Şevval Sam'dan sanat camiasındaki baskılara karşı dik duruş

Şevval Sam'dan sanat camiasındaki baskılara karşı dik duruş

Ünlü oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam, sanatçıların siyasi görüşlerinden dolayı sahne almalarının bile etkilendiği bir ortamda çalışmanın ''üzücü ve can sıkıcı'' olduğunu belirtti. Sam, ''Ama düşüncemi ve durduğum yeri hiç bir korku veya menfaat değiştiremez.'' dedi.

Daha önce bir çok kez bu coğrafyada kendisini bir kadın olarak sanatıyla, varlığıyla özgürce ifade edebiliyorsa, sahneye çıkabiliyorsa, bunu ''Atatürk'e borçluyum.  Bu yüzden laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerini korumaktan asla vazgeçmeyeceğim'' diyen, yerel seçim döneminde Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu'nu ''Türkiye'nin aydınlık yüzü'' olarak tanımlayarak herkesi elini taşın altına sokarak destek olmaya davet eden, ünlü oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam, iktidarın baskılarından dolayı sanatçıların siyasi görüşleri yüzünden sahne almalarının bile etkilendiği bir ortamda çalışmanın ''üzücü ve can sıkıcı'' olduğunu belirtti. Sam, ''Ama düşüncemi ve durduğum yeri hiç bir korku veya menfaat değiştiremez.'' dedi.

Sözcü'den Hale Ceylan Barlas'a röportaj veren ünlü oyuncu ve şarkıcı Şevval Sam, yakında çıkaracağı bir Karadeniz albümünden pandemiye, siyaseten modaya kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

Sam ve Barlas'ın röportajı şöyle:

''* Öncelikle corona virüsü ile başlamak istiyorum. Malum gündem pandemi… İnsanların pandemiden ders alacağını düşünüyor musunuz?

Vaka sayısının artışına bakılırsa insanlar hala pandemiden, dönüşüm yaratacak kadar korkmuşa ve ders almışa benzemiyor. Felaket hep başkalarının başına gelecekmiş gibi düşünme eğilimimiz var. İnsan kendi başına gelmeden ders almıyor hiç birşeyden. Global açıdan da bu böyle. Şu ana kadar beşyüzbin kişi ölmüş virüsten. Beş milyon olursa belki ders alır.

* Pandemiden sonra size göre yeni normal nasıl olmalı?

Aslında yeni normal için erkendi; öte yandan insanlar çalışmak zorunda…çünkü sistem böyle kurulmuş, çarkın dönmesi gerekiyor. Pandemi çarka çomak soktu, ancak dünya hazırlıksız yakalandı. Koşullar ne olursa olsun, dikkatli ve bilinçli olmaya devam etmek zorundayız.

* Corona virüsü nedeniyle setler ara verdi ama iki aylık bir süre sonrası yeniden tüm diziler yeniden setlere döndü. Siz sete dönmekten endişe duyuyor musunuz? Gittiğinizde ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Biz bu süreçte bazı şeylere -nispeten- daha kolay hayır diyebiliyor olabiliriz ama gerçekten çalışmak zorunda olup hayır diyemeyen insanlar var. Bizim burada kendimizi kayırmak gibi bir lüksümüz yok. Ben müzisyenlerim için ya da set ekibi için çalışmalıyım. Bu ortak bir kader… Az önce söylediğim gibi dikkatli, bilinçli, temkinli ve mesafeli olmaya devam etmek zorundayız.

* Toplumsal duyarlılığı yüksek olan, susmayan bir sanatçısınız. Görüşlerinizden dolayı işlerinizin sekteye uğradığı oldu mu?

Oldu evet… Barışçı olmak, her türlü ayrımcılığa karşı durmak, her varlığın yaşam hakkını savunmak… Bunlar evrensel değerler ve prensipler… Bazen bazılarının hoşuna gitmeyebiliyor bunların dile getirilmesi; ancak ben kalbimdeki niyetten her zaman çok emin oldum. Düşüncemi ve durduğum yeri de hiç bir korku veya menfaat değiştiremez.

* Siyasi görüşlerin, sahne almayı, para kazanmayı etkilediği bir ortamda çalışmak size neler hissettiriyor?

Üzücü ve can sıkıcı… Sanat, siyasetler üstüdür. Geçici bir süre bundan etkilenebilir sanatçılar; ancak halk sizi kalbine aldıysa bir kere, sırtınız daha da yere gelmez. Sizi asla yalnız bırakmazlar.''

Röportajın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.