Gazeteci Erdem Atay ve Serkan Öz’ün hazırlayıp sunduğu Veryansın Tv’de “Ne Varsa Dilimizin Ucunda” programında ilginç anlar yaşandı.

Atay, Veryansın Tv’nin Ankara’da bulunan ofisine polislerin gelmesiyle canlı yayından ayrılmak zorunda kaldı.

"BU SAATİ Mİ BULDULAR?"

Yaklaşık yarım saat sonra canlı yayına dönen Atay, “Bir haberle ilgili ifadem istenmiş. Avukatım Mihriban Ünal da vekaletname göndermiş ama onu bir türlü onaylamamışlar. Onaylanmayınca da şu anda ben aranıyor görünüyormuşum. Polisleri nöbetçi savcı göndermiş. Savcı Beyi aradılar, 5 gün süre verdiler. Şimdi imzayı attık, savcıya gidip ifade vereceğiz. İfade için bu saati mi bulmuşlar anlamadım.“ ifadelerini kullandı.

Polisin Atay’ın ikametgahının bulunduğu konuta değil canlı yayın sırasında Veryansın Tv ofisine gelmesi dikkat çekti.

Veryansın Tv’ye konuşan avukat Mihriban Ünal, soruşturmanın özel bir hastaneyle ilgili olduğunu söyleyerek, söz konusu soruşturmayla ilgili 17 gün önce dosyaya erişim izni istediklerini ancak dosyaya erişim izni verilmediği gibi Erdem Atay hakkında yakalama emri çıkartıldığını belirtti.

"KABUL EDİLEMEZ"

Ünal şunları söyledi:

“Soruşturmaya konu iddia, yayınlanan bir haber sebebiyle bir özel hastane ile özel hastane sahibine karşı işlendiği ileri sürülen hakaret, özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek ve iftira atmak.

Burada öncelikle dosya üzerinden hakaret ve özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek suçlarından ek takipsizlik kararı veriliyor, daha sonra iftira suçundan İlkan Medya AŞ ile ilgili iddianame düzenleniyor, ancak düzenlenen iddianame şirket hakkında değil şirket müdürü Erdem Atay hakkında düzenlenmeli ve Erdem Atay’ın ifadesi alınmalı diye iade ediliyor.

Yeni soruşturmadan bilgimiz olduktan hemen sonra 13 Mart 2023 tarihinde UYAP üzerinden dosyaya vekaletname sunuyor ve erişim izni istiyoruz, ancak aradan 17 gün geçmesine rağmen dosyaya erişimimize izin verilmediği gibi Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müvekkilimiz Erdem Atay ile ilgili yakalama emri düzenlenmesi için Yalova Suç Ceza Hakimliği’ne başvuru yapılıyor ve yakalama emri düzenleniyor.

Bu emir de seyircilerin de canlı yayında şahit olduğu üzere gece vakti ve müvekkilimiz işini yaparken yerine getirilmeye çalışılıyor.

Bir özel hastane ve özel hastane sahibi tarafından basit bir iftira iddiasıyla açılan soruşturmada gazeteci yazar müvekkilimize yapılan bu hukuka aykırı muamele kabul edilemez. Türk yargısı, hele hele ülkemiz deprem gibi bir felaketi yaşadıktan sonra yıkılan binaların sorumlularına ve dışarda cirit atan terör örgütlerine dönmeli ve asıl işini yapmalıdır.”