ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Blinken: Menbiç'te beraber çalışıyoruz

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Blinken: Menbiç'te beraber çalışıyoruz

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken, ABD ile Türkiye'nin Menbiç'te birlikte çalıştığını söyleyerek, "Menbiç'te beraber çalışıyoruz ve bu çok önemli bir operasyon. Söz konusu operasyon gerçek anlamda başarı elde ediyor ve ABD ile Türkiye arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin bir sonucu" dedi.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Blinken, İsrail ve Filistin’de yaptığı görüşmelerin ardından Ankara’ya geldi. Ziyareti kapsamında Ankara’da bulunduğu sırada CNN Türk’ün sorularını yanıtlayan Blinken, Türkiye-İsrail ilişkileriyle ilgili “Hem Türkiye’nin hem de İsrail’in ilişkileri normalleştirmeye çalışma yönündeki çabalarını güçlü şekilde destekliyoruz. Her iki ülke de ABD’nin yakın ve güçlü dostları ve dostlarımızın da birbirleriyle anlaşıyor olması elbette bizim yararımıza. Ancak, İsrail ve Türkiye arasında güçlü bir ilişki olmasının fayda sağlayacağı birtakım ortak zorluklar da söz konusu. Bu nedenle bu çabaları destekliyoruz; ancak bu konu, benim ziyaretimin bir parçası değildi. Fakat her iki ülkenin de ilişkileri iyileştirme yönünde göstermekte olduğu çabaların meyve vermesini ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“DAEŞ İLE MÜCADELEDE ÖNEMLİ BİR BAŞARI VE İLERLEME KAYDEDİYORUZ”
ABD’li bazı diplomatların Obama yönetiminin politikasını sert bir şekilde eleştirdiğine dair yayınlanan haberlerle ilgili Blinken, şunları kaydetti: “ABD ve Türkiye, terörle mücadelede birlikteler. Ancak maalesef, terör mağduru olma konusunda da birleşmiş bulunuyoruz. PKK’nın ve de DAEŞ’in sergilediği terör nedeniyle İstanbul’da, Ankara’da ve ülke genelindeki diğer yerlerde yaşadığınız acılar dolayısıyla Türkiye’ye ve Türk halkına bizler de kendi taziyelerimizi iletiyoruz. Belirttiğiniz gibi, biz bu konuda en son örneği Orlando’da yaşadık. Bu nedenle de şu anda yaptıklarımızı sürdürmemiz, yani terörle mücadelede beraber çalışmamız son derece önem taşıyor. Dünya çapında pek çok ülke için öncelikli tehdit konumunda olan DAEŞ ile mücadelede önemli bir başarı ve ilerleme kaydediyoruz. DAEŞ’in bir zemin, bir halifelik kurmaya çalıştığı Irak ve Suriye’de artık savunmada olduğunu ve her geçen gün alan kaybettiğini görüyoruz. Irak’ta bundan sadece bir yıl önce DAEŞ’in kontrolü altında bulunan toprakların neredeyse yüzde 50’sini geri aldık; Suriye’de ise bu yüzde 20 civarında. Bu çok önemli; çünkü DAEŞ, Suriye ve Irak’ta yenilgiye uğratılırsa, ki uğratılacak; bütün temelini kaybetmiş olacak ve bir evin temeli ortadan kaldırıldığında, o ev çöker. DAEŞ, aralarında ABD’de saldırılar düzenleyen kişilerin de bulunduğu bireyleri cezbediyor, çünkü onun başarılı olduğunu, ileriye gittiğini ve çok iyi bir durumda olduğunu düşünüyorlar. Yürüttüğümüz çabalar sayesinde durumun böyle olmadığını gördüklerinde, çok daha az sayıda insanın terör eylemi düzenleme fikrinin cazibesine kapılacağını düşünüyorum. ABD’de, Türkiye’de ve diğer yerlerde bütün olarak bakıldığında teröre karşı son derece iyi bir ilerleme kaydediyoruz. Fakat aynı zamanda dürüst olmamız da gerekiyor; eğer tek bir kişi başka insanları öldürmek için kendi hayatını vermeye hazırsa, hiçbir ülke bu duruma karşı tamamıyla etkili olamaz. Ancak, bu tür eylemleri gerçekleştirenlerin şehit değil katil oldukları dünya çapında yayılan bir anlayış haline gelmeli. İnsanlarımızın güvenliğini sağlamak hükümetlerimizin görevi, beraber çalışarak yaptığımız şey de bu.”
“ABD İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ KOORDİNASYON VE İŞBİRLİĞİNİN BİR SONUCU”
Türkiye’nin ABD’ye Suriye’de Kürtlerin bulunmadığı ortak bir operasyon düzenlenmesi teklifinde bulunduğunu bilgisi üzerinden Washington’ın bunu neden reddettiği sorulan Blinken, “Aslına bakarsanız Menbiç’te beraber çalışıyoruz ve bu çok önemli bir operasyon. Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın bir süredir DAEŞ’in kontrolü altında bulunan bir kısmı var. DAEŞ bu bölümü yabancı savaşçıları Suriye’ye sokmak ve savaşçı tedarikini tazelemek için kullanmanın yanında, eğitimlerini tamamlayan söz konusu savaşçıları ve teröristleri Türkiye’de, Avrupa’da ve ABD’de saldırılar düzenlemek üzere Suriye’den çıkarmak için kullanıyor. Bizler, hem batıdan doğuya doğru hareket ederek batı yönünden, hem de kuzeye ve batıya doğru hareket ederek doğu ve güney yönünden bu sınırı kapatabilmek için birlikte bir operasyon ortaya koyduk. Söz konusu operasyon gerçek anlamda başarı elde ediyor ve ABD ile Türkiye arasındaki koordinasyon ve işbirliğinin bir sonucu” dedi.
“PKK KONUSUNDA TÜRKİYE İLE DAYANIŞMA İÇERİSİNDE HAREKET EDİYORUZ”
‘ABD’nin bu tavrının terörle mücadeledeki dayanışmayla bağdaştığını düşünüyor musunuz?’ sorusunu yanıtlayan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Blinken, şöyle konuştu: “Dediğim gibi, DAEŞ’i mağlup etmek güçlü ve ortak menfaatimiz ve Suriye’de bu menfaati paylaşan çeşitli gruplarla çalışmaktayız. DAEŞ’in teşkil ettiği tehdidi ortadan kaldırma konusunda olabildiğince etkili olmaya çalışıyoruz. Öte yandan, Türkiye’nin PKK konusundaki endişelerine karşı son derece hassasız; ve esasında, Türkiye’nin çabalarını destekliyoruz, bilhassa da PKK’ya terör eylemlerine son vermesi, silahlarını bırakması ve maalesef kalkmaya karar verdiği müzakere masasına geri dönmesi yönünde defalarca çağrıda bulunduk. Yani, PKK konusunda Türkiye ile dayanışma içerisinde hareket ediyoruz.”
“MÜŞTEREK MENFAATİMİZ DAEŞ’İ MAĞLUP ETMEK”
ABD Başkanı Obama’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a IŞİD’in Menbiç’ten atılmasının ardından YPG’nin çekileceği konusunda teminat verdiği yönündeki haberler sorulan Blinken, “Suriye’de ağırlıklı olarak Suriyeli Arap kuvvetleriyle çalışıyoruz ve her halükarda, dediğim gibi, bizim ve Türkiye için kritik nokta ve müşterek menfaatimiz DAEŞ’i mağlup etmekte mümkün olduğunca etkili ve hızlı olabilmek. Suriye’de buna odaklanmış durumdayız ve yine belirttiğim gibi bu konuda büyük başarı elde ettik. Bu tehdit ortadan kaldırıldığında, güvenlik durumu her iki taraf için de çok çok daha iyi hale gelecek” açıklamasında bulundu.
“HEDEFLEDİĞİMİZ AMAÇ…”
‘IŞİD geriletilirse, ABD Kürtleri kendi haline bırakıp, onların kendi devletini kurmasına izin verecek mi?’ sorusu için Blinken, şu ifadeleri kullandı: “Hiçbir grubun Suriye’nin doğasını değiştirip kendi siyasi çıkarlarını ilerletmek adına Suriye’deki durumdan yararlanmasını desteklemiyoruz. Birleşik, toprak bütünlüğü korunan ve kendi birleşik milli egemenliğine sahip bir Suriye’den yanayız. Hedeflediğimiz amaç bu”
“HER İKİ ZORLUKLA DA AYNI ANDA UĞRAŞMAK ZORUNDAYIZ”
Menbiç operasyonunun ardından YPG kuvvetlerinin bölgeyi terk edip etmeyeceği sorulan Blinken, “En önemlisi, ilk olarak, Suriye’de yürütmekte olduğumuz operasyonların DAEŞ’in yenilgisi ve ortadan kaldırılmasıyla sonuçlanması. Zorluklardan biri bu ve üstesinden gelmek için birlikte çalışıyoruz. Ancak Suriye’de kritik bir başka zorluk daha var, o da Esad rejiminden uzak bir siyasi geçiş dönemi için gerekli koşulları yaratmak. Çatışmaların durdurulması ve daha fazla kişiye insani yardım ulaştırma konularında beraberce bu kadar sıkı çalışmamızın sebebi bu; ki böylelikle müzakerelerin ilerlemesi için gereken koşullar sağlanabilsin. Tüm halkının menfaatlerini temsil eden, ancak toprak bütünlüğü bozulmamış birleşik bir devlet olmayı sürdüren, tamamen egemen, kurumları işlevlerini hala yerine getirebilen bir Suriye’ye bu şekilde ulaşabiliriz. Türkiye ile de ortak hedefimiz bu ve her iki zorlukla da aynı anda uğraşmak zorundayız” dedi.
“ORTAK HEDEFİMİZ, SURİYELİLERİN ÖZGÜRCE KARAR ALABİLMELERİ”
Federasyon iddialarının Ankara’yı PYD’ye karşı yavaş yavaş Esad rejimiyle yakınlaştıracak bir stratejik yol ayrımına getireceği yönündeki iddialarla ilgili Blinken, şöyle konuştu: “Ortak hedefimiz, Suriyelilerin, geleceklerine dair kendileri için ve özgürce karar alabilmeleri, geleceklerinin neredeyse halkının tamamının haklarını her gün ihlal eden otoriter bir hükümdar tarafından kendilerine dayatılmaması, Esad ya da hatta herhangi bir dış güç tarafından. [sic] O nedenle, beraberce yaptığımız şey, Suriyelilerin ülkenin geleceğini belirlemelerini sağlayacak koşulları yaratmak; ancak bunu, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine tüm komşuları ve diğer dış güçler tarafından saygı duyulan, birleşik bir Suriye olarak gerçekleştirmek. Ortak hedefimiz bu”
“PKK BU SÜRECİ TERK ETME VE ŞİDDETE DÖNME YÖNÜNDE SON DERECE YANLIŞ BİR KARAR VERDİ”
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass’in PKK’ya defalarca silah bırakma çağrısında bulunduğu hatırlatılan Blinken, ABD’nin bu konuda başka adımlar atıp atmayacağı sorusu için şu ifadaleri kullandı: “Her hükümetin ilk yükümlülüğü halkının güvenliğini sağlamaktır; PKK ise terör ve şiddet eylemleri gerçekleştirerek, ülke çapında Türk halkının güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenle PKK’ya şiddete son vermesi, teröre son vermesi, silahları bırakması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müzakere masasında çözüm aramaya dair ileri görüşlü liderliğiyle oluşturulan sürece geri dönmesi yönünde son derece açık çağrılarda bulunduk. Maalesef, PKK bu süreci terk etme ve şiddete dönme yönünde son derece yanlış bir karar verdi”