Çölaşan: Hürriyet'te defalarca sansür yaşadım, kovmak zorunda kaldılar

Çölaşan: Hürriyet'te defalarca sansür yaşadım, kovmak zorunda kaldılar

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, Hürriyet'in Yalçın Bayer sansürünün ardından kaleme aldığı yazısında "Baskı ve sansürün ne olduğunu 22 yıl hizmet verdiğim Hürriyet Gazetesi'nde defalarca yaşamıştım." diyerek gazeteden kovulduğunu yazdı.

Ahmet Hakan’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu Hürriyet'te Yalçın Bayer’in kıyılardaki rant politikalarını eleştiren köşe yazısı değiştirilmişti.

Bayer’in, “Yağmalanmadık bir karış yer kalmadı, bu ülkeyi sevmiyoruz” başlıklı yazısının ilgili bölümü daha sonra yayından kaldırılmıştı.

Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan, söz konusu olayın ardından kaleme aldığı bugünkü köşe yazısında, Hürriyet'te yıllar evvel yaşadığı sansür baskısını yazdı. 

"Baskı ve sansürün ne olduğunu 22 yıl hizmet verdiğim Hürriyet Gazetesi'nde defalarca yaşamıştım." diye yazan Çölaşan, "Aramızda nice kavgalar yaşandı ama isteklerine bir gün olsun boyun eğmedim… Ve 2007 yılında beni kovmak zorunda kaldılar." ifadelerini dile getirdi.

Çölaşan, şunları kaydetti:

Sevgili okurlarım, adına sansür denilen kavram Türkiye'de ne yazık ki günden güne yaygınlaşıyor.

Sansür, hangi görüşten olursa olsun bir gazetecinin en büyük baş belalarından biridir.

Muhabir haberini yazar, İstanbul'daki yazı işleri ya hiç kullanmayıp çöpe atar, ya da makaslayıp haberi kuşa çevirir.

Muhabirin itiraz etme hakkı çoğu zaman yoktur. Etse de bir şey değişmez.

★★★

Köşe yazarı yazısını yazıp yazı işlerine geçer. Ama gel gelelim yine yazı işleri devreye girer.

Bazı cümleler ve bölümler sakıncalı (!) bulunmuştur, değiştirmesi istenir…

Ya da köşe yazarına hiç haber verme zahmetine bile katlanmadan, sansür makası otomatik olarak çalışır!

Bir de gazetecinin kendi kendini sansür etmesi vardır.

Başına gazetesinden veya yargıdan iş açılmasın diye gazeteci kendi kendini makaslar!

★★★

Bu söylediklerim genelde iktidara yakın gazetelerde olur.

“Aman haa, bu haber iktidarın hoşuna gitmez, kızdırırız. Çöpe atalım!..”

Ya da…

“Bu köşe yazısı bizi zor durumda bırakır, Maliye Bakanı kızar. Gazeteye koyamayız!..”

★★★

Dün medyaya bir haber düştü.

Hürriyet Gazetesi'nin bu baskı ortamında ayakta kalabilen ender yazarlarından biri olan Yalçın Bayer'in yazısına da, gazetenin sansür makası değmiş.

Bu olayı kimler nasıl fark etti bilmiyorum.

Ama medyaya sızmış olması çok önemli bir hadisedir.

★★★

Baskı ve sansürün ne olduğunu 22 yıl hizmet verdiğim Hürriyet Gazetesi'nde defalarca yaşamıştım.

Bazıları “Bırak git, ayrıl” dedikçe hep aynı şeyi söylüyordum…

“Bırakıp gidersem sağlam bir kaleyi karşı tarafa devretmiş olurum. Sonuna kadar mücadele…”

Aramızda nice kavgalar yaşandı ama isteklerine bir gün olsun boyun eğmedim…

Ve 2007 yılında beni kovmak zorunda kaldılar.

11 yıldan bu yana Sözcü'de baskısız, sansürsüz, özgürce yazılar yazıyorum.

Sadece, bazı kritik durumlarda kendi kendimi bazen sansür ediyorum ki başımıza iş açılmasın.

★★★

Bugünkü Hürriyet derseniz, o günlerle kıyaslandığında bile tam bir iktidar gazetesi oldu.

Satış rakamları da ne yazık ki yerlerde sürünüyor.

Bu açıdan bakıldığında söz konusu gazetede bazı haber ve köşe yazılarına sansür uygulanmasını çok doğal karşılıyorum!.. Zira onlar her açıdan iktidara teslim oldu, onun eline bakıyor.

Başka bir şey olmasını beklemeyin.