Abdullatif Şener Yurt gazetesine konuştu: ‘Cumhurbaşkanı’na hoş görünmek için…’

Abdullatif Şener Yurt gazetesine konuştu: ‘Cumhurbaşkanı’na hoş görünmek için…’

Uzun yıllardır Fransa’da yaşayan ve iki ay içinde Türkiye’ye döneceğini açıklayan Cem Uzan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Abdüllatif Şener ve Ali Babacan'ı suçlamıştı. Yeni parti kurma hazırlığında olan Ali Babacan ve CHP'li Abdüllatif Şener'in fotoğraflarını Twitter hesabından paylaşan Uzan, paylaşımına "Uzan Ailesi'ne kurulan kumpasın sorumlusu hırsızlar Ali Babacan - Abdüllatif Şener" notunu düşmüştü. Uzan’ın suçlayıcı açıklamalarının ardından CHP Milletvekili Abdüllatif Şener, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ali Rıza Özkan’ın sorularını cevapladı.

Cem Uzan Twitter hesabında size karşı suçlamalarda bulundu bugüne kadar sizin isminiz hiç geçmemişken neden şu an gündemine sizi aldı?

Bunu Cem Uzan’a sormanız lazım. Neden durdu durdu da beni keşfetti? Aradan 16 yıl geçmiş. 16 yıldır adını anmadığı birini hedefe almak suretiyle eleştirmeye başlamış. Gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Ne olabilir, diye bakıyorum. Daha önceki bazı açıklamalarında Sayın Cumhurbaşkanı’na ne laflar ettiğini biliyoruz. Bir taraftan da Türkiye’ye gelmek istiyor.

Biliyorsunuz, 2002 Kasım ayında AK Parti tek başına iktidar elde etmiştir. Benim de 2007 yılına kadar görevim devam etmiştir. Bu arada hükümetle Uzan arasında önemli problemler yaşanmıştır. Bu problemlerin ilki Berke barajıyla ilgilidir. Daha sonra İmar Bankası’yla alakalıdır. Bu süreç 2003 yılında ortaya çıkan hadiselerdir. Bu sürecin üzerinden 16 yıl geçmiştir. 16 yıl zarfında, benimle ilgili hiçbir şey söylememiştir. Ama ne olduysa, Türkiye’ye dönme kararını açıkladı, gelecek mi, gelemeyecek mi bilmiyorum. Ama, Türkiye’ye dönme çözümü olarak Erdoğan’a iltifatlar etmiş. Erdoğan’ı kendisine rakip görürken, birdenbire savunmaya başlamıştır. Bu kendisinin Türkiye’ye gelmek için yol haritasıdır. Yani, Sayın Erdoğan’la iyi geçinmek istiyor, olabilir. Veya, umutları vardır, o umutları yeşertmek istiyor olabilir. Veyahut, bizim bilmediğimiz bir şey olarak hükümetle mutabakat sağlamış olabilir.

Bugüne kadar Cem Uzan’dan kendisine komplo yapıldığına dair çeşitli açıklamalar duyduk. İşin içine Fetö girdi, işin içerisine AK Parti yöneticileri girdi, uluslararası güçler girdi. Türkiye’ye gelme ümidinin gerçekleşmesi için karşısına alması gereken kişi siz misiniz?

Yani elbette benim muhatabım değil. Bakıyorum, oluruna bakıyorum. İlk kez 13 Haziran 2003 tarihinde, Enerji Bakanı Hilmi Güler bir basın açıklaması yapmak suretiyle barajlarına el konulduğunu söylemişti. Zaten, Uzan’la AK Parti arasındaki kırılma bu tarihten itibaren başladı. Önce barajlarla ilgili bir çaba sarfetti. Ama Sayın Bakan’ın o günkü yaptığı açıklama “Uzan grubu bunu bir siyasi zemine çekmeye çalışıyor, ama bunun siyasetle alakası yoktur. Bu tamamen hukuki, anayasal bir karardır. Çünkü sistemin bozulması, elektrik piyasasının bozulması için çabalar sarf ediyor. Kendisine bunlar sisteme uymuyor, diye defalarca açıklama yapıldı” denmiştir.

3 Temmuz 2003 tarihinde, yani barajlarla ilgili operasyondan 20 - 25 gün sonra İmar Bankası fona devredilmiştir. BDDK o dönem yaptığı açıklamayla İmar Bankası’nın bankacılık faaliyetlerinin ve mevduat toplama yetkisinin ortadan kaldırıldığını açıklamış, ilan etmiş, devredildiğini beyan etmiş. Ve tüm mevduat sahiplerinin mevduatlarını da ödeneceğini açıklamıştır.

Şimdi burada BDDK benimle ilişkili bir kurumdur. Ama BDDK bağımsız bir kurum. Hatta bu kurumun üyeleri bizden önceki hükümet tarafından atanmıştı. Bağımsız karar verme yetkisine sahip, bu işlerden sorumlu bir yapıdaydı. Bankaya el konulduktan sonra yazılan çizilen birçok konu vardır. Daha sonraki aylarda ise gerek barajlarla bağlantılı, gerek İmar Bankası’yla bağlantılı sorunları nedeniyle Cem Uzan birkaç kez benden randevu istemişti. Ben bu randevuların hiçbirine cevap vermedim ve kendisine randevu vermedim. Enerji Bakanıyla görüştüm, BDDK ile konuştum. Orası da bağımsız bir kurum diye düşündüm. Hayatımda Cem Uzan’ın kendisiyle karşılaşmadım. Ne karşı karşıya, ne başka bir yerde yüz yüze görüşmedik. Her şey hukuka göre işlemiştir, her şey anayasaya uygundur ve 16 yıl sonra Türkiye’ye gelme gündemiyle ortaya atmış ve hedef olarak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın hoşlanmadığı veya sürekli kendisini eleştirdiği için uğraşmaktan mutlu olacağı Sayın Şener’e saldırayım, diye düşünmüş olabilir.

Yani şunu diyebilir miyiz o zaman: Amaç burada sizi hedef almak değil, Sayın Cumhurbaşkanı’na hoş gözükmek…

Evet. Bizi hedef almak suretiyle Cumhurbaşkanı’na hoş görünmek… Bu adam iş adamı. Bir iş adamı olarak, yatırım yapacağı yeri iyi biliyor.

Sayın Bakanım, 16 yıl öncesine dönersek, siz o gün yapılan işleri, Rumeli Holding, Cem Uzan ailesi üzerinden alınan kararları doğru buluyor musunuz?

Benimle ilgili olan kısmı İmar Bankası’yla alakalı kararlar. BDDK o günkü aldığı kararda bankacılık açısından doğru bir karar almıştır. Zaten o kararı vermeseydi, sorumlu onlar olurdu. BDDK yaptığı açıklamada “yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen, alınması istenen tedbirleri almayan, mevduat sahiplerinin haklarının istikrarını tehlikeye attığı için el konulmuştur” deniliyor.

Sistemin devamı açısından, zaten bu zorunludur. Verdiği kararda haklıdır. Daha sonraki süreçlerde basın açıklamasıyla bu konuyla alakalı değerlendirmeler yaptım ve doğru olduğunu söyledim. Enerji Bakanı’mız tarafından verilen kararların da yerinde olduğunu düşünüyorum.

Bunu şu yüzden soruyorum sayın bakanım… Cem uzan sürekli kendisine komplo kurulduğunu ve arkasında farklı çevreler olduğunu söylüyor. Halk da bu kararların doğru olup olmadığını merak ediyor.

Evet. Ben bu kararların çok doğru ve yerinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü yükümlülüklerini sürekli yerine getirmeyen, yasayı sürekli çiğneyen bir kişiden bahsediyoruz. Bu kişiyle ilgili zaten yüzlerce ve binlerce sayfa kitap yazılmıştır. Bunun ardından hâlâ haksızlık yapıldığını düşünen biri var mı? Ben rastlamadım. Sadece kendisi benden randevu talep etmiştir, ben kabul etmemişimdir. Ben o dönem alınan kararların doğru olmadığıyla yönünde de kimseden bir şey duymadım.