Dilipak'tan 'Haram' eleştirisi: Camiler Padişah’ı kurtaramadı

Dilipak'tan 'Haram' eleştirisi: Camiler Padişah’ı kurtaramadı

“Haram yiyenlerin” mutlu olamayacağını yazan Abdurrahman Dilipak, en çok cami yapan Padişah’ın ‘kurtulamadığını’ yazdı

Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olan ülkelerde söz ve eylem açısından bir çelişki olduğunu vurguladı. “Haram yiyenleri” eleştiren Dilipak, “Dar-ul Acaib” başlıklı yazısında 2’nci Mahmut’u örnek vererek, onun en çok cami yapan padişah olduğunu ama camilerin onu kurtaramadığını yazdı. Dilipak’ın yazısında şu ifadeler yer aldı:

Haram yiyenler, ister zengin bir işadamı, ister devletin tepesinde, ister bürokrasisinde görev yapsın, ister devletten çalan kişi sivil biri olsun, çaldığı şey ister para, ister makam olsun onlar iki cihanda da mesud olmayacaklar.

Devletlerin nasıl yükseldiklerine, nasıl ayakta kaldıklarına ve nasıl yıkıldıklarına bakmak gerek. Boşuna yıkılmadılar. 2. Mahmud en fazla cami yaptıran sultandı, ama hiçbir cami onun adı ile anılmadığı gibi, o camiler de onu kurtarmaya yetmez. Haram para ile ya da sadece şan-şöhret, reklam/gösteriş için inşa edilen yapılar ruhaniyetini kaybeder ve bereket ortadan kalkar. Haram para cüzdanda durduğu gibi durmaz. O parayla alınan ilaçlar şifa vermez. İnsanın ruhu muazzeb olur! “Kem alât ile kemalât olmaz” denmiştir. Temiz hedeflere, temiz yollardan gidilir. Aksi zulümdür. Zulm ile ise abad olunmaz.

Devleti yönetenlerin başına öyle kimseler musallat olur ki, onlar melek maskeli Şeytanlardır adeta. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyen, helale-harama dikkat etmeyen, amirlerinin emirlerini meşrulaştırmak için hakikati çarpıtan, vahyi, menfaatleri yönünde te’vil eden, menfaatperest ve dünyevi kişilerdir. İster devlet, ister iş, ister STK olsun, çevremize bakalım bakalım, manzara ne? Kovanın dibi delikse o kovada su durmayacağı gibi, haramla delinmiş amellerde de hayır durmaz. Bunları olurken, görüp de seslerini çıkarmayanların da vay haline.