‘Dini sihirli formül gibi görmekten vazgeçelim’

‘Dini sihirli formül gibi görmekten vazgeçelim’

Muhafazakar kesimin okunan yazarlarından Mehmet Ocaktan, “Dini bütün sorunları çözecek sihirli bir formül gibi görmekten vazgeçmeliyiz” diye yazdı

 Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, “Dini bütün sorunları çözecek sihirli bir formül gibi görmekten vazgeçmeliyiz” tespitinde bulundu. “Bugün İslam dünyasının bilimde, sanatta, felsefede, teknolojide, hukukta geri kalmasının suçunu bütünüyle Batı dünyasının üzerine atarak halen yaşamakta olduğumuz derin krizlerden çıkış yolu bulmamız mümkün değildir” diyen Ocaktan köşesinde şu görüşlere yer verdi:

“Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki, beşeri dünyanın sorunlarının çözümünde bilimi, aklı ve iradeyi devre dışı bırakarak, dini bütün sorunları çözecek sihirli bir formül gibi görmekten vazgeçmeliyiz. Çünkü bu dünyaya ilişkin sorunları dinin muhatabı olan insan çözecektir. Zaten insanın dünyada sınavda olmasının hikmeti de budur.

Eğer klasik İslam fıkhının, tarihin belli dönemlerinin sosyal, siyasi ve kültürel yapısı içindeki uygulamalarını hiçbir yorumsal değişime tabi tutmadan ve de dinin evrensel hitabını dikkate almadan bugün İslami bir model gibi uygulamaya kalkarsak hem yaşadığımız çağın dışında kalırız, hem de rahmet dini olan İslam’a zarar veririz.

Unutmayalım ki bugün İslam toplumlarında ortaya çıkan terör hareketleri, klasik İslam fıkhından aldıkları argümanlarla kendilerini meşrulaşmaya çalışmaktadırlar. Kafa kesen IŞİD’i hatırlayalım, bu örgüt ‘köle’, ‘cariye’ gibi kavramları İslam’ın emri olarak sunmaktan çekinmemektedir. Dolayısıyla fıkhın belli dönemlerdeki uygulamalarını esas alarak dinden ideolojik söylem üretmenin sonunun felaketle bitmesi kaçınılmazdır.

Tarihi tecrübeler göstermiştir ki hukukun, özgürlüklerin ideolojiler üzerine bina edilmesiyle oluşturulmuş bütün yönetim yapıları, temel hakları ve özgürlükleri koruyamadığı gibi ekonomik refahı, sosyal dokuyu zayıflatmış ve toplumsal çatışma riskini arttırmıştır.

Bugün İslam dünyasının yapması gereken; ‘İslam insan haklarına, kadın haklarına hep önem vermiştir, dolayısıyla Batı’nın hukukuna ihtiyacımız yok’ diyerek kolaycı bir yaklaşımı dillendirmek yerine, insanlığın yüzyıllar içinde ürettiği insani ve hukuki değerleri de dikkate alarak hukukun üstünlüğüne dayalı hakkaniyetli bir sistemin oluşması için katkı sunmasıdır.”