
Usta oyuncu Nevra Serezli: Bir tımarhanenin içindeyiz
Tiyatro ve dizi oyuncusu, seslendirme sanatçısı Nevra Serezli gazetemize konuştu. Usta oyuncu "Biz belli bir yaşa geldik, çok güzel günler yaşadık ama çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için korkmuyor değilim" diyor.
Röportaj: Gamze Medeni - YURT Gazetesi
Fotoğraf: Dilek Sarıgül
Ülkece geldiğimiz nokta onu üzüyor. ‘Biz belli bir yaşa geldik, çok güzel günler yaşadık ama çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için korkmuyor değilim’ diyor. Ama bir tespitte bulunur gibi anlattı tüm bunları şikâyet eder gibi değil, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli tiyatro sanatçılarından biri olan Nevra Serezli…
Başlarken;
Kıpır kıpır, enerjik, hazırcevap, muzip ve açık sözlü... Daha yerime oturmadan başlıyor anlatmaya. Herkesin dilindeki o ezber soruyu o bana yöneltiyor. Ne olacak bu memleketin hali? Hepimiz bu haldeyiz. Türkiye ile uğraşı- yoruz. Sevgiden, aşktan ve hayattan da söz ettik. Gerisini ondan dinleyin…
En son ‘Kocan Kadar Konuş Diriliş’ filminde oynadınız. Şu sıralar ne yapıyorsunuz?
Sezon başında 1-2 tiyatro ve müzikal teklifi almıştım bana çok uyduğunu düşünmediğim için kabul etmedim. Şimdi Mayıs’ta çekilecek bir film için ön görüşmem var. Dizi teklifi henüz gelmedi. Genelde yaz mevsiminde geliyor. Bodrum'a tatile gideceğim için pek sıcak bakmıyorum. Artık bu yaşta kendime bu lüksü sağlıyorum.
Projede yer alacak kadro için çok ölmem lazım. Onun haricinde 1-2 tiyatro oyunu okudum yine içime sinmedi. Bir dedikodu çıkmış Nevra Serezli artık tiyatro yapmayacak diye. Hayatta böyle bir şey olmaz. Belli kriterlerde aradı- ğım roller var. İlla ki başrol olacak diye bir şartım yok elbette. En son oynadığım 6 Haftada 6 Dans Dersi düzeyinde olsun istiyorum. Yaptığım işten en önce kendim memnun olmalıyım. Böyle bir proje düşündüğüm için belki de seçici durumuna düştüm.
Sizi komedi rollerine yakıştırıyorum. Drama bakışınız nasıl?
Sadece dram ya da sadece komedi olmuyor. Her ikisi de hayat gibi, iç içe. Dram oynamak çok kolay. Ekranda da görüyoruz iki damla gözyaşı akıttın mı tamam. Hadi sıkıyorsa güldürsünler. Güldürmek için sağlam bir senaryo ve karşılıklı oyunculuk olması gerekir. n Yeşilçam tutkunu biri olarak soruyorum bu soruyu.
Yeşilçam sizin için ne ifade ediyor?
Bana her zaman komedyenin yanındaki kadın rolleri geldi. Güzel kadın rolleri de geldi fakat tiyatro yapmak istediğim için kabul etmedim. Haldun Dormen'in himayesi altında tiyatro yapacağım dedim. Dormen Tiyatrosu’nda profesyonel olarak başladım. 40 yıl boyunca tiyatronun tadını yaşadım. Paramı da kazandım. Mesela, Devekuşu Kabare’den çok para kazanmışızdır. Allah Zeki’ye rahmet eylesin, Metin’e de uzun ömür versin.
İzlediğiniz diziler var mı?
Cesur ve Güzel'i çok beğenerek izliyorum. Kıvanç Tatlıtuğ’ı, Tuba Ünsal'ı çok beğeniyorum. Tamer Levent’e hayran kaldım. Oyuncuları yerli yerine oturmuş. Güzel mekanlarda çekilmiş. Hem romantik hem heyecanlı.Tam benim tarzım. Bodrum Masalı'nı da hiç kaçırmadan izliyorum.Timuçin Esen’i çok beğeniyorum.
‘NEVVV ANLAT BAKALIM’ DERDİ
Nevra Hanım, Metin Serezli'nin ne kadar büyük bir yetenek olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki, nasıl bir eşti?
Şu koltukta otururdu hep, onun koltuğuydu. Ben kapıdan içeri girdiğim an ‘Nevvv gel bakalım otur karşıma anlat günün nasıl geçti’ derdi. Günün mutlaka kritiğini yapardık. Evlilik hayatımız boyunca bir gün olsun bana karışmadı. ‘Sen her zaman doğru karar verirsin’ derdi bu da benim çok hoşuma giderdi.
Âşık mıydınız?
Yok değildim öyle mecburiyetten evlendik (Gülüyor).Benim ayaklarım tam iki metre yerden kesildi de o ne hissederdi ona sormanız gerekir ama artık şansınız yok. Metin hakikaten çok değerli bir insandı. Aşırı iyi niyetliydi, her zaman pozitifti. Çocuklarına da iyi bir babaydı. Bir tek fiskesi olmamıştır. Otoritesi ile idare ederdi.
En çok neyi özlüyorsunuz Metin Serezli'ye dair?
Beni paylamasını. Uzun uzun konuşmalarımızı. Genellikle kavgalarımız çocuklar yüzünden çıkardı. Ben çok telaşlıyım, meraklıyım. Hâlâ da öyle. Onun o sakin duruşu beni sinir ederdi kavga çıkarırdım. Şimdi düşünüyorum ben de tahammül edilmezmişim vıdı vıdı eder başının etini yerdim.
Sizi oğullarınız Murat ve Selim Bey'e sorsam bana nasıl anlatırlar?
Çok iyi bir anne olduğumu söylerler. Bir kere aşırı düşünceliyimdir onları hiç kırmam. Özel hayatlarına müdahale etmem. Her şeylerini düşü- nen bir anneyimdir. Çok dertleşirim onlarla. Saygı duyulan arkadaş anneyim.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI GİBİ...
Son dönemde ülkemizde yaşananları nasıl yorumluyorsunuz?
Ülkemi çok seviyorum. Dışarıya seyahate bile gitsem 3 gün sonra ülkeme dönmek istiyorum. Şimdilerde birbirimizden selamı sabahı kesmiş bir milletiz. Bugünlerde moralimiz bozuk, geleceği düşünmek açısından psikolojimiz kötü. Biz belli bir yaşa geldik, çok güzel günler yaşadık ama çocuklarımın ve torunlarımın geleceği için korkmuyor değilim. İşin en kötü yanı iyiye güzele nasıl ulaşılır bunun ışığını göremiyorum. Bir belirsizlik var. Eski dönemlerdeki manevi hazlar ve dünya güzelliğinin tekrar benliğimize yerleşmesi çok uzun bir zaman alacak diye düşünüyorum. Terör olaylarına üzülüyoruz ertesi günü sinema kuyruğuna giriyoruz. Acılara çok fazla alışmaya başladık bir şehit için günlerce gözyaşı döken halkımızın şimdilerde toplu katliamlarda bile acısı iki gün sürüyor. Her şeye fazlasıyla alışılıyor. Alışmamız lazım. Ama mecbur hayat devam etmek zorunda. Belki de böylesi doğrudur. Eskiye dair bir özleminiz var... Çok özlüyorum eski günleri... İnsanların insanlıktan uzak olmasına, sevgisiz olmasına tahammül edemiyorum.
Neye ihtiyacımız var peki?
Bu ülkede en çok psikologların yetişmesi lazım belki de. Hükümet her eve ücretsiz psikolog yollamalı. Haftada iki kere o aileyi psikolog analiz edecek. Biraz olsun insanların komplekslerinden arınıp dünyaya başka bir gözle bakmaları lazım.
Türkiye'de kadın olma haliyle ilgili ne düşündüğünüzü de sormak istiyorum. Kadına şiddet meselesi her zaman gündemde...
Bu ülkede sadece kadınlar çile çekmiyor. Hayvanların çektiklerine ne diyeceksiniz peki? Toplum içinde kedi besliyor diye üstüne yürüyen yaratık insanlar türemeye başladı. Bir deliliğin içindeyiz.
Genç oyuncuları BEGENİYORUM
Oyunculukta yeni kuşağı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ay dökülüyorlar çok kötü oynuyorlar demek yalan olur. Sinemada tecrübesi olmayan, tiyatro yapmamış oyuncular ilk filmlerinde ödül alabiliyor. İşte bunu çok fazla doğru bulmuyorum. Bunun sonrasına bakmak lazım. Bu başarıyı daha sonraki projelerinde devam ettirebiliyor mu önemli olan bu.
Ne gibi eksikleri, ne gibi artıları var?
Gençlerin çok fazla okumadıklarını, ilerlemek için çalışmadıklarına görüyorum. Mesela dizide çok iyi bir rol almış bir oyuncunun birkaç tane tiyatro eserini görmesi, birkaç tane oyunu alıp okuması, birtakım filmleri seyretmesi, oyunculuk üzerine yazıları okuması gerekir. Bu toplumda her şey çok kolay elde ediliyor. Güzel bir kızsan, biraz da kabiliyetliysen projeler peşi sıra geliyor. Bir dizide yıldızı parlıyor sonra başka başka projeler önüne seriliyor. Biz 45- 50 sene bu işin içinde yoğurularak bugünlere geldik. Kendimizi ispat etmek zorundaydık. Tabii bunu daha faydalı gö- rüyorum. Sadece kendim için söylemiyorum bunu. Bizim jenerasyonun oyuncuları için konuşuyorum. Çekilen dertler, sıkıntılar, başarılar, başarısızlıklar hepsi seni bir bütün olarak yaratıyor.
Oyunculuk dersi veriyor musunuz ya da böyle bir düşünceniz var mı?
Hiç düşünmüyorum. Hocalık çok ayrı bir şey oğlum İngilizce'den ikmale kaldı. Ben 9 sene İngilizce okudum hâlde oğluma bir satır İngilizce öğretemedim. Cihan Ünal sana iki dakikada diyaframdan nasıl nefes alacağını öğretir. Ben de diyaframdan nefes almayı biliyorum ama öğretemiyorum. Bugüne kadar çok teklif geldi. Ben oyunculuk atölyelerine falan inanmıyorum. Oyunculuğun dersini vermek, oyuncu olmaya çalışmak o kadar kolay bir şey değil.
Sosyal medyayla aranız nasıl?
Sosyal medyadan nefret ediyorum. Herkes kinini ve kötü ruhunu çok fazla ortaya koyuyor. Bu da kötü enerji yayıyor. Bugün dünyamızın kötü olmasının nedeni bu insanların içindeki hırslarını bir mecra yoluyla insanlara yayması. Bırakın biraz olsun takdir edelim. Nefret dili var. Instagram'da gittiğim oyunların, resim sergilerinin, film galalarının fotoğraflarını paylaşıyorum. Gitsinler, görsünler diye. Başka bir şeyler koyup yorumlarda bulunmak hiç hoşuma gitmiyor. Kendinden bahsettirmek için paylaşımlar yapıldığını düşünüyorum.