Kurtuluş yok tek başına

16 yıldır süren, gerici, yobaz, faşist, talancı AKP iktidarı yolun sonuna geldi.
Bu nedenle, demokrasinin en temel kurallarından olan, adaletli, eşitlikçi, serbest seçim sistemine karşı bayrak açtı.
Bayrağın altına da en az kendisi kadar menfaatçi diğer iki partiyi yani MHP ve BBP’yi de aldı.
Kurduğu bu ‘’çıkar ittifakına’’ da, utanmadan ‘’Cumhur İttifakı’’ dedi.
Sanki kendileri tüm ‘’cumhuru’’ yani milleti temsil ediyorlarmış da diğerleri o milletten değilmiş gibi.
Şimdi AKP yöneticileri ve diğerleri akılları sıra, başta CHP olmak üzere demokrasi güçlerini sıkıştırmaya çalışıyorlar. ‘’Siz de ittifak yapın’’ diyorlar.
Muratları tabii ki böyle bir ittifakın kurulması değil.
Böyle bir teşebbüse giriştikleri anda, İYİ Parti’yi milliyetçi olmamakla, Saadet Partisi’ni de dinsizlerle işbirliği yapmakla suçlayıp, oyları kendi uğursuz ittifaklarına toplamak.
CHP’yi, hele hele HDP ile asla bir araya gelmemesi için, teröre ve teröristlere destek vermekle suçlamak en kolay yol görünüyor bu antidemokratik şer ittifakına.
CHP bu tuzağa düşmemelidir.
Bu şantaja prim vermemelidir.
Başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere demokrasiye, insan haklarına, özgürlüğe, eşitliğe acıkmış tüm toplum bileşenleri ile korkmadan, ürkmeden, çekinmeden, yiğitçe, gururla, ilkeli bir beraberlik oluşturmalıdır.
Bu, Kürtlerin legal temsilcisi olduklarına inanan HDP’liler için de büyük bir şanstır.
Kendi içlerindeki PKK ve uzantılarının terör eylemlerini görmezden gelen ve PKK hareketini ‘’Kürtlerin ulusal kurtuluş hareketi’’ olarak değerlendiren, milliyetçi Kürt unsurlarını da dışarıda bırakmalarını ve gerçekten ‘’Türkiye Partisi’’ haline gelmelerini de sağlayacaktır.
CHP, HDP, İYİ Parti, SP ve partili partisiz, demokrat laik, özgürlükçü sol güçlerle birlikte bir ‘’ilkeler birlikteliği metni’’ hazırlamalıdır.
Bu metni kabul eden tüm unsurlarla birlikte, tıpkı referandumdaki ‘’hayır’’ cephesi gibi bir ‘’Kurtuluş Cephesi’’ oluşturulmalıdır. Kurtuluşun ilk hedefi, Türkiye’yi çağdaş dünyadan koparmaya, ‘’onurlu (!) bir yalnızlığa’’ mahkûm etmeye kararlı bu iktidardan kurtulmaktır.
İkinci hedef, ‘’seçilmiş diktatörlük’’ getiren Başkanlık sisteminden, yeniden, temsilde adaleti sağlayacak, eşitlikçi parlamenter sisteme dönmek olmalıdır.
Bunu yapmak kurtuluştur…
… ve ‘’tek başına kurtuluş’’ yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar