Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

OHAL teşvikleri yuttu

Son bir haftada AKP Genel Başkanı Erdoğan ve bakanların, gerçek durumla bağdaşmayan açıklamalarını sıralasak; bu köşe yetmeyebilir.

Turizmle ilgili söylenenler, AKP Genel Baş- kanı Erdoğan’ın “İstanbul’a ihanet ettim” sözü- nün ardından Bakan Özhaseki’nin CHP’yi suçlaması gibi…

Ekonomi Bakanı’na göre de ekonomi coş- muş durumda! Peki, esnaf niye sıkıntı içinde?

Üretici neden perişan? İşsizlik niye artıyor? Enflasyon, borç yükü, faizler, dolar niye uçuyor?

Ekonominin coştuğunu yalanlayan birkaç rakam…

9 milyon insan açlık sınırının, 17 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Maddi yoksunluk çekenlerin oranı yüzde 2,6’lık artışla, yüzde 32,9’a çıkmış. İşsizlik yüzde 10,7 ve artıyor.

İşsiz üniversite mezunlarının sayısı 1 milyonu aşmış durumda. 24 yaşından küçük 100 üniversite mezunundan 42’i iş arıyor ama bulamıyor.

9 aylık bütçe açığı 31,6 Milyar TL ve borç tavanı kanunla arttırılıyor. Merkezi yönetimin borç stoku bir yılda 100 Milyar TL’den fazla artarak 820 Milyar TL’ye çıkmış.

Dış borç 432 milyar dolar ve dış borcun GSYH’ye oranı 2003’ten bu yana ilk kez yüzde 50’yi geçerek yüzde 51,8’e yükselmiş.

Bunlar; coşan ekonominin rakamları olabilir mi?

AKP Hükümeti, 16 Nisan referandumu öncesinde ekonomiyi “coşturabilmek” için kredi ve teşviklere sarıldı.

Bankalarla sorun yaşayacağı düşüncesiyle Kredi Garanti Fonu’nu (KGF) devreye soktu ve KGF aracılığıyla 353 bin 403 işletmeye 197,2 Milyar TL’lik kefalet hacmi, 220 Milyar TL’lik kredi sağlandı.

Yine bu dönemde KOSGEB aracılığıyla 274 bin işletmeye 6,7 milyar, TESKOMB aracılığıyla 600 bin esnafa 10 milyar, TOBB Nefes kredisiyle de 80 bin işletmeye 5 Milyar TL sağlandı.

Bu rüzgârla, KOBİ ve esnafın kullandığı kredi tutarı Ağustos 2017 itibariyle 490,3 Milyar TL’ye çıktı. SGK prim ödemeleri 2017’nin yılsonuna ötelendi, yeni istihdam için işsizlik fonundan kar- şılanmak üzere; KHK ile prim ve vergi teşviki getirildi. Bugün gelinen nokta ne?

Kredilerin ve ertelenen prim ödemelerinin zamanı geldi ve görüldü ki, çarklar dönmüyor.

Özel sektörün net döviz pozisyonu açığı 211 milyar dolar ve dolardaki her bir kuruşluk 2.11 Milyar TL’lik zarar demek.

Özel sektörün yüreği ağzında...

Takibe düşen kredi oranı yükselişe geçerek, yeniden yüzde 5’in üzerine, 9 aylık dönemde protestolu senet tutarı, yüzde 8,4’lük artışla 9,2 Milyar TL’ye çıktı.

Krediler, teşvikler; yatırıma, üretime değil, günü kurtarmaya gitmiş!

TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Son üç ay esnafın mali yükü üç katına çıkacak. Ertelenen primlerin ödemesi Ekim ayından değil, 2018 yılının Ocak ayından başlamalı ve 6 aya yayılarak tahsil edilmeli” çağrısı yapıyor.

Madem ekonomi coşmuş, esnafın bu çağrısı yanıtsız kalmaz herhalde…

Ekonomi güvenle yürür.

Can ve mal güvenliğinin teminatı da demokrasi ve hukuktur.

OHAL ise; belirsizlik ve risk demek. O nedenle, yatırımlar erteleniyor ya da başka ülkelere kayıyor.

O nedenle alış veriş tercihleri değişiyor, erteleniyor.

O nedenle teşvikler, destekler iş, aş, refah üretmiyor.

Bu tablonun ortaya koyduğu gerçek şudur:

OHAL teşvikleri yutuyor, yutacak.

Gerçekten ülke düşünülüyor ve teşvik aranıyor ise; en önemlisi OHAL’in kalkması olacak…

Önceki ve Sonraki Yazılar