayanları pişman etmeye kararlıyım:)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar