KOOPERATİFLER; NE KAPİTALE, NE DE ELİTLERE HİZMET ETMEMELİ

Kimilerine bakarsanız “tarımsal kooperatifleri köylü yönetemez, elit kadrolar yönetmeli”. Dünyada ve ülkemizde bazı güya sol kesimler de bu düşünceyi destekler. Hâlbuki gerek dünya deneyimleri gerekse de Türkiye’de yaşananlar bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğunu göstermiştir. Elbette yetişmiş uzmanlardan kooperatifler yararlanmalıdır. Ancak köylüler direksiyonu bürokratlara bıraktığında bir yığın problem ortaya çıkmakta gecikmez. Sovyetler Birliğinde tarımsal kooperatiflerin bürokratların denetimine geçmesiyle yozlaşma başlamıştır. Sol taraftarı gibi görünen, belki de başlangıçta böyle olan bazı kişiler ülkemizde tarımsal kooperatifleri ellerine geçirmek için bu düşünceye hizmet eder görünmüş, onlarla ittifak yapmışlardır.

Diğer bir hastalık da kooperatifçiliğin demode olduğu, kooperatiflerin şirketleşmeden yararlanması gerektiği düşüncesidir. Doğrusu bu düşünce de hem dünyada hem de ülkemizde büyük problemler doğurmuştur. Geçen yazımda belirtiğim gibi şirketleşen kooperatifler dünyanın başına bela dev şirketlere dönüşmüştür. (Bkz: https://www.yurtgazetesi.com.tr/duzene-uyan-kooperatifcilik-hic-bir-yere-gitmez-makale,17204.htm)

Şirketler tanım olarak sermayeye hizmet eder. Kooperatifler bu yola girdiğinde kaçınılmaz olarak sermaye egemen olur. Bir Alman atasözü şöyle diyor: “ Şeytanla sofraya oturanın kaşığı uzun olmalı” Evet, bazı Avrupa kooperatifleri örneğin ABD’de ürünlerini satmak için şirket kuruyorlar. Ancak bu kooperatifler sermayeye hizmet etmekten kurtulamıyorlar.

1980’lerde İzmir Köy Kalkınma Kooperatifleri Birliğinde de şirketleşmeyi savunan bir yönetim iş başına geldi. Bize “artık eski kooperatifçilik demode oldu, şirketler kurmalıyız” dediler. Karşı çıktık. Bu süreç başlamadan önce birliğin 28 zeytinyağı fabrikası, altı orta ölçekli süt işleyen mandırası, 10 süt toplama ve tarımsal girdi sağlama tesisi, iki salamura zeytin tesisi, bir çam fıstığı işleme tesisi, bir hayvan kesim- mezbahası, iki orman ürünleri işleme (kutu, kasa) fabrikası, 25 dekar örtü altı (sera) sebze, çiçek üretimi, bir meyve fidanı üretim tesisi vardı. Bunları daha önceki birlik başkanı ve şu anda da başarılı Gödence Kooperatifinin başkanı Özcan Kokulu yazdı. (Bkz: https://www.birgun.net/haber/koy-koop-izmir-birligi-nasil-cokertildi-286924)

Neticede şirket modeli İzmir KöyKoop’u çökertti. Bir çalıştay düzenleyerek önde gelen kooperatiflerin bu çöküşe bir son vermelerine yardım etmek istedik. Ancak oldukça geç kalınmıştı. Yukarıda sayılan varlıkların hiç biri kalmadığı gibi bir yığın borçla enkaz devrederek şirketçi ve güya elitist anlayış yönetimi bıraktı.

kooperatif hareket değişen koşulları ve geçmiş deneyimleri dikkate alarak yenilikler yapmalıdır. Ancak kooperatif ilkelerinde bir problem yoktur. Kooperatifler agroekolojiyi uygulayarak ve ürünlerini tüketim kooperatifleri, gıda grupları, kendi tüketim mağazaları, köylü pazarları ve e-ticaret yoluyla doğrudan tüketiciye ulaştırarak göreli otonomi, dayanıklılık ve sürdürülebilirlik kazanabilir. Birim kooperatifler birlikler aracılığı ile güçlerini bir araya getirebilirler. (Bkz: https://www.yurtgazetesi.com.tr/baska-bir-kooperatifcilik-mumkun-makale,12995.html

Önceki ve Sonraki Yazılar