KUŞADASI ADD'NİN AKP ve YOLSUZLUKLAR İLE DANSI

Kuşadası ADD'nin 15 Şubatta seçimleri vardı.
Başta Nazan Bozkurt olmak üzere seçimlerde oy kullanacak liste büyük bir gayretle saklanıyordu.
Listeyi ele geçirdim Nazan ve arkadaşlarının hile ve oyunları ortaya çıktı.
130 kadar Atatürkçüyü ödedikten çıkarmış, yerine çoğunluğu AKP'li 130 kadar isim eklemişler. Utanmadan sıkılmadan Atatürkçü dostlarımızın aidat ödemedikleri içi
çıkarıldıkları söylediler
Oysa kendi, yakınları dahil onlarca isim yıllarca aidat ödememişti. Oy listede yine onlarca isim aidat borçlusunuz. Genel merkeze "borçları yok" denmiş, genel merkez aldatılmış, kandırılmıştı. Hoş kandırılmaya genel merkez dünden razıydı.
Nazan ve arkadaşları kendilerine oy vermeyeceklerini düşündükleri isimleri de "aidat ödemedi" diyerek dernekten atmış, genel merkeze "bunlar aidatını ödemedi" diye yanlış bilgi vermiş, genel merkez de güya bunu yemişti.
Dedim ya yemeğe dünden razı.
Nazan ve arkadaşları böylece 130 Atatürkçüyü atmış yerine çoğunluğu AKP'li 130 kadar isim almıştı.
Nazan ve arkadaşlarının yönettiği ADD'den yolsuzluk dumanları hiç eksik olmamış, bu yolsuzluklar Tolga Kale'nin büyük gayretleri ile örtulmüştü.
Nazan ve arkadaşlarının yönettiği ADD'den yolsuzluk dumanları hiç eksik olmamış, bu yolsuzluklar Tolga Kale'nin büyük gayretleri ile örtülmüştü.
Bundan sonuç alamayınca ona kadın iftirası atılmış, o da tutmamıştı.
Bu durumu Tolga'ya sordum.
Yusuf'u geri durduğunu, kadın meselesi olduğunu söyleyerek olayın kapandığını anlattı.
Oysa Zerrin Boratav Bağçıvan, Nail Topal gibi isimlerden oluşan disiplin kurulunun ifadeler almak dahil yaptıkları soruşturma da, Nazan Bozkurt ve arkadaşlarının "Derneğin onuruna leke
sürdükleri sonucuna varmış, bizim vereceğimiz ceza bu suçu karşılamayacağı için gereğini genel merkez yapsın" diyerek, soruşturma evraklarını an birini Kuşadası ADD'ye, bir diğerini Genel merkeze, birde Tolga Kale' ye bildirmişler....
Yusuf Kamaş, on binlerce liralık yolsuzluğu belgeleriyle ihbar etmiş, ardından Nazan ona gözdağı versin, ezsin diye adamını onun üzerine salmıştı.
Yine Nazan Bozkurt'un fotoğraflı bir şekilde aldığı 400 yıllık bağış için makbuz kesmesi kendine ihbar edildiğinde yine örtbas etmiş. Ben kendisine söylediğimde "aradan dört yıl geçmiş. Bugüne kadar neredeydiler" diyebilmiştir.
İnsanlar Tolga Kale'nin örttüğü yolsuzlukları anlata anlata bitiremiyorlar.
Liste yolsuzluğunu kendine anlattığımda " yapacak bir şey yok" demiştir. Oysa genel başkana durumu iletin acilen yönetimi toplanmaya çağırabilir.
O seçimlerin yapılacağı salonda Nazan ve arkadaşları için varını yoğunu ortaya dökmustü.
Nazan ve arkadaşları, hile ile ellerinden oy kullanma haklarını ellerinden aldıkları Atatürkçüleri polis zoruyla salona da almadılar. NAZAN bir de utanmadan, üyeleri biz çıkarmadık diyebiliyor.
Ben dostlarımın hileli bir şekilde oy kullanmalarını engellendiği bir seçimde üye, başkan, kral olacağıma dostlarımın gönlünde yoldaş olurum" diyerek seçimlerden çekildim.
O seçimlerin yapılacağı salonda Nazan ve arkadaşları için varını yoğunu ortaya dökmüştü. azan ve arkadaşları ile gelmiş şov yapacaklardı.
Ama üyeler gelmemişti.
Tolga Kale bana "salon tıklım tıklım dolu" diye güya hava atıyordu.
Kayalı, Ekmekçi, Nazan ve arkadaşları telefona sarılmış, insanları çağırıyor ancak kimse gelmiyordu.
Sonunda çoğunluk sağlanamadı ve seçimler ertelendi.
Bir insan için yıllarca yönettiği yerde bu duruma düşmekten daha büyük bir utanç olur mu?
Tolga. Yönetim toplanmaz diyordu. Genel Başkan Hüseyin Emre beyi aradım. "Hemen GYK'Yİ toplayacağım" dedi.
Ne garip ki toplayamadı.
Cumartesi bu hileli seçim yapılacak. Atatürkçü yurtseverler oy kullanamayacağı gibi, polis engeli ile salona giremeyecekler.
Nazan ve arkadaşları AKP'Lİ dostları ile hileli bir seçim yapacaklar.
Biliyorsunuz bir önceki seçimlerinde hile yaptıkları için seçimler mahkeme kararı ile iptal edilmişti.
Bu da iptal edilecek.
En garip durum Tolga Kale'nin "benim kemalistliğimi kimse sorgulayamaz" demesiydi.
Olmayan şey sorgulanır mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar