Milletin çocuklarına bakın…

Kimi cephede şehit oluyor, kimisi de zindanlara atılıyor.

İdlib’deki IŞİD’lileri koruma dürtüsü yüzünden 94 şehit verdik.

Kimse bana oradaki masum halkı korumaktan söz etmesin.

Evet orada masum halk var ama binlerce de kan içici terörist var. Bunlar İdlib’deki halkı esir almış durumdalar. Türkiye, Soçi sözleşmesine göre bu teröristlerin elinden silahlarını alacak, onları etkisiz hale getirecekti.

Yapmadı veya yapamadı.

AKP Lideri Erdoğan İdlib’deki IŞİD (Heyet-i Tahrir-üş Şam) militanlarının yaptığı zulmü, Suriye yönetiminin sırtına yıkarak bu acı gerçeği gözlerden saklamaya çalıştı.

Ve Suriye kuvvetleri, bu teröristleri vurdu. Teröristlerin bulunduğu yerde Türk askerinin bulunduğu ortaya çıktı. Rusya, 34 şehidin, bizim asker bulunmaması gereken yerde olduğu için ortaya çıktığını iddia etti. Türk tarafı bu tekrarlanan Rusya iddiasına yalanlama getiremedi. Ama Türkiye Rusya ile çatışma noktasına gelince Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile görüşmeye gitti.

Belli ki Rus Lider Putin bizim lidere kızmıştı. Bunu da onu ve heyetini kapısında bir süre bekleterek ortaya koydu.

Bugünkü konuşmasında İYİ Parti Lideri Meral Akşener bu aşağılamayı şiddetle eleştirip şunları söyledi: “Dostun Putin kapıda beklemeni bütün herkese gösterip bizi rezil etti. Sayın Erdoğan hani itibardan tasarruf olmazdı. Onlar sana kapı önünde beklemeyi, layık gördün sen ayaklarına gidip onlara nasıl teşekkür edebildin?”

Sonuçta, Sayın Erdoğan’ın “Kelle üstünde baş koymayız!” biçimindeki tehdidinin hiçbir işe yaramadığı ortaya çıktı. Suriye ordusu, İdlib’deki gözlem noktalarımızın bulunduğu bütün alanları ele geçirdi. Moskova’da Sayın Erdoğan bu gerçeği kabul etti ve maalesef boynu eğik olarak geri döndü.

BARIŞ’LARIN SUÇU NE?

Son haftanın en önemli tartışmasının altındaki gerçek de budur. ODA TV’nin haber müdürü Barış Terkoğlu ve ODA TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan tutuklandılar. Aynı kanalın muhabiri Hülya Kılıç da hapse konuldu. Yetmedi aynı gerekçe ile Yeniçağ Gazetesi Muhabiri ve yazarı Murat Ağırel de tutuklandı.

Gerekçe neydi?

Bunlar, Libya’da şehit olan MİT üyesinin cenazesini haber yapmışlar. Böylece de milli sırrımızı ifşa etmişler.

MİT, bizim gözbebeğimiz kadar kıymetlidir; elbette ki korunmalıdır.

Eğer bu cenaze töreni bir sır ise bu sırrı açığa vuran bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

“Milli İstihbaratımız Libya’da görev yapıyor!” diyen odur. 22 Şubat’ta açık açık, “Libya’da birkaç tane şehidimiz var!” diyerek asker dışı şehitten söz eden odur. Bu birkaç tane şehit ile ilgili bilgi Genelkurmay Başkanlığı tarafından açıklanmadığına göre, özel operasyon şehidi oldukları anlaşılmaz mıydı?

Yetmez… Bugün İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in açıklamasından anlıyoruz ki, Libya şehidi MİT üyemizin cenaze törenine, siyasi parti temsilcilerine kadar herkesi çağıran bu hükümettir.

Haberi sızdıranları soruşturma… Bu cenaze törenini göstere göstere yap… Sonra da bunu haber yapanları casus gibi gösteren bir tavırla tutuklayıp zindana at…

Peki bu tutuklama operasyonunun işareti Erdoğan’ın uçağında verilmedi mi? Koskoca Türkiye’yi AKP’nin çiftliğine çeviren bu anlayış, sıkıştığı her noktada yargıyı devreye sokarak bir susturma operasyonu yürütmüyor mu?

Hapisteki Barış’lar, Hülya’lar, Murat’lar bugünlerde tarih yazıyorlar.

O temiz Türk çocukları, Pelikan çocuklarının iftiralarına karşın zindanda bile görevlerini yapıyorlar. Bizlere mücadele azmi aşılıyorlar.

Sizleri seviyoruz Barış’lar; Hülya’lar, Muratlar!

Biliyorsunuz ki bu ülkenin namuslu bütün insanlarının kalbi sizler için çarpmaktadır.

GÖZÜN AYDIN BAY FEYZİOĞLU

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, ne diyordu?

“Bu hükümet hukuk reformu yapıyor, yardımcı olalım.”

İşte eseriniz Sayın Feyzioğlu! Kimlerle kol kola girdiğinizi biz de biliyoruz avukatlar da biliyor… Yaptığınız yıkımın altında siz kalmazsınız, hukuk kalır; namuslu gazeteciler kalır…