Dilipak: İstanbul Sözleşmesi'nin sorunlu maddeleri değişecek ya da...

Dilipak: İstanbul Sözleşmesi'nin sorunlu maddeleri değişecek ya da...

İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlara ‘fahişe’ ifadesini kullanan Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “Sanıyorum, İstanbul Sözleşmesi'nin sorunlu maddeleri ya değiştirilecek ya da bu sözleşmeden çekilecek.” düşüncesini dile getirdi.

Dilipak, “Burada iki hassas nokta var. Çok iyi bir hazırlık yapılması gerekiyor. Sözleşme, sözleşmenin bütün ekleri, raporları, gölge raporları, referansları, atıf yapılan yerler, ilişkilendirilmiş veri kaynakları, dayandığı kavram ve kurumları, kaynak, yöntem ve gaye, kelime kelime okunarak kapsamlı bir çalışma yapılmalıdır ve bunu hukuki, siyasi boyutu ile detaylıca incelemek ve toplumla müzakere ederek birkaç ayda hazırlamak da çok kolay bir hadise değil.” görüşünü savundu.

Dilipak, "Hazırladığınız teklife, taraf ülkeler ne kadar zamanda cevap verecek? Aslında taraf ülkelerin masasına böyle kapsamlı bir çalışma sunmak, oralarda da bu endişe ve fikrin uyanıp tartışılması açısından çok iyi olur. Ancak bu metin uluslararası bir sözleşme. Ve bu istenmeyen maddeyi sözleşmeye dahil eden uluslararası çok güçlü bir lobi olduğunu unutmayalım." yorumunu yaptı. 

Dilipak, "Konu tek başına hukuk ve siyaset konusu değil. Bu konu “Uluslararası sistem”in “Yeni Malthusçular”ın uzun zamandır üzerinde çalıştıkları “Yeni Normal” hareketinin bir parçası olan Global “The Great Reset” senaryosunun bir parçası. 5G, NEOM, Starlink, Neurolink, Humonoid senaryosunun bir parçası bu olay. Onun için bunu tek başına akademik açıdan hukuk, siyaset, mevcut teolojik akılla anlayamaz ve çözülemez diyorum. Burada filozofik bir duruş, derinlemesine bir İlahiyat, akademik bilgi, ahlak, fütüristik bir bakış açısı ile “Global reset”in derin gerçeğini, arka planını bilmek gerekiyor. Onun için istihbari bilgiler de işin içinde olsun diyeceğim ama, bu “global reset”in mimarlarının komplolarının memleketimizde kolayca hayata geçirildiğini gördüğümde kendimi pek huzur içinde hissetmiyorum." değerlendirmesinde bulundu. 

Dilipak yazısında şunları kaydetti: 

Biz bu sözleşmede değişiklik teklif ederken, bunu canhıraş bir şekilde savunan birilerini göreceksiniz. Hatta birileri devreye girerse;  Mısır, Suudi Arabistan, BAE gibi ülkeler bu sözleşmeyi imzalamamışsa imzalayıp, bize karşı da savunabilirler. Birileri sessiz kalacaktır. Sözleşmeyle ilgili değişiklik tartışmaları yapılırken birileri cevap vermeyecek, masada tutacaktır. Eğer bu yol denenecekse, makul süre şartı ile bu değişiklik talebi dile getirilmelidir. “Şu kadar zaman içinde bize olumlu cevap verilmezse, biz çekiliyoruz” denmelidir. Zaten bir de geri çekilme süreci var.

Bakın, madde değil, “Kelimeler / kavramlar” ile bile uğraşmanız gerekecek. GRAVIO’nun izleme, denetleme ve yaptırım yetkisi devam ettiği sürece bu kavgalı bir evliliğe benzeyecektir. 6 ay bir güz gidip, bir arpa boyu bile yol almadan başa dönerseniz, ya da yeni tartışmalı bir metne imza atarsanız, bu bir felaket olur. Kapsamlı bir “bildiri ve çağrı” ile geri çekilirsek, eğer “İstanbul sözleşmesi” kendini yenilerse ve biz de uygun görürsek geri döneriz. Değiştirmezlerse kendi yolumuza devam ederiz.

Bu sürecin bu şekilde devam etmesi halinde, süreç devam ederken uygulamalar devam edecek, yakınmalar da tartışmalar da..