İlyas Salman: Saklanan düşünce kadar pis kokan bir şey görmedim

İlyas Salman: Saklanan düşünce kadar pis kokan bir şey görmedim

Aldatılan, mağdur, karakterlerin başrol oyuncusu... Tıpkı filmlerindeki gibi söyledikleriyle hem güldürüyor hem de inceden dokunduruyor

YURT Gazetesi-Röportaj: Gamze MEDENİ/ 'İktidarına da çatıyorum, muhalefetine de. Kim yanlış yapıyorsa onunla kavgamı sürdürüyorum. Ben saklanan düşünce kadar pis kokan bir şey görmedim' diyor.


Başlarken;


Çiçek Abbas’ın Abbas’ı, Kibar Feyzo’nun Bilo’su, Sultan’ın Bekçi Kolombo’su, Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor’un Bilo Ağa’sı ve Sarı Mercedes’in Bayram’ı... Sinemamızın en unutulmaz karakterlerine hayat veren İlyas Salman ile oyunculuk serüvenini, dostum dediği Şener Şen’i, ülke gündemini ve yeni projelerini konuştuk. Öyle bir söyleşi oldu ki içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan da var, İbrahim Tatlıses de…


*Nasılsınız İlyas Bey? 


Seçimlere kadar 'Türkiye gibiyim' yanıtını veriyordum son seçimlerden sonra Türkiye'den daha iyiyim demeye başladım. Sosyal, kültürel, etnik, dini çarpışmaların içerisinde ekonomik anlamda bolluk bereket içerisinde olmasak bile Türkiye'den daha iyiyiz diye düşünüyorum.


Kara, yeşil, koyu bir İslami Faşizm yaşıyoruz

 

Türkiye’de neyi değiştirmek isterdiniz peki?

 

En önce değişmesi gereken halkın mantalitesi. Dinin karanlığından kurtulması gerek. İnanç sömürüye izin vermez. Tabii gerçekten inanıyorsanız. Türkiye’nin genel profili açısından rahatsızım.

 

Televizyonu açtığınızda gördükleriniz size ne düşündürüyor? Ya da bir gazeteyi elinize aldığınızda?

 

Güneydoğu'da sözde bir Kurtuluş Savaşı yaşanıyor ama özde emperyalistlerin silahı tüketiliyor. Her taraftan masum insanlar ölüyor fakat kazananlar beyaz saraylarda oturanlar. Ortadoğu'da ölen insanların vurulup yere düşüşünü seyrederken hem paralarını kazanıyorlar hem de ceplerine dolduruyorlar. Savaşın kimseye faydası yok.

 


*Politik yönünüzle de dikkat çeken bir isimsiniz. Siyasete girmeyi hiç düşünmediniz mi?

 


Ben hayatın içerisinde siyaset yapmayı düşündüm yani meclise girersem biliyorum ki orada boğulacağım. Bir ara bağımsız aday olmayı düşündüm. Sonra vazgeçtim, bağımsızların zaten pek fazla sesi çıkmıyor çıksa da pek konuşamıyor. Bugün başkanlık sistemine, daha doğrusu padişahlık sistemine doğru gidiyoruz. Tayyip Erdoğan'ın da halife olmak gibi bir niyeti var. Etrafındaki herkesi susturdu. Bir tek kendi sesi çıkıyor.

 


Babam da muhalefet yapardı

 


Bazı yayın organları tarafından söylemleriniz zaman zaman çok tepki çekiyor. Başkalarının ne dediği sizin için önemli mi? Hakkınızda yazılanları okuyor musunuz?

 

Şu anda nasıl rahat oturuyorsam o yazıları da öyle okuyorum. İktidarını da çatıyorum muhalefetine de. Suya sabuna dokunmayana da, sokakta selam vermeyene de çatıyorum. Kim yanlış yapıyorsa onunla kavgamı sürdürüyorum. Ben saklanan düşünce kadar pis kokan bir şey görmedim. Dünyada en çirkin kokan, saklanan düşüncedir.

 

 

Beni sinemada Şener Şen keşfetti demişsiniz. Sinemaya başladığınız o yıllara gidelim mi? Şener Şen’le oynamak nasıldı? 


Şener Şen'le Üsküdar Şehir Tiyatrosu’nda birlikte oynadık. Ben ikinci oyunumda Avni Dilligil 'En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu' ödülünü aldım. Şener ağabey sinemaya girer misin dedi. Benimde zaten hayalimde sinema vardı. Bugüne kadar beni Kemal Sunal'la birlikte anarlar ama Kemal'le iki filmim var. En çok Şener Şen'le oynadım. O genelde üçkâğıtçı, sevimli kötü adamı oynadı bende daha çok saf, aldatılan mağdur rolünde oynadım. Şener Şen'le dostluğum sanat yaşamım boyunca devam etti ve hâlâ da devam ediyor. 

 

 

Nerede değil, kiminle yattığın önemli 

 


*Bir sürü sinema filmi, dizi… Hatırı sayılır bir servetiniz var mı?

 


Hayır yok. Zengin değilim fakat yoksul da değilim. Zengin olmak gibi bir hevesim hiç bir zaman olmadı. İbrahim Tatlıses İbo Show yaptığı dönemde İlyas Salman'ı konuk olarak çağıralım diyor. Sonra düşünmüş İlyas Baba benden önce sanata başladı, benden önce şöhret oldu. Onu ayağımıza çağıracağımıza biz ona gidelim. Bu eve geldi. Burada oturduk, muhabbet ettik. İbrahim eve şöyle bir baktı ben senden sonra şöhret oldum, benim uçağım var senin neyin var dedi. Dedim ki; ben Malatya Arguvan’da gecekondu köyünde ahırda da yaşadım, Tokyo'ya gittim kral dairesinde de kaldım bana deseniz kral daireleri mi daha rahat, ahır mı? Seçemem. İnsan uyuduktan sonra duvarları göremiyor. Nerede yattığın değil kiminle yattığın önemli İbo dedim.

 


Dizi zenginliğinde sanat sefaleti yaşıyoruz


*Son dönem Türk filmlerini nasıl buluyorsunuz?

 


Dizi sefaleti yaşıyoruz. Hiçbir diziyi takip etmiyorum. Festivallerde derece alan filmlerin gösterildiği sinema kanallarını seyrediyorum. Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akın gibi kalburüstü birkaç yönetmenimiz var. Geneline baktığımızda; belden aşağı, suya sabuna dokunmayan pek çok yapım var. Suya sabuna dokunmayan şey kirlidir. Suya sabuna dokunmak lazım. Şimdilerde romanı alıyorlar televizyonda çekip çekip uzatıyorlar. Oyuncular dersen birçoğu abartarak Amerikan tarzı oyunculuk yapıyor. 

 


*‘Trendeki Yolcu’ filminiz Nisanda vizyona girecek. Filmin çekimleri devam ediyor mu?

 

Kısa film diye başladı sonra öyle iyi gitmeye başladı ki uzun metrajlı filme çevirdiler. O da mali bir yükümlülük gerektiriyor. Yapımcımız Hamit Şahin şimdilerde bunun telaşında. Hamit filmin sponsoru, belli bir birikimi var ama uzun metrajlı bir film için yetersiz. Bütçesi yok. 


 

*Filmden biraz bahseder misiniz konusu ne?


Cumartesi Anneleri gibi oğlunu kaybetmiş bir babanın bütün Türkiye'yi karış karış dolaşıp oğlunu aramasını anlatıyor. Suya sabuna dokunmasaydı asla katılmazdım. Akasya Durak’ında 13 bölüm oynadım. Diziyi sakız gibi uzattılar, 6 yıl sürekli aynı bölümleri gösterip gösterip yayınladılar. Kendimden utandım. Açık söylemek gerekirse ihtiyaçtan dolayı oynadım. Çünkü sadece bu eve bakmıyorum. Aynı zamanda bir sülaleye de bakıyorum. Çoğu; yoksul, yetim, işsiz güçsüz insanlar. 

 

*Film Avrupa’da festivallerde yarışacak. Ödül alır mı?

 

Bu konuda bir şey diyemem jürinin tavrına bağlı. Fakat inandığım bir proje. Bugüne kadar inandığım projelerde hep ödül aldı. 


*Filmin tanıtımı sırasında bir mekânda alkol alıp taşkınlık çıkardığınız sonra gözaltına alındığınız yazıldı bu konuda ne söyleyeceksiniz?

 

Ben bir provokasyona gelmedim, getirildim. AKP’li bir adamın restoranına götürdüler beni. Allah'ın ticaretini yapıyor dedim. Bunun üzerine içmiş böyle konuşuyor gibi birtakım şeyler söylendi. Mekân sahibi ile tartıştık. O da karakola başvurdu imzamı attık sonra bir çay içip geldik. 

 

 

İlyas Salman’dan akile ve cahile kitap 


*Üzerinde çalıştığınız bir projeniz var mı bu ara?

 

Paketinden Kurtardığım Çocuk adı altında otobiyografik bir roman yazıyorum. Biz paketlenmiş insanlarız. Yani anamız, babamız, öğretmenimiz, devlet tarafından pakete koyuluyoruz. Saklanıyoruz ve kişiliğimiz orada kokuyor. Onun için o çocuğu kurtarmak istedim. Deliler Meclisi isimli senaryom var onu da hayata geçirmek istiyorum. Uzun yıllardır bir kitapçı dükkânı açmak istiyorum. Kur'an-ı Kerim'den İncil'e, Komünist Manifesto'dan Dokuz Işık'a varıncaya kadar hepsinin yer aldığı bir kitabevi olacak. Tabelaya da İlyas Salman’dan akile ve cahile kitap yazdıracağım. Ayrıca oyunculuk atölyesi açmayı düşünüyorum bugün var olan oyunculuk atölyelerinde ne akrobasi var, ne vücut dili dersi var. Konservatuvarda okuduğum dersler hiçbir yerde gösterilmiyor.