ABD-Rusya anlaşmış gibi.
'Suriye'de çözüm olacak'.
Bunun dışında duyduğunuz ya da okuduğunuz herşey işin eğlencesi.
Örneğin Suudilerin Türkiye üzerinden Suriye'ye asker göndermesi .
Dün İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşan Katar Emiri belki de ' Vallahi de billahi de olmaz. Ben de varım bu işte' demiştir.
Adamın parası çok ama ülkesi dandik, ordusu yok ve 11 bin kilometrekarelik memleketinde ABD'nin kocaman iki askeri üssü var.
Tıpkı Suudi Arabistan ve Körfez'in diğer ülkelerinde olduğu gibi.
Yani Türkiye'de olduğu gibi.
Sonra da birlikte Esad'a kızıyorlar.
'Rusya'ya deniz ve hava üssü verdi' diye.
Ama işin daha ilginç tarafı bu ülkelerin liderleri ABD'ye de kızıyorlar.
'Suriye'de anlaştı' diye.
Hiç kimse bu kızgınlıkla Obama'ya ' Al üslerini götür' demiyor.
Diyemez de.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Perşembe günkü konuşmasında ' ABD, AB, BM, Rusya ve İran'a çok sert yüklendi.
Tüm yollar Suriye ve Esad'a çıkıyor.
Suriye'de iç savaş olmasaydı PYD olmayacaktı.
Suriye karışmasaydı  ABD ve Batılı ülkeler PYD'ye destek vermeyecekti.
Bu destek olmasaydı Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'ye kızmayacaktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran ABD bununla yetinmeyerek  Körfez ülkelerin liderlerine 'IŞİD'e karşı savaşa hazır olun' dedi.
Türkiye her konuda sıkışıyor.
Mülteciler konusunda olduğu gibi.
Suriye'nin kuzeyinde destek verdiği silahlı grupların sıkışmasından dolayı geldiği nokta.
Yani Halep ve kuzeyi.
Ankara bu konuda çok çaresiz.
Şakası yok .
Karşısında İran ve Rusya destekli Suriye ordusu var.
Son günlerde PYD o bölgede hareketli.
'PYD Fırat'ın Batı'sına geçerse fena yaparım' diyen Ankara çaresiz olarak PYD'nin Azaz ve çevresinde yayıldığını görmemezlikten geliyor. Böyle giderse PYD Cerablus'u almak için Fırat'ın doğusundan değil Türkiye'nin güvenli bölge kurmak istediği yerlerden gelerek ele geçirecek.
Yani Batı'dan.
Ankara'nın yapabileceği hiçbir şey yok.
Karşısında ABD ve Rusya uzlaşması var.
Yakın gelecekte bu uzlaşının sonuç ve gerekleri olarak çok şey yaşanacak.
Örneğin dün varılan uzlaşı: Suriye’de ateşkes olacak.
Uymayacak olan IŞİD, NUSRA ve benzeri gruplar vurulacak.
CIA Başkanı Berennan ilk kez 'IŞİD kimyasal silah kullandı ve Klorin ve Hardal gazı gibi kimyasal silah üretebileceğini düşünüyoruz' dedi.
İki gün önce ABD İstihbarat Konseyi Başkanı Clapper benzer bir açıklamayı Kongre'de yaptı.
Ocak 2014'te yazdığım Diren Suriye kitabımda böyle bir olasılığı  ve IŞİD, NUSRA ve benzeri örgütlerin birçok yerde nasıl kimyasal kullandıklarını anlatmıştım.
Esad, Ruslar ve hatta bazı BM raporları bu yönde bilgi erdi.
O sıralar ABD ve yandaşları 'Yok öyle bir şey. Kimyasalı Esad kullandı' ısrarındaydılar.
Ankara'nın Suriye'deki tüm tezleri çöktü.
Şimdi sıra Türkiye'den Suriye'ye kaçırılan Sârin gazı meselesinde.
Ankara'nın başını ağrıtabilir.
CHP Milletvekili Eren Erdem resmi belgelere dayanarak bu konuda herkesi şaşırtan bilgiler vermişti.
Ruslar da 'Elimizde çok önemli bilgi ve belge var' dedi.
Amerikalıların elinde ne var yakında anlarız.
Herkes pusuda.
Ankara çok sıkıştı ve daha da sıkışacak.
Kral, emir ve şeyhlere güvenerek kurtulmak imkânsız.
Adamlar zaten çukurda.
Türkiye'ye hiç yakışmıyor.