Meclis'te muhalefetin sesi kısılıyor mu?

186 maddeden oluşan TBMM İçtüzüğü, 1973’te
yürürlüğe girdi ve bugüne kadar 111 maddesinde
155 kez değişikliğe gidildi. Doğrudur, parça parça
yapılan değişiklikler İçtüzüğün insicamını bozmakla
kalmadı, çağın da gerisine düşürdü. Dört partinin uzlaşması
ile köklü bir yenilik kaçınılmaz ancak iktidarların
Meclis’i kendi güdümlerine alma yaklaşımları,
çağdaş bir İçtüzüğün ortaya çıkmasını bugüne kadar
engelledi.

AKP iktidarı zaman zaman muhalefeti susturmaya,
sesini kısmaya, Meclis’i hükümetin uydusu haline
getirmeye dönük değişiklikleri gündeme getirdi ancak
muhalefetin sert karşı duruşu nedeniyle uygulamaya
geçirmekte başarılı olamadı. CHP’nin Şubat
2012’de kürsü işgalini de göze alarak gösterdiği direnişi
kıramayan AKP, bu arzusunu ertelemek zorunda
kaldı.

Meclis’te benzer girişimler hep tepkiyle karşılaştı,
büyük tartışmalara, yüksek gerilimlere neden oldu.
Anımsayalım. 2001’de dönemin iktidarı DSP, MHP,
ANAP’ın getirdiği köklü değişiklikler büyük olaylara
sahne olmuş, Genel Kurul’da çıkan kavgada DYP
Milletvekili Feyzi Şihanlıoğlu yaşamını yitirmişti.
***
TBMM’de İçtüzüğün kapsamlı ve uzlaşma ile yenilenmesi
için son dönemde iki temel girişim gerçekleşti.
İlki 2009’da, ikincisi 2013’teydi. AKP’li Salih
Kapusuz başkanlığında kurulan ilk komisyon önemli
bir çalışmaya imza attı.

O komisyonda CHP’den Ali Topuz, MHP’den
Nevzat Korkmaz, DTP’den Gültan Kışanak görev almıştı.
Uzlaşma sonucunda liderlere sunulan ortak çalışma
sonuçsuz kaldı. İkinci komisyon AKP’li Haluk
İpek Başkanlığında kuruldu o çalışmada büyük oranda
uzlaşma çıktı ancak iktidarın işine gelmediği için
rafa kaldırıldı.

AKP şimdi İçtüzük değişikliğini yeniden ısıtıyor.
Başbakan Davutoğlu, önümüzdeki günlerde muhalefet
liderlerini ziyaret ederek yeni Anayasa ve İçtüzük
konusunda ortak komisyon önerecek.
CHP yeni Anayasa için ilk dört madde ve Başkanlık
dışında masaya oturmaya eğilimli. İçtüzük Komisyonu’na
da üye verecek. MHP ve HDP de katılmayı
istiyor. Dört partinin bileşenleri ile İçtüzük Komisyonu’nun
Anayasa’dan önce oluşması bekleniyor.
Soru şu: AKP İçtüzük değişikliğini neden bu kadar
zorluyor? AKP’de temel gerekçe, Meclis’i muhalefete
takılmadan hızlı çalıştırmak. İktidarın istediği
yasaları zorlanmadan geçirip, denetimi en aza indirmek.
Zira mevcut İçtüzük bu bağlamda muhalefete
güçlü engelleme seçenekleri sunuyor. Örneğin
AKP’nin hızla geçirmek istediği bir tasarıya geçilmesini
grup önerileriyle engellemek, haftalarca gecikmesini
sağlamak mümkün. Başka pek çok madde de
muhalefete benzer engelleme yöntemleri sağlıyor.
AKP işte bu direnci kırmayı arzuluyor.
***
AKP iktidarı CHP’nin “Sesimiz kısılıyor” diye isyan
ederek güçlü direnişine neden oluşturan o düzenlemelerde
ne talep etmişti?

Grup önerileri üzerinde 20 dakika olan konuşma
süresi 5 dakikaya indiriliyordu. Danışma kurulu önerilerinde
ise görüşme tamamen kaldırılıyordu. Halen
20 dakika, lehe, aleyhe 4 vekil söz alıyor. Günde 3
grup önerisi için toplam 120 dakikalık bu süre 15
dakikaya çekiliyordu.

Tasarı, teklif ve KHK’leri doğrudan Genel Kurula
indirme talepleri haftada bir günle ve bir tanesinin
görüşülmesiyle sınırlandırılıyordu. Genel Kurul çalışma
saatleri 14:00-20:00 olarak belirleniyordu.
CHP’nin Meclis Grup toplantı saatine denk geldiği
için eleştiri almıştı.

Kısa söz uygulaması, ‘gündemle ilgisi olmama ve
acil olma’ şartına bağlanarak 10 dakika ile daraltılıyordu.
Usul hakkındaki tartışma Başkanın inisiyatifine
bırakılıyor, Başkanın ret kararına karşı görüşmesiz
oylama yöntemi getiriliyordu. Meclis’in en önemli
faaliyetinden sayılan usul hakkındaki tartışmalar 40
dakikadan 10 dakikaya düşürülüyordu.
Genel Kurul’da döviz, pankart, materyal getirilmesi
de yasaklanıyordu. Bu madde o tarihte salona
Deniz Feneri ile Gelen Kamer Genç’e önlem maddesi
diye yorumlanmıştı.

Sözlü soruların cevaplandırılması haftada iki günden
bir güne indiriliyor, milletvekilinin denetim görevi
kısıtlanıyordu. Genel görüşme önergeleri ve Meclis
araştırma önergelerinin okutulmasından vazgeçiliyordu.
Karar yeter sayısı istemi, 15 milletvekilinin yazılı
başvurusu ya da ayağa kalkarak istemesine bağlanıyordu.
Meclis TV’nin TRT üzerinden yayınları da akşam
19:00 ile sınırlandırılmıştı.
***
AKP, 2012’deki bu taleplerinden hala vazgeçmiş
görünmüyor. Muhalefetle oturacağı pazarlıkta
bu maddelerin büyük bölümünün masaya getirileceğine
dair dair kulis bilgiler geliyor. Ana hedefinde
muhalefetin hareket alanını daraltmanın yer tutacağı
söyleniyor.

AKP’nin üzerinde çalıştığı son taslakta 184 olan
Meclis’in toplantı ve karar yeter sayısının aşağı çekileceği,
bu sayede muhalefetin yoklamalarla engelleme
yapmasının önüne geçmeyi istediği de konuşuluyor.
Haftanın ilk üç gününün denetim, diğer iki günün
ise yasama faaliyetleri için ayrılması da bir başka
öneri olarak tartışılıyor. Bunda da amaç muhalefetin
katılımını en aza indirmek. Meclis denetimini zayıflatacak
bazı düzenlemeler de düşünülüyormuş…
AKP, geçmişteki gibi muhalefetin sesini kısmak
mı istiyor? Öyle ise uzlaşma arayışı neden? Ortak komisyon
göstermelik mi kurulacak? O komisyonda
‘muhalefet uzlaşmaz’ ilan edilip, AKP Meclis’i kendi
talepleri doğrultusunda çalıştırabileceği bir İçtüzük değişikliğini
mi dayatacak?

Eğilim o yönde ise 2016 hayli zorlu geçecek, yeni
gerilimlere kapı aralanacak demektir. Zira AKP,
13 yılda istediği hiçbir İçtüzük değişikliğini yaşama
geçiremedi. Muhalefet söz hakkına sonuna kadar sahip
çıktı ve direnerek tüm girişimleri püskürtmeyi başardı.
İktidar bir kez daha ses kısmaya, alan daraltmaya,
rakiplerini işlevsiz kılmaya yeltenirse muhalefeti
yeni bir mücadele daha bekliyor demektir…

Önceki ve Sonraki Yazılar