AKP'li eski vekilden şok itiraflar

AKP'li eski vekilden şok itiraflar

AKP’li eski vekil Cuma İçten, partiden istifasını açıklarken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ Milli Eğitim kitaplarında olan ve okuduğu şiir ile hapis yatan bir liderden, başkalarının yazdıkları ile hapse atılmalarını talep eden bir lidere” dönüştüğünü söyledi.

AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve 24. Dönem Milletvekili Cuma İçten, partiden istifasını bildirdiği yazılı açıklamada çarpıcı ifadeler kullandı. Eğitim, belediyecilik ve liyakat gibi konulardaki tahribatların kronik hale geldiği belirtti.

 İçten, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Cumhurbaşkanı makamı seçim kampanyası yürüterek makamın değerini düşmesine yol açmıştır. Milli eğitim kitaplarında olan ve okuduğu şiir ile hapis yatan bir liderden, başkalarının yazdıkları ile hapse atılmalarını talep eden bir lidere bürünmekle kalmamış, herkese fırça atan, herkesi muhatap alan, bir lidere dönüşmüştür” ifadelerini kullandı

Tarafsız Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, Cuma İçten’in açıklamalarından satır başları şöyle:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Fazilet Partisi bünyesindeki yanlışlıklara itirazlarda bulunarak, yenilikçi hareketin içerisinde yer aldık. ‘Adalet’ ve ‘kalkınma’ gibi kıymetli kavramlar temelinde o dönem liderimiz olan merhum Necmettin Erbakan hocamızın yanından ayrılarak, Ak Parti’nin kurucu kadrolarında yer aldık. Kişisel bir çıkardan ziyade aziz milletimizin hak ettiği refaha ulaşması amacıyla çıktığımız bu yolda bizleri, bazı kendini bilmezler (ki sonradan Ak Partiye geçenler!) Hain ilan etmişlerdi. Geçmişte merhum Necmettin Erbakan hocaya itirazlar ile başkaldırıp öncülük yapanlar, bugün aynı gerekçeler ile karşılarında kendilerine başkaldıran bir kitle bulmaktadır.

"TAHRİBATLAR KRONİK HALE GELMİŞTİR"
AK Parti kuruluş ve iktidara geliş sürecinin ardından; sağlık, savunma, sosyal devlet vb. alanlarda yenilikler ve iyileştirmeler yapmış olsa bile aşağıda detayları ile belirttiğim adalet, ekonomi, kültürel değerler, eğitim, belediyecilik, terör ile mücadele ve liyakat gibi başlıklarda ciddi tahribatlara neden olmuş ve bu alanlardaki tahribatlar kronik bir hale gelmiştir.

"ESKİ TÜRKİYE’DEN ÖTEYE GİDİLEMEMİŞTİR"
AK Parti’nin kuruluş aşamasından itibaren sisteme yönelik ilk itirazımız adalet hususundaydı. Ancak ne acıdır ki bugün de sisteme yönelik itirazlarımızın başında adalet kavramı yer almaktadır. Adalet tahsis edecek kurumlarda bir ilerleme olmadığı gibi sistem yazboz tahtasına dönüştürülmüş, hukuk askıya alınmış, insan hak ve özgürlüklerinde ciddi anlamda gerilemeler yaşanmıştır. Adeta eski Türkiye’den öteye gidilememiştir. Demokratik talepler, insan hak ve özgürlükleri, etnik ve dini hürriyetler anayasa ile güvence altına alınamamış sorunlar görmezden gelinmiştir. Suçu sabit olmuş ve cezaevinde yatmakta olan FETÖ’cü terörist savcı ve hakimlerin karar verdikleri davalardan, mağdur olan on binlerce insanın mağduriyeti giderilememiştir. Terörist oldukları hukuki karar ile tescilli olan hâkim ve savcıların baktıkları davalar yeniden ele alınmamış ve yeniden yargılanma yolu açılmamıştır. Aynı adalet ve güvenlik kurumları, FETÖ terör örgütü ile yapılan mücadelenin benzerini diğer terör örgütleri ile yapamamıştır. Örneğin FETÖ’cü iş adamlarının mal varlıklarına el konulmuş, FETÖ’cü memurlar memuriyetten atılmış ve lisansları iptal edilmiş, FETÖ’cü sivil toplum kuruluşlarında yer alanlar tutuklanmış ama diğer terör örgütleri ile aynı tarzda bir yaklaşım sergilenmemiştir. FETÖ ile ilgili mücadelede, üst düzey siyasilerin eşleri, birinci derece yakınları ve akrabalarına dokunulmamıştır.

"HERKESE FIRÇA ATAN BİR LİDERE DÖNÜŞMÜŞTÜR"
31 Mart İstanbul seçimleri iptal edilmiş ve millet iradesi yok sayılmış, YSK maddeleri ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. Belli bir zümre oluşturularak onlar üzerinden devletin tüm kaynaklarının kullanılmasına, geçmişte ve şimdi uzun süre vekil ya da bakanlık yapmışların birinci derece akrabaları devletin tüm imkanlarından faydalanmış ve faydalanmaya devam etmektedirler. Cumhurbaşkanın siyasi kimliğinin olması farklı görüşe sahip vatandaşların aidiyet sorununa yol açmış, belediye seçimlerinde Cumhurbaşkanı makamı seçim kampanyası yürüterek makamın değerini düşmesine yol açmıştır.

Milli eğitim kitaplarında olan ve okuduğu şiir ile hapis yatan bir liderden, başkalarının yazdıkları ile hapse atılmalarını talep eden bir lidere bürünmekle kalmamış, herkese fırça atan, herkesi muhatap alan, bir lidere dönüşmüştür.

AKP’LİLER PARTİYİ ELE GEÇİREREK, 2001 KURUCU AK PARTİLİLERİ İHRAÇ ETMEK İSTEMEKTEDİRLER
İktidar, kendi partisine mensup olmayan herkesi hain ilan etmiş kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmiştir. AK Parti kuruluşunda itiraz ettiği her şeyi kendisi fazlası ile yapar duruma gelmiştir. AK Parti içerisinde Ömer olanlara tahammül edemeyenler, eleştirilere açık olmayanlar, eksiklikler söylediğimizde bizleri ötekileştirenler, 2019 yıllarındaki AKP’liler partiyi ele geçirerek 2001 kurucu AK Partilileri ihraç etmek istemektedirler. Dün kurdukları siyasi partilerde bize olmadık hakaretlerde bulunanlar, yani yolda bulduklarımız, ak partiye gelmiş ve asıl kurucu iradeyi tasfiye etmişlerdir. Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu bizim gibilerin sesi olmuş bedeli parti disiplini olmuştur. Kavganın ötekileştirmenin savaşın barış… Yazmanın düşünmenin fikir söylemenin özgürlüğün kölelik… Susmanın bilgisizliğin cahilliğin ise güç olduğu bir ülkede yaşar olduk.

"BAŞ KALDIRIYORUM"
Tüm bu itiraz ettiklerimin ve yaşananların kurucusu olduğum siyasi partinin yönettiği bir ülkede böyle bir iktidarın mensubu olamam. Dün bize dua edenlerin beddualarını alamam. Memur olmak isteyen ama Allah’tan başka kimsesi olmayanların annelerin bize geldiğinde maruz kaldıkları gözyaşlarına zulümlere haksızlıklara sessiz kalamam. Yapamadıklarımla kimseyi üzemem. Ahlaksızlıklara göz yumamam. Maske ile dolaşamam. Yetim hakkı yiyemem. Devlet malına elimi süremem. Devletin imkanları ile milletimi sömürülmesine göz yumamam. Yatlarda, yalılarda, katlarda oturup yediği önünde yemediği arkasında olan aile fertlerinin her birinin altında lüks arabalar olan her biri devletin en üst kademesinde akrabaları ile yer alan bir siyasetçi olamam. KHK ile memuriyetten atılarak meslekleri elinden alınanların, akşam eve ekmek götüremeyen ve bu yüzden intihar eden ailelerin, AK Partililerin yüzlerine bakarak yaptıkları ahı alamam.

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun 2019 Mart seçimlerinden sonra yayınladığı manifestonun altına imza atıyor ve her bir kelimesine katılıyorum. Yine sayın başbakanın istifa etmesine ilişkin, yapmış olduğu basın toplantısında tüm düşüncelerine katılıyorum.

AKP’DEN AK BİR ŞEKİLDE İSTİFA EDİYORUM
İnsan hak ve özgürlüklerin, adalet ve hukukun ayaklar altına alındığı; doğanın ve çevrenin korunmadığı, bazı insanların daha fazla eşit olunduğuna inanıldığı, metindeki tüm itirazlarım ile kurucusu olduğum ve adaletten kalkınmadan uzaklaşmış 18 yıldır acı bedeller ile defalarca ölüme göz kırptığım emek ve zaman verdiğim AKP’den AK bir şekilde istifa ediyorum.
Bu anlamda bu gönül sayfasında yer almak isteyen herkesi YENİ BİR HAL ile çıkacağımız yola DAVET ediyor saygılarımı sunuyorum”