Çetin Osman Budak

Çetin Osman Budak

OHAL ve KHK’lar ülkeyi uçuruma sürüklüyor.

Geçtiğimiz hafta AKP ve MHP desteğiyle OHAL’i 3 ay daha uzatıldı. 15 yıldır iktidarda olan AKP ülkeyi normal yollardan yönetemediğini bir kez daha itiraf etti.
İş dünyası ve yabancı yatırımcıların tüm beklentisine rağmen iktidar için OHAL, olağan hale getirildi. Bu sayede AKP Genel Başkanı RTE çıkardığı kararnameler ile meclisi baypas ederek uygulamaya sokuyorlar.
Demokrasilerde, OHAL uygulamaları, bağımsız yargının denetimine tabi olduğu gibi, OHAL’i doğuran tehdit ile sınırlıdır.
İlk başlarda 45 gün, 3 ay uygulanacağı söylenen OHAL dönemi artık süresinin ne zaman biteceği belli olmayan keyfi uygulamalara dönüşmüştür.
İş dünyası, esnaf, emekçi adeta diken üstünde.Birde bu endişeler ve belirsizlikler üzerine Kasım 2017’de derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye’yi kırılgan beşliden çıkartarak yeni kırılgan ülkeler kategorisinde değerlendireceğini açıkladı. Bu yeni beşli içinde eskilerden yalnızca Türkiye yer alıyor.Yeni kırılgan beşli: Arjantin, Türkiye, Katar, Mısır ve Pakistan OHAL şartlarında doğrudan yabancı yatırımcının gelmeyeceği, yerli yatırımcının da hem yeni yatırım yapmayı bıraktığını, hem de yatırımlarını yurtdışına taşı- dığını görüyoruz.
OHAL’in doğal sonuçları olarak yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yüksek faiz, yüksek döviz kurları, yüksek bütçe açığı, yüksek cari açık olarak ekonomiye ağır yükler yüklemeye devam ediyor.
KHK’lar ülkeyi hızla uçuruma sürüklüyor. OHAL’e dayanarak, haksız, hukuksuz ve adaletsiz şekilde, milletvekilleri, gazeteciler, akademisyenler içeri atılıyor. İnsan hakları ihlalleri hız kesmeden devam ediyor. Kamudan ihraçlar, haksız yere mallara el koymalar ve el konulan şirketlerin haraç, mezat yandaşlara peşkeş çekilmesi, yatırım ortamını yok ediyor.
Kanun Hükmünde Kararnameler ile tüm kurumlar gibi parlamento da bypass edildi.
Kış lastiğinden tutun nerede ise don lastiğine kadar, taşeron işçi, akademisyenlerin statüsü, Merkez Bankasının bazı hizmet alımları Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarılması gibi OHAL’le alakasız birçok konu KHK’larla yapılıyor.
Parlamentodan sonra Anayasa Mahkemesi de yok sayıldı, yetkileri gasp edildi.
OHAL döneminin sürekli uzatılmasıyla, faiz, enflasyon döviz kurlarıda uçuşa geçti.
18 aylık OHAL döneminde, Merkez Bankası Fonlama Maliyeti % 8.20 den %55,5 artış ile %12.75 e çıktı.
%9.36 olan 2 yıllık Tahvil Faizleri %44,5 artarak %13.53 oldu
%9.90 olan 10 yıllık Tahvil Faizleri % 21,3 artarak %12.01 oldu.

Enflasyon:

2016 Temmuz ayında % 8,79 olan enflasyon Aralık 2017 döneminde %11,92 oldu son 15 yılın en yüksek enflasyon oranı olarak tarihe geçti.

Döviz kurları

20 Temmuz 2016’da Dolar: 3.02 TL, Euro: 3.33 TL, Sepet Kur: 3.17 idi. 
20 Ocak 2018 de Dolar: 3.81 TL Euro: 4.67 TL Sepet Kur: 4.24 oldu.
Dolar kurunda % 26, Euro’da %40, Sepet Kur’da ise %34 artış oldu.
20 Temmuz 2016’da Mazot:3.80 TL Benzin:4.41 TL idi
20 Ocak 2017’de Mazot: 5,17 TL Benzin:5,72 TL oldu.
Mazot fiyatları %36,Benzin Fiyatları ise %30 artış gösterdi.
Tarım ve ulaşım sektöründe maliyetler arttı. Bu fiyat artışları üreticilerin maliyetlerini artırırken elde etmiş oldukları gelirlerde ciddi miktarda kayıplar yaşandı. Çiftçiler, kamyon, otobüs ve taksi esnafı ve nakliyat firmaları batma noktasına geldi.
OHAL’in ekonomide yarattığı güven kaybı, gelir kaybı, belirsizlik, risk primi ve hukuk düzenindeki güven kaybı, ekonominin kendi ayakları üzerinde durabilmesi, büyümenin sağlıklı bir şekilde olma olasılığını ortadan kaldırıyor. Yatırım yapmayı riskli hale getiren uygulamalar ve söylemler cari açık ve bütçe açığı gibi çifte açık, ekonominin çıkmaza doğru kaydığının somut göstergeleridir.
Özetle, Yasama, Yargı ve Yürütmenin tek bir kişinin iki dudağı arasında olması ülkeyi hızla demokrasiden uzaklaştırıyor. Hak, Hukuk ve Adaletin olmadığı yerde ne can, ne de mal güvenliği olur.
Nokta...

Önceki ve Sonraki Yazılar