CHP’li Ağbaba’dan Soylu’ya cevap: “Teslim edilen pasaportları, gelmiş gibi göstermeye çalışıyorlar”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Ortaya çıkardığımız en az 800 kişi varken bu sayı gerçek değil. Herhalde teslim edilen pasaportları, gelmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. İçişleri Bakanı'nın bu çeteyle, resimlerini görürsek hiç şaşırmayız” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün katıldığı bir televizyon programında yurt dışına gidip de geri dönmeyen kişilerin sayısını 804 olarak açıklamış, içki yasağı konusunda ise Paris örneğini vermişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Günaydın' diyoruz. Bizim ortaya çıkardığımız en az 800 kişi varken bu sayı gerçek değil. Ayrıca Malatya'da Yeşilyurt Belediyesi'nde, gidip gelmeyen 43 kişinin de pasaportu teslim edildi. Herhalde teslim edilen pasaportları, gelmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Yakında İçişleri Bakanı'nın bu çeteyle, insan kaçakçılarıyla resimlerini görürsek hiç şaşırmayız” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün katıldığı bir televizyon programında hizmet pasaportu ile yurt dışına çıkıp da dönmeyen kişi sayısının 804 olduğunu açıklamıştı. Alkol satışının yasaklanması konusunda da konuşan Soylu, aynı yasağın Paris'te de olduğunu söylemişti.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba yaptığı açıklamada İçişleri Bakanı'nın yurt dışına gidip de gelmeyen kişiler için verdiği sayının doğru olmadığını belirtti. İçki yasağının ise küçük esnafın sorunlarının konuşulmaması için gündem değiştirmek adına yapılmış bir manipülasyon olduğu yorumunu yaptı.

"NEREDE BİR DOLANDIRICI VARSA SÜLEYMAN SOYLU'NUN MAKAMINDA"

Ağbaba'nın açıklamaları şöyle:

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, 'Günaydın' diyoruz. Bakan'ın söylemiş olduğu sayı gerçek değil. Bizim ortaya çıkardığımız en az 800 kişi varken bu sayı gerçek değil. Ayrıca Malatya'da Yeşilyurt Belediyesi'nde, gidip gelmeyen 43 kişinin de pasaportu teslim edildi. Herhalde teslim edilen pasaportları, gelmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Yakında İçişleri Bakanı'nın bu çeteyle, insan kaçakçılarıyla resimlerini görürsek hiç şaşırmayız. Nerede bir dolandırıcı varsa Süleyman Soylu ile makamında fotoğraf çektiriyor, Süleyman Soylu ise 'Ben tanımıyorum' diyor. Yakında Süleyman Soylu ile AK Parti'li eski belediye başkanı ve insan kaçakçılığının Türkiye ayağı olduğu iddia edilen Ali Ayrancı'yla ya da Almanya'daki şebekenin başı olduğu iddia edilen Ersin Kilit'le fotoğraflarını görürsek şaşırmayız.

"BU İŞTE EN BÜYÜK SORUMLULUK SÜLEYMAN SOYLU'NUNDUR"

Anlaşılıyor ki insan kaçakçılığı özellikle AK Parti’li belediyelerde, belediye eliyle bir yöntem haline gelmiş durumda. Süleyman Soylu, '2018'de 2019'da çeşitli uyarılarda bulunduk' diyor ama bir tane belediyeyle ilgili işlem yapmamış. İşi sulandırmak için insan kaçakçılığıyla ilgisi olamayan CHP'li belediyeleri de İYİ Parti'li belediyeleri de katmaya çalışıyor. Ama dünya âlem biliyor ki bu işi yapanlar AK Parti'li belediyelerdir ve bakanlığın yani devletin oluruyla yapıyorlar. Bu işte en büyük sorumluluk da Sayın Süleyman Soylu'nundur. Dünyanın her tarafında suç olan insan kaçakçılığıyla ilgili belediyeler ne işlem yaptı belli değil, belediye başkanlarına ne yaptı belli değil, sadece işi sulandırmaya çalışıyor. Sen, 2016'dan beri devam eden bir süreç diyorsun, valiler bizi 8 ay önce uyardı diyorsun. Peki sen ne yaptın, hangi belediye hakkında ne yaptın? Belediye başkanının biri Elâzığ’da itiraf ediyor. 'Biz, bir kamyon karşılığında insanların gitmesine izin verdik' diyor. Burada para var, diyoruz; burada siyasi ayak var, diyoruz ama maalesef belediyeler hakkında bir işlem yapılmış değil.

"ANKARA'DA İKTİDARDAN GÜÇ ALAN SİYASİ BİR AYAK DA VAR"

Şimdi yeni bir iddia var. Yeşilyurt Belediyesi, şubat ayında hizmet pasaportuyla 55 kişiyi yurt dışına gönderiyor ve bu 55 kişi geri gelmiyor. Bunun da ortaya çıkarılması gerekiyor. Maalesef Yeşilyurt Belediyesi'nden insan kaçakçılığı konusunda çıt çıkmıyor. Biz yine kendi belediye meclis üyelerimizin çabalarıyla bilgileri elde etmeye çalışıyoruz. Şimdi bu insan kaçakçılığında Almanya ayağı var, Türkiye ayağı var, belediye başkanları var, yerel ayak var. Ankara'da iktidardan güç alan bir siyasi ayak da var. Bu siyasi ayağı da araştıracağız.

"ESNAFIN AÇLIĞI KONUŞULMASIN DİYE TEKEL BAYİLERİ TARTIŞTIRILIYOR"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Paris'te tekel ürünleri satan esnafın akşam saat 10.00 ile sabah saat 06.00 arasında kapalı olduğunu söylüyor. Türkiye'de akşam 18.00'den sonra zaten yasak. Bir kere bu özel yaşama direkt müdahaledir. İnsanların evinde ne yediğine bakmıyorsun, insanlar aç ama ne içtiğini kontrol etmeye çalışıyorsun. Ayrıca burada bir cambaza bak oyunu var. Küçük esnafı tam kapatıyorsun bir kuruş destek vermiyorsun, bunlar konuşulmasın diye tekel bayileri alkol satsın mı satmasın mı diye tartışma çıkarıyorsun. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu: Esnaf aç, esnafa bir kuruş destek vermedin. Küçük esnafı kapattın; büyük AVM'leri, zincir marketleri açtın. Dünya ülkeleri milli gelirinin yüzde 20'sini veriyor, sen yüzde 1'ini bile vermemişsin. Bunlar konuşulmasın diye tekel bayileri tartışmasını sürdür bakalım. Tekel bayilerinin satış yapmaması, ideolojiktir. Esnafın sorunları konuşulmasın, esnafın açlığı konuşulmasın, esnafın kirası konuşulmasın; esnafın elektriğini, suyunu, SGK primini ödeyemediği konuşulmasın tekel bayileri konuşulsun isteniyor. Süleyman Soylu bir çadır devletinin İçişleri Bakanı gibi davranıyor bu da kabul edilecek bir şey değildir.”