CHP'li Öztrak: Tiryakinin Erdoğan'dan çektiğini kimse çekmemiştir

CHP'li Öztrak: Tiryakinin Erdoğan'dan çektiğini kimse çekmemiştir

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından gündeme dair açıklamalar yaptı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yürütme Kurulu, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.


 
Toplantının gündemi hakkında Parti Sözcüsü Faik Öztrak açıklama yaptı.

Öztrak'ın açıklamasından satır başları şöyle:

Yapılan fedakarlıkların boşa gitmemesi için bundan sonraki süreçte herkese büyük sorumluluklar düşüyor. Virüs hala aramızda dolaşıyor. Normalleşme kararlarında Bilim Kurulu'nun önerilerine ne kadar uyulduğunu bilmiyoruz. Bilim Kurulu'nun bir sözcüsü olmalıdır. 

Bugünden itibaren maske mesafe ve temizlik konusunda çok daha hassas olmak zorundayız. Ancak bu şekilde 2. dalgadan kaçınabiliriz.


 
5 maskeyi bile millete bedava dağıtamadılar. İşsizlik Fonu'ndan zorunlu izne çıkarılanlara yapılacak ödeme bile tam olarak yapılamadı. Gercekgundem.com'da yer alan habere göre Öztrak şöyle devam etti; Yüzbinlerce iş yeri, lokanta, otel, dükkan haftalarca kapalı kaldı. Evde kalma süresinde meyveler sebzeler pazarcının elinde kaldı. 

Hem dünya lideri olduğunu iddia edeceksin, hem vatandaşından para isteyeceksin. Böyle bir hükümet başka bir yerde var mı? Hala da millete IBAN numarası göndermeye devam ediyorlar. Kime yardım yapıldı? Bilen yok.

Zaten borca batırılmış esnaf neredeyse 10 haftadır tek kuruş kazanamadı. 3 ay ertelenen ödemelerin ödeme süresi yaklaşıyor. Eskisinin yarısı kadar müşteriye hizmet verebilecekler. Peki esnaf bu borçları ne ile ödeyecek? Arpacıya borç veren ahırını tez satar. 

Esnafın hükümetten talepleri var. Hükümet ıslık çalıp havaya bakarak bu taleplerden kaçamaz. Esnaf hükümete bu yıl ödeyeceğim vergiyi ertele diyor, kira stopajını alma diyor, MTV alma diyor, kredilerin faizlerini yıl sonuna kadar devlet ödesin diyor. Bunlar sıra dışı talepler mi? Hayır. Dünyadaki diğer ülkeler bunun daha fazlasını yapıyor.


 
Çay üreticilerimiz perişan. Her sene hep aynı hikaye. ÇAYKUR üreticilere uyguladığı kontenjanı indirince özel sektör durumu fırsata çevirip yaş çayın fiyatını yerlerde süründürüyor. Çay üreticileri kota ve kontenjan uygulamasına ÇAYKUR derhal son versin, taban fiyatının altında ürün alan cezalandırılsın, çay kanunu çıkarılsın istiyor.

Saray hükümeti salgında sadece 5,5 milyon yurttaşımıza bir defalık 1000 TL vermekle yetindi. Milletimizi bir başına bıraktılar. Belediyelerimiz hükümetin bıraktığı sosyal destek açığını kapatmak için canla başla uğraşıyorlar. 

Erdoğan "vahşi kapitalizm" lafını ağzından düşürmüyor. Ama "bal, bal" demekle ağız tatlanmıyor. Salgında bile Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası'ndan aldıkları 200 milyon avro krediyle yandaşlarla ihalesiz inşaat işi dağıtmakla meşguller. Bunu yaparken de rant yaratmak uğruna Atatürk Havalimanı'nın pistlerini yok ederek milli servetimizi tahrip etmekten çekinmiyorlar. Hastane yapıyorsun, ama milli serveti talan etme.

Yatırım harcamaları son 7 çeyrekte daralıyor. Üretim kapasitesini arttıracak yatırımlar yapılmıyor. Net ihracat büyümeyi 4,3 puan aşağı çekmiş. Büyümeyi en fazla katkı stok birikiminden gelmiş.

Eğer stoklarda TÜİK'in yaptığı makyaj yoksa önümüzdeki dönem için üretim performansı açısından alarm zilleri çalmaktadır. Bu gelişmeler ikinci 3 ayda ekonominin çok sert bir şekilde daraldığını şimdiden bize gösteriyor. Anlaşılan Erdoğan da sosyete damat da bunu kabullenmiş. Yılın 2. yarısında ekonominin toparlanması için aklı başında hangi tedbiri aldınız? Yeni bir program mı açıkladınız? Hayır. Tek yaptığınız bankaları emirle borç vermeye zorlamak. Bu iş tefeciyi sevindirerek değil, vatandaşa kaybettiği geliri destek olan veren yeni bir programla olur.

Sarayın başındaki kendi insanlarının sesini duymuyor, ABD'deki insanların sesini işitiyor. Nefesini kesmeye çalıştıkları yurttaşlarımız, partililerimiz var. İzmir'de boşu boşuna hapiste tutulan partilimiz serbest bırakıldı ama provokatörler hala ortada yok.

Eren Yıldırım ise hala hapishanede. Erdoğan'ın yaptığı mesnetsiz suçlamalar ise İçişleri Bakanı tarafından boşa çıkarıldı. Erdoğan ile kabinesi arasındaki uyumsuzluk artık iyiden iyi su üstüne çıkmaya başladı.

Kaç gündür darbe diye tepinirken onun İçişleri Bakanı "Darbe teorisi üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar Türkiye'nin bugününden kopukturlar" dedi. Atalar, mühür kimdeyse Süleyman o'dur demiş. Şimdi bakalım mühür kimde, Süleyman kim?

Erdoğan'ın sigara vergisi açıklaması...

10 gün önce sayın Erdoğan 1960'lardan bahsediyordu, nihayet 1970'lere gelebilmiş.  1970'lerdeki anlayışa bakıp bugünü yargılamak doğru değil. Her yerde vergileri arttırıyorlar, tiryakinin sayın Erdoğan'ın elinde çektiğini kimse çekmemiştir. Şu anda içtiği 20 sigaradan 18'i vergiye gidiyor. Sigara, içki zararlıdır. Ama adam tiryaki, yükleniyorsun vergiye. Her noktada vatandaştan vergi almak için elinden geleni yapıyorsun. Bu krizde dünyanın hiçbir yerinde hiçbir iktidar ne milletinden vergi aldı ne de milletine IBAN gönderdi. Biz bu konularda ilkiz. Onun için 70'leri falan bırakalım bugüne gelelim. Bugün işsizlik meselesini nasıl çözeceksiniz? Bu lafların hiçbir kıymeti yok. 70'lere gidip oradan kendilerinin kusurlarını örtmeye çalışmak ancak çaresizliklerini örtmeye çalışmaktır, başka hiçbir şey değildir.