S. Ersu Hızır

S. Ersu Hızır

NATO - Expo - Baykal

Norveç’te yapılan son NATO tatbikatında Türkiye’ye yönelik yapılan davranış kabul edilemez.

Tatbikatta önce Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silueti vurulacak düşman hedefi olarak gösterildi.

Tatbikata karılan Türk askerlerinin tepkisi üzerine siluet kaldırıldı.

NATO Genel Sekreterliği özür dileyerek, ilgili kişinin işine son verildiğini açıkladı.

Ardından ikinci kriz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adının vurulacak düşman kişiler arasında bulunması idi.

NATO bunun içinde özür dileyerek, olaydan kurtulmaya çalıştı.

NATO yetkilileri bir özürle ve bu simülasyonları yapan kişilerin işine son vererek konuyu geçiştirdiklerini düşünebilirler.

Müttefik diyeceksin sonra düşman ilan edeceksin.

Hedefe koyup, imha edeceksin.

Bunu Türk Milletinin kabul etmesi mümkün değildir. Bu iki olay bize de ders olmalı.

Cumhuriyet’in değerlerine, kurucularına sahip çıkmalı, gerekli değeri her zaman vermeliyiz.

Biz değer vermeliyiz ki yabancılar güç alamasın, böylesi densizlikler yapamasın.

Bundan sonra ilk olarak; Atatürk’e hakaret eden, büstlerine saldıran, okul kitaplarından çıkartanlar en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.

Bu konuda taviz müsamaha gösterilmemelidir.

Ikincisi içeride ne kadar eleştirirsek eleştirelim, Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil etmektedir.

Ülke dışında her ne sebeple olursa olsun, ona yapılan küçük düşürücü söz ya da davranışlar hoşgörü ile karşılanamaz.

Yıpratılan Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. NATO tatbikatında ki olaya karışanlardan biri Türk kökenli bir Norveçli olduğuna göre durumu bir kez daha irdelemeliyiz.

NATO yetkilileri yapan kişinin Kürt kökenli bir vatandaş olduğunu açıkladılar. Bu açıklama dahi sizce iyi niyetli olabilir mi?

Kişinin hangi ırk ya da soydan geldiği önemli değil, onu bu davranışa iten neden sorgulanmalı.

Ya bu kişi de Fetö terör örgütü üyesi ya da sempatizanı ise ve aldığı talimatı yerine getiriyorsa bu ırksal bir söylemle açıklanabilir mi?

Bu konuyu askeri ve istihbarat servislerimiz mutlaka araştıracaktır.

Fetö deyince bu konuda da bir kaç başlığı hatırlatmak istiyorum.

Fetö operasyonun da genel kanı ilk bir kaç aydan sonra işin sulandırıldığı, yönetici konumunda olanların serbest dolaştığı, “Kayyum” görevi yapanların birçoğunun işi savsakladığı yönünde. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümetin de bu konuda etkin mücadele etmesi gerekmekte.

Aslında yalnız Fetö terör örgütü değil, devlete sızmaya çalışan tüm tarikatların elimine edilmesi en büyük dileğimiz.

Bir süre önce yabancı bir ülkede, Cumhurbaşkanı’na yönelik kalabalık bir topluluk içerisinde hoş olmayan üslupta eleştirilerde bulunan çifte pasaportlu bir grup vatandaşımızla farklı ama benzer bir davranış konusunda tartışmıştık.

Onlara başımdan geçen bir olayı ve bir devlet adamı davranışını örnek olarak anlatmıştım.

Olayın geçtiği yer Paris. Olay tarihi 2008 Izmir mi Milano mu Expo oylamasının yapıldığı gün.

O gün Izmir’in yerel televizyonu EGE televizyonuna içerden canlı bilgi vermiştim. Türkiye’de tüm kanallar yanlış sonuç verirken doğru ama üzüldüğümüz doğru sonucu Ege TV Türkiye’ye duyurmuştu.

Sonuç açıklandı Milano şehri kazandı.

Salondan ilk çıkanlar arasında Ana Muhalefet Partisi Ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal vardı.

Sayın Baykal yanında parlamenterler ve bir grupla birlikte asansörün önüne geldi.

Tam asansöre binecekken salonun kapısında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül göründü.

Baykal’ın yanındakiler efendim biz hemen binelim, o arada asansör tekrar yukarı çıkar diye konuştular.

Deniz Baykal, hayır diyerek asansöre binen bir kaç kişiyi sert bir şekilde uyararak asansörden indirdi.

Ceketinin düğmesini ilikledi.

Buyurun Sayın Cumhurbaşkanım diyerek saygıyla selamladı ve asansöre bindirdi.

Asansör tekrar geldiğinde Deniz Baykal yanındakilerle asansöre bindi.

Asansörde biz dışarıda Cumhurbaşkanı’na saygı göstermezsek bize ülke olarak kimse saygı göstermez dedi.

Bu tarihte Abdullah GÜL yeni Cumhurbaşkanı olmuş ve Deniz Baykal Çankaya ‘ya çıkmamış protesto eyleminde bulunuyordu.

Işte Devlet adamlığı ve devlet tecrübesi örneği…

Deniz Baykal’lar kolay yetişmiyor.

Deniz Baykal’a bu ülkenin ihtiyacı var.

Bir an önce sağlığına kavuşması dileğiyle iyi pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar