Ahmet Davutoğlu: Amaçları siyasete göz dağı vermek

Ahmet Davutoğlu: Amaçları siyasete göz dağı vermek

6-8 Ekim Kobani olaylarının yaşandığı dönem başbakan olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, HDP’ye yapılan operasyona sert tepki gösterdi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6 yıl önce yaşanan Kobani olayları gerekçesiyle HDP’ye yapılan operasyona sert tepki gösterdi. Davutoğlu “Önlerinde işlerine yarayacağında basacakları soruşturma, dava, mahkeme düğmeleri var. Hangisi işlerine geliyorsa onu devreye sokuyorlar. Eğer varsa terör bağlantısı neden bunların milletvekili seçilmesine ve belediye başkanı seçilmesine onay verdiniz?" dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dün partisinin Adıyaman 1. Olağan Kongresi’nde video konferans ile partililere seslendi.  Davutoğlu,“Hukuk devletinin tamamen yok olduğu bir ortamda savcılar ve hakimler adalet değil, daha fazla toplumsal çatışma huzursuzluk ve hepsinden önemlisi demokratik siyasetin yok edilmesine sebep olacak sonuçlar doğururlar“ diye konuştu.


 
Seçim dönemi kırmızı listeyle aranan terörist Osman Öcalan’ın devlet televizyonlarına çıkarıldığını anımsatan Davutoğlu, "Onların meselesi terörle ilişkili olanları çağırmak değil, göz dağı vermek, siyasete göz dağı vermek” dedi. Davutoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:

"İKTİDAR YÖNETME KABİLİYETNİ KAYBETMİŞTİR"
"Bu iktidar yönetme kabiliyetini kaybetmiştir. Tıpkı 1990’larda olduğu gibi yönetemedikçe iradesini bürokrasiye çıkar gruplarına darbeci artıklarına yargı ve güvenlik vesayetini teslim edenler gibi bunlar da yeni bir vesayet sistemi kuruyorlar. Vesayeti kaldıracağız dediler ama en büyük vesayeti bugün kendiler kurdular. Millet sizi oylarıyla ülkeyi yönetin, diye seçti. Siz ülkemizi bir garnizona milletimizi de sessiz yığınlara çevirebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Bunlar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına itiraz ettikleri gibi tüm hakimlerle gerektiğinde kavga etmeyi de göz alıyorlar."

"BİR VASAYET REJİMİ VAR"
"Sevdikleri hakimler var sevmedikleri var. Sözlerini dinleyen dediklerini harfiyen uygulayan 'içeri at' dediklerini atan, 'bırak' dediklerini bırakan hakim ve savcılardan son derece memnunlar. Siyasetin oynaması gereken rolü savcılar ve hakimler oynamaya başlarlarsa bu ülkede artık hukuk devleti yok demektir. Bir vesayet rejimi var demektir. Savcılar ve hakimler düzeni var demektir. Hukuk devletinin tamamen yok olduğu bir ortamda savcılar ve hakimler adalet değil, daha fazla toplumsal çatışma huzursuzluk ve hepsinden önemlisi demokratik siyasetin yok edilmesine sebep olacak sonuçlar doğururlar. Çünkü artık hukuk devletinin kurallarına göre hareket etmezler. Adalet arayışıyla hareket etmezler. Talimata bakarlar ve talimatla aldıkları kararla da her gün yeni bir hukuk cinayetine yol açarlar."

"SABAH KALKINCA AYNI HABERLERİ ALIYORUZ"
"İşte bakın, sabahları kalkınca hemen aynı haberleri alıyoruz. Acaba bugün kimlerin evine baskın yapıldı, çağrılsa gidecek hangi isimler yaka paça zırhlı araçlarla gözaltına alındı diye, haberlerde bunları görüyoruz. Yine onlarca siyasi, tanınmış isim her gün göz önünde olan belediye başkanı, siyasiler zırhlı araçlarla götürülüyorlar. Sebep 6 yıldır süren bir soruşturma, bir dava.


 
Eğer varsa terör bağlantısı neden bunların milletvekili seçilmesine ve belediye başkanı seçilmesine onay verdiniz? Daha geçenlerde anayasa mahkemesi, hukuk ihlali kararı verip üstüne de tazminat ödetmedi mi sizlere? Önlerinde işlerine yarayacağında basacakları soruşturma, dava, mahkeme düğmeleri var. Ve o düğmelere basıyorlar ve ülke gündeminde yeni bir ortam oluşturmaya çalışıyorlar. Hangisi işlerine geliyorsa onu devreye sokuyorlar."

"AMAÇLARI SİYASETE GÖZ DAĞI VERMEK"
"Bir yanda sırf seçim kazanmak için devletin aradığı Osman Öcalan'ı, devletin televizyonlarına çıkaracaksın. İmralı’dan mektup getireceksin, diğer yanda senin gözünün önünde duran belediye başkanını, siyasileri terör suçlamasıyla hapse atacaksın.

Eğer gerçekten böyle bir suçlama varsa, yarın o hakimler o savcılar bağımsız vicdanlarıyla Osman Öcalan’ı, bir teröristi devlet televizyonuna çıkaranlar hakkında da aynı girişimi yapmak durumundadırlar. Ama onların meselesi terörle ilişkili olanları çağırmak değil, göz dağı vermek, siyasete göz dağı vermek, özgür düşünceye göz dağı vermek..." 

(ANKA)