Pasif direnişçinin umudu

Rahmetli anneannemin "Sen sus! Büyüklerin lafına karışılmaz!" kodlamalarının sonucu tam bir pasif direnişçi oldum büyürken!

Hem pasif hem direnen biri olarak;

Ortalarda cayır cayır bağırıp, yaygara koparmam ama bildiğimi yapmaktan da geri kalmam! 

Sonu ne olursa olsun, inatla giderim inandığım şeyin ardından! 

Konuşamazsam yazarım, yazamazsam susarım derdimi anlatmak için!

Son zamanlarda yine susuyorum!

Bu defa pasif direnişten değil, pasif depresif ruh halimden bu sessizliğim!

Eskiden korkudan susardım, şimdi yorgunluktan ve çaresizlikten susuyorum!

En çok da kendi kaosumla çevremi karartmamak için susuyorum aslında! 

Tutunacak bir şey kalmayınca, sayılara bağladım umutlarımı!

"16'dan 17'ye geçince her şey düzelecek..."

Hâlbuki bir günde ne değişecek değil mi?

Değil!

Değişecek, değişmeli!

Tutunduğum şey aslında sadece "umut" çünkü!

Umudun tükendiği gün, dünyanın bittiği gün olmalı...

İnsanlık yüksek bilinç düzeyine geçiş sürecinde ve bütün taşlar yerinden oynamalı, sert deneyimler yaşanmalı, derinden bir silkelenmeliyiz ki aklımız başımıza gelsin!

Gün doğmadan önceki karanlık misali...

Bu zamanlarda, aklıselim, kalbi selim insanlara düşen ise (aktif ya da pasif olsun hiç fark etmez) direnmek!

Sevgi ve umut yaymak için direnmek!

İnsanlara manevi değerleri hatırlatmak için direnmek!

Hepimizin bir bütünün parçası olduğumuzu ve zarar verdiğimiz her canın aslında kendimiz olduğunu anlatmak için direnmek!

Doğru sistem ve doğru dengelerin ancak duygusal zekâ ile kurulabileceğini öğretmek için direnmek!

...

Umudumuzu kaybetmemek için direnmek!

Dünya bitmesin diye direnmek!

Yazarken bile enerjim değişti, umut yiğidin kamçısıymış!

2017 güzel bir yıl olacak...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar