Nazım Hikmet'le Rus edebiyatçının ilginç diyaloğu

Nazım Hikmet'le Rus edebiyatçının ilginç diyaloğu

3 Haziran 1963 tarihinde, yani bundan tam 55 yıl önce kaybettiğimiz büyük şair Nazım Hikmet'in Sovyetler Birliği'nde geçirdiği yıllara ilişkin bilinmeyen ya da az bilinen pek çok anısı bulunuyor.

3 Haziran 1963 tarihinde, yani bundan tam 55 yıl önce kaybettiğimiz büyük şair Nazım Hikmet'in Sovyetler Birliği'nde geçirdiği yıllara ilişkin bilinmeyen ya da az bilinen pek çok anısı bulunuyor.

Bunlardan biri de, Nazım Hikmet'le dönemin ünlü Rus edebiyatçısı Konstantin Paustovski arasında geçen ilginç diyaloglar...

"BİZİM İŞİMİZ NUTUK ÇEKMEK DEĞİL"

Medyagünlüğü'nden Fuat Safarov'un haberine göre, Nazım Hikmet, 31 Mayıs 1962'de ünlü yazarın 70. yaş günü nedeniyle Tarus kentinde düzenlenen gecede, "Bence yazarın başka bir yazara olan saygı, sevgi ve bağlılığını yazılı şekilde aktarması daha güzel. Çünkü bizim işimiz nutuk çekmek değil, yazı yazmak. Ben bunu sevgili öğretmenim Paustovski'ye aktarmaya çalışacağım. Onun için bir şiir ve makale yazdım" diye belirtiyor.

Kalp rahatsızlığı nedeniyle geceye katılamayan Paustovski'den "maestro" diye söz eden Hikmet, "Bence o öncelikle çok dürüst bir insan. Bana göre, yazarın dürüstlüğü onun yeteneğinden de önemli. Eğer yazarın dürüstlük ve yeteneği birleşirse bu durumda karşımıza Paustovski gibi bir insan çıkar... Paustovski sadece Sovyet edebiyatının değil, aynı zamanda da dünya edebiyatının büyük bir ismi" diye devam ediyor.

"SİZ ŞAİRSİZİN VE CESUR BİR İNSANSINIZ"

Bu konuşmadan sonradan haberdar olan Sovyet yazarı, 1 Temmuz 1962'de Nazım'a mektup yazarak duygularını şöyle aktarıyor: 

"Sevgili Nazım Hikmet! Hakkımda yazdığınız makale ve güzel şiirleriniz ve Edebiyat Müzesi'ndeki gecede konuşmanız beni çok duygulandırdı. Tüm bunlar benim için sürpriz ve değerli armağanlar oldu. Size tüm kalbimle teşekkür ediyorum.

Siz şairsiniz ve cesur bir insansınız. Sizinle görüşmek istiyordum. Fakat aşırı utangaçlığımdan dolayı henüz bu görüşmeyi gerçekleştiremedim. Bir kere Varşova'da karşılaştık ama galiba beni tanıyamadınız, ben de bu yüzden size yaklaşmak istemedim. Hastaneden yeni taburcu oldum. Doktorlar Ağustos ayında tamamen iyileşeceğimi söyledi. Eğer Moskova'da olursanız sizi Tarus'a da beklerim."

Rus yazar mektununun devamında Türk kökenleri olduğunu da açıklıyor ve "Belki de karşılıklı sempatimizin nedeni benim yarı yarıya Türk olmam. Ninem Trakya'nın Kazanlık bölgesinde doğmuş. Ben de Türk kanı taşıdığım için onur duyuyorum. Türk işçi ve köylüleri çok seviyorum" diyor.

Paustovski, kaleme aldığı Uzak Yıllar adlı kitabında Türk ninesi Fatma'dan da bahsediyor. Sovyet yazarının anlattığına göre dedesi, Rus-Türk savaşı sırasında esir düşüyor, bir süre sonra Fatma adlı bir Türk kızıyla tanışıyor. Ardından Fatma'yı Rusya'ya getirerek evleniyor. Paustovski, "Ninem sonra Ortodoksluğu kabul ederek Gonorata ismini almış. Türk ninemizden dedemiz kadar korkardık. Onunla karşılaşmamaya çalışırdık" diye yazıyor.