Mehmet Metiner: ‘Erdoğan’sız Türkiye’ için kolları sıvadılar

Mehmet Metiner: ‘Erdoğan’sız Türkiye’ için kolları sıvadılar

Mehmet Metiner, parti kuran eski Başbakan Davutoğlu ve 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘Erdoğan’sız Türkiye’ için kolları sıvadığını yazdı

Eski AK Parti Milletvekili ve Star gazetesi yazarı Mehmet Metiner, 11. Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun 14-25 Aralık sürecinde dönemin Başbakanı Erdoğan’ın arkasında durmadıklarını ifade eden bir yazı kaleme aldı. Gül ve Davutoğlu’nun daha önce ‘Erdoğan’sız AK Parti istediğini’ belirten Mehmet Metiner, iki ismin şimdi ‘Erdoğan’sız Türkiye’ için bir arada olduğunu yazdı. Metiner Star gazetesindeki köşesinde şu görüşleri öne sürdü:

“Abdullah Gül dönemin Cumhurbaşkanıdır. Bu FETÖ’cü darbe konusunda Reis’i yalnız bırakır. Kanunsuz dinlemeler ve imal edilmiş tapeler üzerinden yapılan sözde soruşturmalar onu sevindirir. Öyle ki kendisinin de dinlenmiş olabileceği hatırlatılınca pişkince “Benim verilemeyecek hesabım yok!” diyerek o FETÖ’cü darbenin zımnen arkasında durduğunu belli eder. O korku iklimini de, ihanet sürecini de çok iyi bilirim. O günlerde Reis’i bir kaç ismin dışında çıkıp savunacak kimse yoktu. Partide ve hükümette anlı-şanlı unvanları olanlar televizyonlara çıkmamak için telefonlarını kapatırlardı. Reis, kendisinin uzunca bir süre yalnız bırakıldığını söyledi zaten. Derken AK Parti’nin başına Davutoğlu getirildi. 17/25 Aralık darbesi “Yüce Divan” kılıfıyla tamamlanmak isteniyordu. “Yüce Divan”, FETÖ’nün son siyasi hamlesiydi. Reis tarafından partinin ve hükümetin başına getirilen Davutoğlu ilk hançerini sapladı. “Yolsuzluk yapan babamın oğlu olsa...” diye başlayan cümleleri gerçekte “Yüce Divan”dan yana olduğu anlamına geliyordu. O tarihte hükümette yardımcısı ve sözcüsü olan zat benzer şeyler söyleyerek parti grubuna gerekli mesajı vermiş oluyordu. Bir yanda parti “Erdoğan’dan kurtarılmak!” isteniyordu “vefa” söylemiyle, öbür yanda Reis’in FETÖ’cü kurtların önüne atacak “Yüce Divan” sürecinin önü açılmak isteniyordu...

“Yüce Divan” FETÖ’nün Erdoğan’a yönelik son ciddi hamlesiydi. Ne yazıktır ki Davutoğlu ve ekibi bu kavgada tercihini FETÖ’den yana yapıyordu. Çünkü Erdoğan var olduğu sürece AK Parti’nin lideri olması mümkün değildi. Bir başka deyişle “Erdoğansız AK Parti” için siyaseten güya yolsuzluk konusunda duyarlılık gösteren bir söyleme tutunarak “Yüce Divan”ın önünün açılması gerekiyordu. “Yüce Divan” oylamasında Meclis’teki ihaneti bu gözler gördü. Çok şükür o ihanet de püskürtüldü. “Erdoğansız AK Parti!” oyunu bozuldu. Davutoğlu partinin başından uzaklaştırıldı. En yakınındaki isimler etkisiz konuma düşürüldü.

İşte o zaman “tek adam” demeye başladılar. “Ortak akıl yok edildi!” denilerek “Fabrika ayarları” edebiyatı tedavüle sokuldu. Bütün bu söylemler kendi ihanetlerini örtbas etmek içindi. Şimdi saflar netleşti. O zaman “Erdoğansız AK Parti!” istiyorlardı. Şimdi ise “Erdoğansız Türkiye!” istiyorlar. Dönemin eski Cumhurbaşkanı ile onun sayesinde siyasete sokulan bir dönemin AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanı Davutoğlu “Erdoğansız Türkiye!” için kolları sıvamış durumdalar.

Ahmet Kekeç’in “FETÖ parti kursaydı tam da bunları derdi” dediği söylemler eşliğinde...

Ve kendilerini Erdoğan düşmanı kampın içine yerleştirerek...

17/25 Aralık süreci sizce devam ediyor mu etmiyor mu?”